İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece; davacılar takibin durdurulması ve hacizlerin kaldırılması istemiyle 08.02.2021 tarihli dilekçelerinde ...’ya ait mirası reddettikleri, ret kararının kesinleştiğini belirerek yasal ve atanmış mirasçılar mirası 3 ay içinde reddedebileceği, TMK 617. maddesi uyarınca malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı alacaklıları zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklılar ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabileceği, somut olayda muris ...’nın mirasçıları olan davacıların mirası reddederek ve keyfiyeti takip dosyasına sundukları dilekçe ile alacaklıya bildirdiği, TMK 611 maddesi uyarınca mirasın reddi halinde tereke tüm hak ve borçları ile mirası reddetmemiş diğer mirasçılara geçecek olup tereke borçlarından mirası reddetmiş olan davacıların sorumlu tutulamayacağı, davalı vekilince, mirasın reddinin iptaline ilişkin dava açacaklarını bildirmiş ise de mirasın reddi tarihinden ve reddin takip dosyasına bildirildiği...
Karardan aynen alındığı şekliyle açıklama şöyledir; "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse, onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi varsa altsoyuna; yoksa diğer mirasçılara geçer (TMK. md.611/1). Mirasın açılması miras bırakanın ölüm tarihidir. Dosyaya alınan nüfus kaydına göre davacı Z, mirası reddeden A.'ün altsoyudur. A mirası reddetmekle, mirasın açıldığı andan geçerli olacak şekilde mirasçılık sıfatını kaybetmiş, onun payıı miras bırakanın vefatında kendisi hayatta değilmiş gibi, mirasın açıldığı andan geçerli olacak şekilde kendi altsoyuna intikal etmiştir. Bu bakımdan davacı Z. yasal mirasçılık sıfatını almış ve mirasa hak sahibi olmuştur.'' Yüce Yargıtay 2.Hukuk Dairesi, 2007/19803 E.-2008/6392 K. sayılı ve 05/05/2008 tarihli kararının gerekçesinde, karardan aynen alındığı şekliyle; "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş sibi füruu varsa füruuna, yoksa diğer mirasçılara geçer. (TMK. 611/1.)...
Dosya kapsamından; muris T3 10/07/2016 tarihinde vefat ettiği, davacının babası olan ilk derece mirasçı Ergün ARSLAN' ın Maden Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 07.09.2020 tarihli ve 2016/166 E., 2016/164 K. sayılı karar ile muristen kalan mirası yasal süresi içerisinde reddettiği, davacının ise muris Nezir’in alt soyu olup babası olan ilk derece mirasçı Ergün’ün mirası reddetmesi ile mirasçılık sıfatını kazanıp akabinde bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Büyükçekmece 6....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; anılan kararın usul, yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, bu haliyle bile en azından diğer dahili davacılar yönünden hükmen red kararı verilmesi gerekirken, bu hususta hiçbir gerekçe gösterilmeksizin hüküm tesis edilmesinin, kararda ilgili kişilerin kaydının dahi yapılmamasının eksik inceleme sonucu olduğunu, müvekkillerinden T1'un, mirası reddi talep edilen muris Hüseyin Atasoy’dan dolayı sosyal güvenlik kurumundan dul aylığı aldığını, ancak dul aylığı almasının reddi mirasa engel olmadığı gibi mirası zımnen kabul ettiği anlamına da gelmediğini, mirası reddetmiş olmanın dul yahut yetim aylığı almayı engellemediğini, Hüseyin Atasoy’un diğer mirasçıları yönünden mirası kabul ettiklerine dair herhangi bir delil bulunmadığı halde, kararın gerekçesinde bu hususlardan bahsedilmediğini, hatta taraflar karara tam olarak geçirilmediğini ve bu konuda herhangi bir gerekçe dahi sunulmadığını, eksik ve hatalı hüküm tesis edildiğini, ilgili kararın usul ve...
Mahkemece davanın kabulü ile mirası reddin tesciline karar verilmiş ise de; mirasçı....'in mirası ret ettiğinin tescili yerine, .... adına velayeten dava açan ve mirasçılık sıfatı bulunmayan...'ın mirası ret ettiği şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektirmiştir.(HMUK.md.438/7) SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının ikinci paragrafında yer alan " Aynı hane 53 BSN’da kayıtlı ... ve....'den olma, 1.4.1963 doğumlu gelini ...'ın" sözcüklerinin hükümden çıkartılmasına, yerine " Aynı hane....'da nüfusa kayıtlı ... ve ... kızı 23.9.1993 doğumlu ....'...
Davalı ... mirasçıları savunmalarında, mirası red ettiklerini beyan ederek davanın reddini istemişlerdir. Davalı ... AŞ. ve diğer davalılar davaya cevap vermemiştir....
Bu itibarla; 1.Mirası reddeden davacı ... mirasçıları olan ... ve ...'ın alt soylarının bulunarak mirasbırakan ... mirasını reddedip etmediklerinin araştırılması, mirası reddettiklerinin anlaşılması halinde buna ilişkin mahkeme kararının dosyasına eklenilmesi, 2.... ve ...'ın alt soylarının mirası reddetmediklerinin anlaşılması halinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararının anılanlara tebliğ edilip edilmediği araştırılarak, a) Tebliğ edilmiş ise tebliğ belgesinin eklenmesi, b) Tebliğ belgesi yok ise dayanak kayıtlar getirtilerek tebliğ tarihinin saptanması, 3....
ın 10.10.2006 tarihinde evli ve çocuksuz olarak vefat ettiğini, geride mirasçı olarak eşi ve kendisinden önce vefat eden kardeşlerinin alt soyunu bıraktığını, mirasbırakan hakkında bir çok icra takibi bulunduğunu, terekesinin gerçek durumunu bilmedikleri ileri sürerek, Türk Medeni Kanununun 619. maddesi gereğince, mirası redde esas olmak üzere terekenin resmi defterinin tutulmasını istemiş; bilahare 5.4.2007 tarihinde mahkemeye verdiği dilekçe ile, defter tutulmasına gerek olmaksızın mirası reddettiğini bildirmiştir. Bu beyan, mirasın kayıtsız koşulsuz reddi (TMK.m.605/1, 609/1,2) olup, davanın ıslahı niteliğindedir. (HUMK.m.83) Dava, 19.10.2006 tarihinde açıldığına göre red süresindendir. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 609/3-4. Maddesi uyarınca, süresi içinde yapılmış red beyanının tespiti ile ret keyfiyetinin özel kütüğüne yazılmasına (tesciline) karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Davalılar vekili, davalının 16/08/2015 tarihinde vefat ettiğini, bu davanın ise 02/09/2015 tarihinde açıldığını, mirasçıların mirası reddettiklerini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davaya konu takip borçlusunun davanın açılmasından önce vefat ettiği, davalıların ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/2461 E., 2016/82 K. sayılı kararı ile mirası süresinde reddettiklerinin tespit edildiği, mirası reddeden davalılar aleyhine dava açılamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine ve davalılar vekil ile temsil edildiğinden lehlerine vekalet ücreti ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 15/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davacının mirası reddettiği anlaşıldığından davanın kabulüne, ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu ve aşağıdaki karar tespit edildi. İnceleme konusu davada; ...Metal Enjeksiyon Kalıp ve Döküm San.A.Ş.'nin prim borçları nedeniyle murisi ....'dan dolayı davacıya gönderilen ödeme emirlerinin iptali talep edilmiş, .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/2582 Esas, 2011/1229 Karar sayılı, 11.05.2011 tarihli ilamı ile ...'nun mirascılarının mirası kayıtsız şartsız reddettiklerinin tespitine karar verildiği anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne, ödeme emirlerinin iptaline ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir....