Mirastan feragat sözleşmesi (TMK m. 528), miras sözleşmelinin bir çeşidi olduğundan, resmi vasiyetname şeklinde yapılması zorunludur (TMK m. 545 ve Y.İÇ.B.K. 11.02.1959 tarih, 16/14 sayılı karan). Davala konu 07.06.2004 tarihli sözleşmeye miras bırakan Cemal bizzat katılmayıp vekaleten düzenlendiğinden, geçerli bir mirastan feragat sözleşmesinden söz edilemez. Davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Sonuç: Temyiz olunan kararın açıklanan sebeple (BOZULMASINA), bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu aç k olmak üzere 14.05.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, sanığın kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisi”nden yoksun bırakılmasının ve 53. maddesinin 1. fıkrasının a, b, d, e bentlerinde belirtilen haklardan yoksunluğun, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden, yoksunluğun tümü için koşullu salıverilmeye kadar sürmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 08.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
in 710 ada 23 parseldeki 4 nolu meskenini, 22.12.1995 tarihinde ikinci eşi olan davalıya satış göstermek suretiyle devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, anılan taşınmazdaki binanın yıkılıp yüklenicinin yaptığı yeni binada 7 nolu bağımsız bölümün davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek, miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu yer satın alırken, bedelinin büyük bir kısmının kendi birikimleri ile ödendiğini, ancak muris adına tescil edildiğini, daha sonra taşınmazı muristen satın aldığını, mal kaçırma amaçlansa mirasbırakanın diğer iki dairesinin de devredilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişmeye konu taşınmazın davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
Hukuk Dairesince; mirastan feragat sözleşmesinin 23.07.2003 tarihinde düzenlenmiş olmasına, söz konusu davanın ise 13.07.2019 tarihinde açılmış bulunmasına göre hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Mirasçılık Belgesinin iptaline ve mirastan feragat sözleşmesinin iptaline ilişkin davada ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... 14. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, mirasçılık belgesinin iptali ve mirastan feragat sözleşmesinin iptal istemine ilişkindir. Davacı tarafından açılan mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin davada davalı tarafından mirastan feragat sözleşmesinin iptali karşı dava olarak açılmıştır. ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesince; asıl dava sulh hukuk mahkemesinin görevine girmekte ise de karşılık davanın asliye hukuk mahkemesinin görevinde kalması nedeniyle her iki davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılmalıdır gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 14....
İlk derece mahkemesince, temlikin bedel karşılığı gerçek bir satış olduğu, mirasbırakanın minnet duygusuyla satış bedelini düşük tuttuğu, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakan babaları ...’ın maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazı, mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 30.12.2009 tarihinde davalı oğluna satış yoluyla temlik ettiğini, davalının borç batağında olup alım gücü bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın muvazaalı olarak devredilen hisselerinin iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmazsa tenkisini istemişlerdir....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle asıl davanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ve Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddeleri uyarınca usulünce ispat edilmediği, birleştirilen davanın da mirasbırakanın mirastan mal kaçırma amacıyla temlik etmediği anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmiş olması bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğru olduğundan, asıl ve birleştirilen davada davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.00 TL. bakiye onama harcının asıl ve birleştirilen davada davacılara iadesine, 08/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dahili davalı; taşınmazı iyiniyetli ve bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı ve dahili davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..........................'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
i vasiyet suretiyle mirastan ıskat ettiğini, İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/161 Esas 2014/515 karar sayılı dosyasından vasiyetnamenin tenfizi ile ....'in.... ve ....'in mirasından ıskatına karar verildiğini, müteveffa ... ve...’in vasiyet nedeniyle mirastan ıskatla da yetinmeyerek dava konusu taşınmazda dahil olmak üzere ellerindeki tüm mal varlığını evlatlığı ...'i miraslarından mahrum etmek için muvazaalı işlemlerle devrettiklerini ileri sürerek, dava konusu 28 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, ... ve ...'in kendileri ile yaşamak istemeyen, ilgilenmeyen oğulları ...'in bakıp gözeteceğine dair hiçbir inançları kalmadığını, ...'in mirasçıları olmaması gerektiğine karar verip onu mirastan ıskat ettiklerini, evlenmeden önce ve evlendikten sonra anne ve babasının bakım ve gözetimi ile kendisinin ilgilendiğini, ... ve ...'...