B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında vefat ettiğinden dava davalının mirasçılarına karşı yürütülmüş, bir kısım mirasçılar mirası reddettiğini bildirmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın mirası reddeden mirasçılar... ve ... yönünden reddi, mirasçı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı ..., kendisinin de mirası reddettiğinden bahisle temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Yargılama sırasında müteveffa davalı mirasçılarından ... mirasın reddi davası açmış olup bu davanın sonucu beklenmeksizin karar verilmiş, karardan sonra mirasın reddi davasının kabul edildiği anlaşılmıştır. Davalı mirasçısı ... temyiz dilekçesinde karar örneğini de ekleyerek bu hususu temyiz incelemesine getirmiştir. Mahkemece yapılacak iş ... 13....
ın mirası eşi ..., çocukları ..., ... ve ... tarafından ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/622 Esas, 2004/521 Karar sayılı ilamıyla reddedildiğinden TMK'nın 611. maddesi gereği adı geçen mirasçıların altsoyu olan ..., ..., ..., ... ve ...'ın da mirasçı olarak belirtildiği mirasçılık belgesinin verilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Kök muris ...'ın mirasçılarından 2004 yılında vefat eden ...'ın mirası eşi ..., çocukları ..., ... ve ...tarafından reddedildiğinden TMK 612. maddesi uyarınca terekesi resmen tasfiye edileceğinden mirası reddeden mirasçıların altsoyları olan ..., ..., ..., ... ve ...'a pay verilmesi mümkün değildir. Kaldı ki davada 1968 yılında vefat eden kök muris ...'ın mirasçılık belgesi talep edildiğinden ...'ın mirasçıları Yektane, ..., ... ve ...'a pay verilmesi zorunludur. Bu durumda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
UYAP sisteminden Ardahan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/1 E., 2022/105 K. mirasın reddi dosyasının incelenmesinden davalı T3 16.06.2021 tarihli dilekçesi ile reddi miras talebinde bulunduğu, 22.09.2021 tarihli duruşmada mirası reddetmekten vazgeçtiğini beyan ettiği, mahkemenin 2021/375 E., 2021/644 K. sayılı kararı ile reddi mirasın kayıtsız ve şartsız olması gerektiği ancak davacının duruşmadaki beyanında mirası redden vazgeçtiğini beyan ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, kararın istinafı üzerine Erzurum BAM 1. HD.'...
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, yasal ve atarmış mirasçıların tek taraflı bir irade açıklaması ile mirası reddedebileceğini, bu duruma mirasın gerçek reddi adı verildiğini, bu irade açıklaması, bozucu yenilik doğurucu nitelikli bir hukuki muamele olduğunu, TMK.nun 608/3. maddesi "Red hakkının geçmesi" başlığı altında yaptığı düzenleme ile mirası reddeden mirasçının mirasçılarının, ret hakkını düzenlediğini, mirası reddeden kişinin mirasçıları, reddedilen mirasın sahibi olacaklarını ve bu kişiler için de mirası red etme hakkı bulunmakta olup, reddedilen miras red kararının kesinleşmesi ile hüküm ve sonuçlarını doğuracağından, bu kişilerin üç aylık red süresinin, asıl mirasçının mirası reddettiğini öğrendikleri tarihte başlar şeklinde bir düzenleme yapılmış ise de buradaki öğrenme tarihi yasal boşluk mahiyetinde olup bunun hakim tarafından dodurulması ve netleştirilmesi gerektiğini, 743 sayılı Medeni Kanunun 548. maddesi son cümlesi "Reddedilen miras evvelce hakkı olmayan...
Sayılı kararının kaldırılmasına, böylece açılan davanın kabulü ve TMK 610.maddesi uyarınca davalıların mirası ret hakkından mahrum olduklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, murisin alacaklısı tarafından açılan mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir. Mirasın reddinin iptali davası, mirasbırakanın alacaklılarının, mirası reddeden mirasçıların buna haklarının olmadığının tespiti için açtığı davadır. Mirasın reddinin iptaline karar verilmesi için; reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin, olağan yönetimi aşan işlerin yapıldığının, terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin vs. (Türk Medeni Kanunu 610/2. maddedeki hususların) kanıtlanması gerekir. Ayrıca, mirasçıların tamamının mirası reddetmiş olması gerekir. Bir mirasçı dahi mirası kabul ederse, reddin iptali istenemez....
Türk Medeni Kanununun 611. maddesinde “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer. Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda mirası red eden yukarda isim ve soyadları yazılı kişiler mirası reddetmekle mirasın, kendileri sağ değilmiş gibi mirasçılarına geçeceği nazara alınarak muris Mehmet Demirtaş'a ait yeni bir mirasçılık belgesi alınıp, alınan mirasçılık belgesinde, mirası reddedenlerin kanuni mirasçıları varsa, onların da davaya dahil edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. ( Yargıtay 14. HD. 27/02/2017 tarih ve 2015/9286 E., 2017/1446 K. Sayılı ilamı)....
Mahkemece, davanın TMK'nin 617. maddesine dayalı mirası reddin iptali isteği olduğu, dosyada bulunan ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/414 E. sayılı dosyasının incelenmesinde 18.06.2010 gün ve 2010/710 sayılı kararı ile ...’ın muris ...’ın mirasını red ettiklerinin tesciline karar verildiği, 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Mirasın reddinin iptali davasının koşulları; davanın mirasın reddedildiği günden itibaren altı aylık hak düşürücü süre içinde açılması, borçlu mirasçının alacaklıları zararlandırma kastı ile hareket ettiğinin alacaklı tarafından kanıtlanması, borçlunun alacaklıya teminat göstermemesi borçlunun mevcut mallarının borçlarına ödemeye yetmemesi ve borcunu ödemekten imtina etmesidir. Somut olaya gelince; dava dilekçesinde mirası reddin iptalinin mi yoksa tasarrufun iptalinin mi talep edildiği anlaşılamamaktadır....
Davalı, temyiz aşamasında, mirası red ettiğini bildirerek mirasın reddine ilişkin Derinkuyu Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.09.2013 tarih, 2013/59 Esas- 2013/90 Karar sayılı ilamı sunmuştur. O halde mahkemece, mirasın reddine ilişkin ilamın ve buna bağlı olarak davalıların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda mirası red eden mirasçılar yönünden mirasın, kendileri sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçeceği nazara alınarak, mirasın reddine ilişkin kararların kesinleşip kesinleşmediği üzerinde durulması, eğer kesinleşmiş ise mirası reddedenlerin kanuni mirasçılarının tespiti ile onların da davaya dahil edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek davanın kabulü cihetine gidilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/2817 Esas, 2014/2706 Karar sayılı dosyasında reddettiğini, davalının mirası kötüniyetle ve müvekkilinin alacağını tahsiline engel olma amacıyla reddettiğini belirterek mirası reddin iptalini istemiştir. Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
SAVUNMA: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Aksaray İcra Müdürlüğü dosyasında davacı borçlular icra dosyası kesinleştiğinde mirası hukuken reddettiklerini, davalılar mirası reddettikleri halde ödeme emri kendilerine tebliğ edilmesinde mirası reddettikleri gerekçesi ile borca itiraz etmediklerini ve takibin kesinleşmesine sebebiyet verdiklerini, davacı borçlular takip başlatığından mirası reddettiklerini bilmekte olup bu hususa göre hareket ederek ödeme emrinin tebliği ile mirası reddettiklerinden bahisle borca itiraz edebilecekken borca itiraz etmediklerini takip kesinleştikten sonra kötü niyetli olarak şikayet yoluna başvurduklarından davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görüldü. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davacının itirazının borca itiraz niteliğinde olduğu, ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde yapılması gerektiğinden davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir....