Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde mirasın reddi düzenlenmiş olup, anılan Kanun'un 605. maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Mirasın reddi halinde, mirası reddedenler yönünden davaya devam edilemez. Bu halde mirası reddetmeyerek mirasçılığı devam edenlerin katılımı ile davaya devam edilir. Mirasçıların tamamının mirası reddetmeleri halinde Türk Medeni Kanunu' nun 612. maddesinde belirtildiği üzere en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Bu durumda, yargılama sırasında vefat eden davalının dava ehliyeti sona erdiğinden ve yasal mirasçıları tarafından da davalının mirası reddedildiğinden mirasın, TMK’nun 612. maddesi gereğince Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesi gerekir. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedilmesinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir....
Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. TMK’nin 610/2. maddesinde “…Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan, ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı, mirası reddedemez…” hükmü yer almaktadır. Madde metninden de anlaşıldığı üzere; yasa koyucu mirasçılardan birinin tereke işlerine gereğinden fazla karışmasının mirası örtülü kabul anlamına geleceğini ve tıpkı açık kabulde olduğu gibi, ret hakkının bu mirasçı bakımından sona ereceğini düzenlemiştir....
Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesine göre yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Türk Medeni Kanununun 610. maddesine göre yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur. Bu hükümle terekenin borca batık olması halinde mirasçıların ret yönünde bir irade açıklamasına gerek bulunmaksızın mirası reddetmiş sayılacaklarına dair karine konulmuştur. Ancak mirasçıların yasal karineden yararlanabilmeleri için Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde belirtildiği üzere ret hakkının düşmemiş olması gerekmektedir. Mirası açık veya örtülü olarak kabul eden mirasçı mirası reddedemez. Miras bırakanın borcunu ödemeyi taahhüt tamamen veya kısmen ödeme mirasın kabulü anlamına gelir. Doktrinde bu konu tartışmalı olmakla birlikte, baskın görüş meselenin güven prensibine göre çözüme bağlanmasıdır....
Somut olayda TMK'nın 605 ve devamı maddelerine göre mirası reddetmiş olan mirasçıların varsa alt soylarına miras paylarının intikâl edip etmediği de araştırılmadığından öncelikle yapılması gereken iş murisin, mirası reddeden mirasçılar dışında başka mirasçılarının olup olmadığının araştırılıp, reddetmeyen mirasçı varsa davaya dahil edilmesi, yok ise TMK'nın 612. maddesine göre yukarıda açıklandığı şekilde tasfiye konusunda işlem yapılmak üzere Sulh hakimine bildirim yapılıp atanacak temsilci huzuru ile davaya devam edilmesinden ibarettir. Bu nedenle eksik incelemeye dayalı kararın bozulması uygun bulunmuştur....
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; muris T4'in 21/10/2021 tarihinde vefat ettiği, davacılar T2, T1, T3'nin murisin yasal mirasçısı olduğu, TMK.nun 605. maddesi gereği mirası ret hakkının bulunduğu, murisin miraslarını üç aylık yasal süre içinde reddettiği, mirasçılar T2, T1'in TMK.nun 610. Maddesi anlamında mirası kabul anlamına gelebilecek herhangi bir tasarruf işleminde bulunmadığı, reddin kayıtsız şartsız yapıldığı anlaşılmakla; sübut bulan davanın mirasçılar T2, T1 yönünden kabulü ile miras bırakan T4'in mirasının yasal mirasçıları konumundaki davacı tarafından kayıtsız ve şartsız olarak reddettiğinin tespitine ve red beyanının mahsus sicile tesciline, davacı T3'nin davasının Denizbank şubesinden ölüm tarihinden sonra mirası kabul anlamına gelecek para çekmesi nedeni ile reddine karar verilmiştir....
Yargılama sırasında taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir (HMK m. 55). Bu hüküm mirasçıların mal varlığını etkileyen davalarda dikkate alınmalıdır. Ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir. Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde mirasçıların murisin borçlarından sorumlulukları son bulmaktadır. TMK’nın 612. maddesinde en yakın yasal mirasçıların, mirasın tamamını reddetmesi halinde reddedilen mirasın iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği hükme bağlanmıştır. Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde konunun miras hukuku hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir....
Bilici'nin tüm mirası 20 pay kabul edilerek; - 5 payın eşi ... - 3 payın oğlu ... - 3 payın kızı ... - 3 payın oğlu ... - 3 payın oğlu ... - 3 payın kızı ... adına tapuya kayıt ve tesciline; 9-Dava konusu ....ahallesi 106 ada 33 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla ölü davalı ...'in tüm mirası 4 pay kabul edilerek; - 1 payın oğlu ... - 1 payın kızı ... - 1 payın oğlu ... - 1 payın kızı ... adına tapuya kayıt ve tesciline; 10-Dava konusu Konya ili, Bozkır ilçesi, Tarlabaşı mahallesi 106 ada 34 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla ölü davalı ...'...
Somut olayda, davacıların murisi Ali Yılmaz'ın 09/02/2020 tarihinde vefat ettiği, davaya konu takibin, 3 aylık mirası ret süresi geçtikten sonra, 11/12/2020 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin, davacı borçlulara 28/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacıların 16/03/2020 tarihinde mirasın reddi için dava açtıkları, Kemalpaşa Sulh Hukuk Mahkemesinin 10/12/2020 tarih ve 2020/241 E. - 2020/1008 K. sayılı ilamı ile mirası reddettikleri, kararın 24/02/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı/borçluların mirasın reddi nedeniyle takibin iptaline yönelik talebi, borca itiraz niteliğinde olup, davacı/borçluların mirası reddettiklerine dair mahkeme kararı kesinleşmiş olduğundan davacı/borçluların itirazlarının kabulüne karar verilmesi yerindedir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/1503 Esas, 2019/1374 Karar sayılı kararı ile yasal süresi içerisinde muris babasının mirasını reddettiği, mirası reddeden T1 ve eşi T2'dan olma küçük Gülsima Ece Yılmaz'ın muris dedesi T3 vefatından sonra 14/07/2021 tarihinde doğduğu, muris Raşit'in çocuklarından olan ve mirası reddetmeyen oğlu Ahmet Furkan Kayabay tarafından Kocaeli 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2022/620 Esas, 2022/652 Karar sayılı karar ile mirasçılık belgesi alındığı, anılan mirasçılık belgesinde Ahmet Furkan Kayabay ve küçük Gülsima Ece Yılmaz'ın mirasçı olarak gösterildiği, anılan mirasçılık belgesi mahkeme karar tarihinin 07/04/2022 tarihi olduğu, eldeki davanın 25/04/2022 tarihinde açıldığı, küçük Gülsima Ece'nin annesi Esra'nın mirası ret tarihinin ise 01/11/2019 tarihi olduğu görülmektedir. TMK'nun 611/1 maddesine göre “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.”...
TMK'nun 611. maddesi uyarınca yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer. Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça, miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır. Somut olayda, davacı borçlular mirasın reddi üzerine TMK'nun 611. maddesi uyarınca mirası reddeden mirasçıların en yakın yasal mirasçıları olup kendilerine karşı takibe devam edileceğine dair muhtıra tebliğ edilmesi yasaya uygundur. Her ne kadar, davacılar vekili istinaf başvurusunda, mirasın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddi halinde TMK'nun 612. maddesinin uygulanacağını ileri sürmüşse de, davacılar tarafından mirasın hükmen reddine ilişkin karar sunulmamış, murislerinin terekesinin borca batık olduğu iddia edilmemiş ve mirasın hükmen reddine ilişkin açılmış bir davanın mevcut olduğu belirtilmemiştir ( Yargıtay 12....