Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğun yoksunluğun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür....

    . - K A R A R - Dava, davacının murisi ... ...' nun keşidecisi davalının lehtarı bulunduğu 05.07.1999 tanzim 09.11.1999 vadeli 100.000.000.000 TL' lik bono ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin eşinden kalan mirastan mahrum kılınmaya çalışıldığını, borcun gerçek borç olmadığını, 80 yaşındaki bir kişinin ölümünden bir yıl önce bu kadar borç para almasının mantığı olmadığını belirtmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, bonodaki imzanın murisin eli ürünü olduğu, hile ve hata iddiasının kanıtlanamadığını, davacının yemin hakkınıda kullanmadığını bu nedenle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      . - K A R A R - Dava, keşidecisi davacının murisi (eşi) ... (...), lehdarı davalı ... olan 15.07.2005 tanzim tarihli bononun gerçek borcu yansıtmadığı, davacı mirasçının mirastan para almaması için düzenlendiğini, bu nedenle bono ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre bononun bedelsiz olduğunun yazılı delille kanıtlanamadığı, vadenin yazılı olmamasının bonoyu geçersiz kılmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        ın 1328 ve 2336 parsel sayılı taşınmazlarını mirastan mal kaçırmak amacıyla davalı oğluna bağış suretiyle devrettiğini, bu taşınmazlardan 2336 parsel ile komşu 2336 parselin kadastro tespiti sırasında karıştığının ve gerçekte 2335 parselin murise ait olduğunun anlaşılması üzerine davalının 2336 parseli sahibine temlik etmek, 2335 parseli de kendisi almak suretiyle hatanın giderildiğini ileri sürerek, davalı adına olan kayıtların iptali ile miras payları oranında tescile, mümkün olmadığı takdirde ise tenkise karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, 2335 parsel sayılı taşınmazın miras bırakan ile ilgisinin olmayıp üçüncü kişiden satın aldığını, öte yandan temlik dışı çok sayıda taşınmaz bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın temliklerine dayanak akitlerin geçerli olduğu ve davacıların saklı paylarına tecavüz edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

          ün zilyetliğinde bulunan çekişme konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında 435 parsel numarası ile (yenileme ile 117 ada 577 parsel) mirastan mal kaçırmak amacıyla davalıların miras bırakanları olan kardeşleri ... ve ... adına tecil edildiğini, murisin gerçek bir satış yapmadığını, ...'nın payını daha sonradan sattığını, ...'un payının ise mirasçılarına intikal ettiğini ileri sürerek, tapunun iptali ile miras payı oranında tescile, bu mümkün olmaz ise tenkise, ...'ya ait olup elden çıkartılan pay yönünden bedele karar verilmesini istemiştir. Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, miras bırakanın 1943 yılında öldüğü, çekişme konusu taşınmazın davalıların miras bırakanları adına 1973 yılında tescil edildiği, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi ile TMK'nın 571. maddesinde düzenlenen sürelerin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...

            Sulh Hukuk Mahkemesinde açtıkları tereke tespiti davasında tespit olunacak çok sayıda taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla üçüncü kişilere ve davalılara devrettiğini, satış bedellerini diğer iki mirasçıya verdiğini ileri sürerek, tapu iptali ile miras payları oranında tescile, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Davacının verilen kesin süreye rağmen dava dilekçesine ilişkin açıklamada bulunmadığı gerekçesiyle kesin süreden davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece “...Bu durumda, davacı tarafından açılan terekenin tespitine ilişkin davanın sonucunun beklenmesi gerekirken aksi düşünceyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hâkimi ...' nün raporu okundu, düşüncesi alındı....

              nun kat mülkiyeti kurulu 6065 ada 4 sayılı parseldeki 3 nolu meskenini 27.09.2005 tarihinde ikinci evliliğinden olma davalı kızına satış göstermek suretiyle devrettiğini, davalının alım gücünün bulunmadığını, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tescilin iptaline, veyahut miras payına isabet eden bedelin tespiti ile temlik tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, taşınmazı gerçekte 42.000.-TL'ye satın aldığını, 7.000.-TL'sini nakit ödediğini, kalan miktarı ise sonraki tarihlerde sunduğu dekontlardan görüleceği üzere 20.000.-TL ve 15.000.-TL olarak murisin banka hesabına yatırdığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişmeye konu taşınmazın davalıya temlikinin gerçek satış olup, muvazaalı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...

                Mirasçılıktan çıkarma (ıskat); mahfuz hissenin temelini teşkil eden aile dayanışmasının zedelendiği hallerde, mahfuz hisseli mirasçıyı mirastan uzaklaştırma olanağını mirasbırakana tanıyan ölüme bağlı bir tasarruftur. Bu tasarrufla vasiyetçi, mahfuz hisseli bir mirasçısını miras hakkından ve mahfuz hissesinden yoksun bırakır. Mirastan çıkarma, cezai (olağan) ve aciz sebebiyle (koruyucu) olmak üzere iki türlüdür. Mirasçı, mirasbırakana ve yakınlarından birine karşı TMK. nun 510. maddesinde gösterilen ağır bir suç işler veya murisine veya ailesine karşı kanunen yerine getirmekle yükümlü olduğu aile görevlerini ifada büyük bir kusur işlerse cezai (olağan) çıkarma nedenleri doğmuş olur. Aciz sebebiyle (koruyucu) çıkarma ise; murisin, hakkında borç ödemeden aciz belgesi bulunan alt soyun çocuklarını koruma amacıyla, alt soyun saklı payının yarısının mirasçının çocuklarına özgülenmesine yöneliktir....

                Davacı, mirasbırakan babası ...’in maliki olduğu dava konusu 467 ada 13 ve 21 parsel sayılı taşınmazları, mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 27.04.2001 tarihinde satış yoluyla davalıya temlik ettiğini, bu iki parselin 20.04.2015 tarihli tevhit işlemiyle 467 ada 25 parsel numarasını aldığını ve kat irtifakına geçerek 1 ve 3 no’lu bağımsız bölümlerin davalı adına tescil edildiğini, annesinin akrabası olan davalının taşınmazları hiç kullanmadığını ve iyiniyetli olmadığını ileri sürerek dava konusu 1 ve 3 no’lu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir. Davalı, cevap dilekçesi sunmamış; aşamalarda, dava konusu taşınmazları bedeli mukabilinde satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1....

                  ya devredildiğini, yapılan işlemlerin mirastan yararlanmasını engellemeye yönelik, gerçekte bağış olup, satış olarak gösterildiğini ileri sürerek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile adına payı oranında tescile, mümkün olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalılar, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı vefa borcu ve minnet duygularıyla uygun bir bedel karşılığında satıldığını, vefatına kadar birlikte yaşadıklarını, tüm bakım ve ihtiyaçlarının karşıladıklarını, dava dışı mirasçı ... ... ... ise annesi ... tarafından kendisine verilen 50.000,00-TL bedel karşılığında ... 6. Noterliği'nin 21/03/1994 tarih ve ... yevmiye numaralı düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesi ile miras hakkından feragat ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, satışın muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu