Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ödenmesi gerekirken yapı bedeline hükmedilmesi, 5-Kargir yığma duvarın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yapı yaklaşık birim maliyetleri hakkında tebliğe göre sınıfı 1 A olduğu halde sınıfının 1 B olarak kabulüyle fazla bedel tespiti, Doğru görülmemiştir....

    Dosya içeriğine göre, bilirkişi raporunda dava konusu yapı değerinin 7.503,53 TL, zemin değerinin 69.067,01 TL, toplamının ise 76.570,54 TL olduğunun tespit edildiği; davanın 30.000,00 TL değer üzerinden harç ödenerek açıldığı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalmaktadır. KARAR Açıklanan sebeple; Davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE, Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki inşaat değerinin tespiti ile muhdesat aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir. Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA 1.Davacılar vekili;.... Mahallesi, 2525 parselde kurulu 5 katlı betonarme karkas binanın 13 bağımsız bölümden oluştuğunu, 1994 yılından bu yana davacıların tasarrufunda olduğunu, davacıların aynı zamanda tapuda hissedar olduğunu, yüklenici ....'...

        Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/125 Esas sayılı dosyası, dosya içerisine alınmamış, ortaklığın giderilmesi dosyasında davacının muhdesat iddialarını açıkça kabul eden taraflar belirlenmemiş, ortaklığın giderilmesi dosyasında davacının muhdesat iddialarını açıkça kabul etmeyen tüm tarafların ve paydaşların eldeki muhdesat davasında taraf olması gerektikleri, ortaklığın giderilmesi dosyasında davacının muhdesat iddialarını açıkça kabul eden kişilerin ise eldeki muhdesat davasında taraf olamayacakları ve davacının bu kişilere yönelik muhdesat tespiti davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı hususları mahkemece değerlendirilmemiştir. Mahkemece eldeki muhdesat tespiti davasına dayanak ortaklığın giderilmesi dosyası, denetime elverişli şekilde dosya içerisine alınmadan ve davalı T3'nın dava konusu muhdesatlara açıkça itirazının olmadığı gerekçe gösterilerek davalı T3 hakkındaki davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....

        Bu durumda mahkemece yapılacak iş yukarıda açıklandığı gibi muhdesat oranı belirlenerek muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, arz değerinin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması gerekirken bu yön üzerinde durulmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Hüküm Bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir. Olayımıza gelince; dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan ve taraflar arasında ittifaklı olan muhdesatların değerleri belirlenmiş, ancak oranlama yapılmamıştır. Muhdesat bedelleri ile arz bedeli ayrı, ayrı belirlenip oranlaması yapılarak satışına karar verilmesi gerekirken, taşınmazdaki muhdesatların değerleri belirlenmesine rağmen oranlama yapılmadan satış kararı verilmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş yukarıda açıklandığı gibi muhdesat oranı belirlenerek muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, arz değerinin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması gerekirken bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

            Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Yine, bilindiği üzere, muhdesatın tespiti davalarında, davanın konusu (müddeabih) muhdesat iddiasını kabul etmeyen davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup, buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nin 326/2. madddesi uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden davalıların tapudaki hisseleri gözönünde bulundurulmak suretiyle sorumlu tutulmaları gerekir....

            Somut olayda, davalı T3 tarafından dava konusu 124 ada 142 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan meyve ağaçlarının tarafından dikildiği, emeğinin olduğu iddia edilmiş olduğu, bu iddia karşısında, davacı tarafa muhdesata ilişkin ihtaratlı tebligatın çıkartılması, davacının muhdesat iddiasına karşı meyve ağaçlarının davalı T3 tarafından yapıldığına ilişkin herhangi bir itirazının olmaması halinde, taşınmazın arz değeri ile muhdesat değerinin toplanarak, muhdesat değerinin taşınmazın arz ve muhdesat değerinin toplamına oranlanması suretiyle, taşınmazın satışı sonucunda elde edilecek bedelin, muhdesata isabet eden kısmın davalı T3'ya, kalan kısım ise tapu maliklerine hisseleri oranında dağıtılmalı; davacı tarafın davalı T3'nun muhdesat iddiasına karşı itirazda bulunması halinde ise tapu malikleri arasında muhdesatın davalı T3’ya ait olduğu hususunda ittifak sağlanamadığından, mahkemece davalı T3'ya muhdesatın kendisince yapıldığına ilişkin “Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası” açmak üzere...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki dava konusu taşınmazlarda yer alan muhdesat aidiyetinin tespiti ve bedelinin tahsili, birleşen dava ise tescil harici alanda yer alan muhdesat aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, ... ile Maliye Hazinesi vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, dava konusu taşınmazlarda yer alan muhdesat aidiyetinin tespiti ve bedelinin tahsili, birleşen dava ise tescil harici alanda yer alan muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm ... ve Maliye Hazinesi vekillerince temyiz edilmiştir....

              Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin ..., sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Muhdesatın tespiti davalarında, davanın konusu (müddeabih) muhdesat iddiasını kabul etmeyen davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup, buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alman nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK’nin 326/2. maddesi uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden davalıların tapudaki payları gözönünde bulundurulmak suretiyle sorumlu tutulmaları gerekir....

                UYAP Entegrasyonu