Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/125 Esas sayılı dosyası, dosya içerisine alınmamış, ortaklığın giderilmesi dosyasında davacının muhdesat iddialarını açıkça kabul eden taraflar belirlenmemiş, ortaklığın giderilmesi dosyasında davacının muhdesat iddialarını açıkça kabul etmeyen tüm tarafların ve paydaşların eldeki muhdesat davasında taraf olması gerektikleri, ortaklığın giderilmesi dosyasında davacının muhdesat iddialarını açıkça kabul eden kişilerin ise eldeki muhdesat davasında taraf olamayacakları ve davacının bu kişilere yönelik muhdesat tespiti davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı hususları mahkemece değerlendirilmemiştir. Mahkemece eldeki muhdesat tespiti davasına dayanak ortaklığın giderilmesi dosyası, denetime elverişli şekilde dosya içerisine alınmadan ve davalı T3'nın dava konusu muhdesatlara açıkça itirazının olmadığı gerekçe gösterilerek davalı T3 hakkındaki davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....
Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Yine, bilindiği üzere, muhdesatın tespiti davalarında, davanın konusu (müddeabih) muhdesat iddiasını kabul etmeyen davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup, buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nin 326/2. madddesi uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden davalıların tapudaki hisseleri gözönünde bulundurulmak suretiyle sorumlu tutulmaları gerekir....
Dosya içeriğine göre, bilirkişi raporunda dava konusu yapı değerinin 7.503,53 TL, zemin değerinin 69.067,01 TL, toplamının ise 76.570,54 TL olduğunun tespit edildiği; davanın 30.000,00 TL değer üzerinden harç ödenerek açıldığı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalmaktadır. KARAR Açıklanan sebeple; Davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE, Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Bu durumda mahkemece yapılacak iş yukarıda açıklandığı gibi muhdesat oranı belirlenerek muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, arz değerinin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması gerekirken bu yön üzerinde durulmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Hüküm Bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir. Olayımıza gelince; dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan ve taraflar arasında ittifaklı olan muhdesatların değerleri belirlenmiş, ancak oranlama yapılmamıştır. Muhdesat bedelleri ile arz bedeli ayrı, ayrı belirlenip oranlaması yapılarak satışına karar verilmesi gerekirken, taşınmazdaki muhdesatların değerleri belirlenmesine rağmen oranlama yapılmadan satış kararı verilmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş yukarıda açıklandığı gibi muhdesat oranı belirlenerek muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, arz değerinin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması gerekirken bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Bu muhdesat yönünden açılan davanın özel dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş olması ve dolayısıyla harç ve vekalet ücretinin bu muhdesat bakımından maktu belirlenecek olması nedeniyle taşınmazın değerinin doğru olarak hesaplanmadığına ilişkin davalıların istinaf istemlerinde hukuki bir yarar bulunmadığından davalıların bu yöne ilişen istinaf istemlerinin reddine karar verilmelidir. 1.kattaki muhdesat bakımından verilen kararın incelenmesine gelince, davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu 4130 Ada 35 parsel üzerinde bulunan binanın her iki katının da müvekkiline ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiş ancak keşiften sonra 09.09.2019 tarihinde ıslah harcını da yatırarak taraf sayısınca ıslak imzalı olarak sunduğu ıslah talebi konulu dilekçesinde, dava konusu taşınmazın birinci katındaki bağımsız bölüm değerinin 35.946 TL olarak hesaplandığını, bu nedenle dava dilekçesinde talep ettikleri 10.000 TL dava değerini ıslah ederek 25.946 TL arttırdıklarını beyanla 35.946...
Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin ..., sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Muhdesatın tespiti davalarında, davanın konusu (müddeabih) muhdesat iddiasını kabul etmeyen davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup, buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alman nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK’nin 326/2. maddesi uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden davalıların tapudaki payları gözönünde bulundurulmak suretiyle sorumlu tutulmaları gerekir....
Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçlara yaş cins ve verim durumuna göre maktuen değer belirlenerek muhdesat bedelinin tespiti ile davaya konu yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek asgari levazım değerinin biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçlara yaş cins ve verim durumuna göre maktuen değer belirlenerek muhdesat bedelinin tespiti ile davaya konu yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek asgari levazım değerinin biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hal böyleyken davacının muhdesat bedellerini davalı kurumdan talep edebilmesi için muhdesatın tespiti talebinin kabul edilmesi ve kesinleşmesi gerekmektedir. Davacının muhdesatın tespiti talebi kabul edilmediği takdirde zaten hali hazırda muhdesatın bedellerini talep edemeyeceği aşikardır. Ancak; davacı tarafın muhdesatın tespiti davası kabul edilse dahi, davalı kurum mahkemece tespit edilen muhdesat bedellerini hak sahiplerine ödeyeceğini belirtmiştir. Tefrik dosyası incelendiğinde davacının muhdesat değerlerinin bilirkişi marifetiyle hesaplandığı, görülmekle, muhdesatın tespiti davalarında dava değerinin tespiti için bu hesaplamaların yapıldığı bilinmektedir....