Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, asli müdahale talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, davalı ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle mirasbırakanın yapmış olduğu temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığı tespit edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 155.29....

    ın kat mülkiyeti kurulu 389 ada 138 parseldeki 3 nolu meskenini 12.05.2000 tarihinde davalı ikinci eşine satış göstermek suretiyle devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapunun iptali ile muris adına tescile, olmadığı takdirde miras payı oranında iptal ve tescile, mümkün olmaz ise tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, öte yandan binanın mirasbırakana ait olup diğer bağımsız bölümlerde davacı ile dava dışı mirasçının oturduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, miras bırakanın amacının mirastan mal kaçırmak olmayıp, mirasçıları arasında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde miras paylaşımı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....

      in 492 ada 10 parsel sayılı taşınmazını davalı oğluna satış göstermek suretiyle devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve miras payı oranında tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, terekeye temsilci tayin edilmesi gerektiğini, iddiaların doğru olmadığını, satışın gerçek olup taşınmaz için yaptığı onarımları dikkate alarak murisin kendisine sattığını, mirasbırakanın satış bedelini davacının oğlunun düğünü için harcadığını, 2012 yılı Şubat ayına kadar taşınmazın kirasını davacıya ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişmeye konu taşınmazın davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....

        -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, miras bırakanın oğlu olan davalıya yapmış olduğu temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.012.36.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 11.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; "Somut olayda; temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu ileri sürülerek eldeki dava açılmış ise de, davacılar iddialarını ispatla yükümlü olup dosya içeriği, toplanan deliller ve tanık beyanları nazara alındığında tarafların mirasbırakanı ...’in çekişme konusu taşınmazları davalıların babası olan oğlu ...’ye temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı, mirasbırakanın oğlu ... ile birlikte yaşadığı ve tüm ihtiyaçlarının ... tarafından karşılandığı, hastalığı sürecinde oğlu ...’nin baktığı, yine mirasbırakanın adına kayıtlı başka taşınmazlarının da bulunduğu, eğer mirastan mal kaçırmak amacında olsa idi bu taşınmazlarını da devredebileceği hususları göz önüne alındığında, davacıların muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı, bir başka ifade ile temliklerin gerçek satış olduğu sonucuna varılmaktadır.Hâl böyle olunca, davanın reddine karar...

            Hukuk Dairesinin 16/06/2020 tarih ve 2019/1186 Esas-2020/3461 Karar sayılı ilamı ile borçlu hakkında başlatılan takiplere ilişkin borcun 30/03/2003 tarihinde düzenlenen kredi sözleşmelerinden kaynaklandığı, dava konusu taşınmaz da dahil bir kısım taşınmazın öncesinde davalıların babalarına ait iken, borcun doğumundan çok önce 18/12/2002 tarihinde miras taksim sözleşmesi ve aynı gün borçlu tarafından yapılan ve muris tarafından kabul edilen mirastan feragat sözleşmesi ile mirasçılar arasında paylaştırıldığı ve borçlu Birol'un davalı ... lehine mirastan feragat ettiği, murisin 19/11/2011 tarihinde ölümü üzerine, 29/11/2011 tarihinde tapunun davalı ...’ya devredildiği, borcun doğumundan önce başlayan bir süreçte yapılan işlemin, alacaklıdan mal kaçırma amacı ile yapıldığından söz edilmesinin mümkün olmadığı, borçlunun asıl tasarrufunun borcun doğumundan önce yaptığı 18/12/2002 tarihli mirastan feragat sözleşmesi olduğu, bu sözleşmenin iptal edildiği ve geçersiz olduğu ispat edilmediğinden...

              İlk derece mahkemesince, mirasbırakanın davacılara da kazandırmalarda bulunduğu, mirastan mal kaçırma amacıyla hareket etmediği, uzunca bir süre geçtikten sonra açılan davanın hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğu, muvazaa olgusunun ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine dair verilen kararın davacılar tarafından istinafı üzerine bölge adliye mahkemesince, mirasbırakanın paylaştırma amacıyla hareket edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması gereğine işaret edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; gönderme kararı üzerine ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mirasbırakanın paylaştırma amacıyla hareket etmediğinin anlaşıldığı, davalılara yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; anılan kararın yalnızca davalı ... mirasçıları olan dahili davalılar tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2....

                ın dava konusu 1720 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu meskenini mirastan mal kaçırmak amacıyla davalı ...'a devrettiğini ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali-tescile, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalı ... ise, satışın gerçek olduğunu, satış bedelini ödediğini, muris babasının davacı oğlu ile dava dışı kızına da katkılar sağladığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

                  HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan annesi ...ın, mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak dava konusu 368 ada 92 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 10 no’lu bağımsız bölümü 18.12.1989 tarihinde davalı oğluna satış yoluyla temlik ettiğini, varlıklı biri olan mirasbırakanın satış ihtiyacı içerisinde bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tescilini istemiştir....

                    Davacılar, mirasbırakan ...in davaya konu 7 nolu bağımsız bölümdeki 1/2 payını ölünceye kadar bakım şartıyla davalı torununa temlik ettiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, temlikte muvazaa bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mirasbırakanın mirastan mal kaçırma iradesiyle hareket etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten de; mirasbırakanın davaya konu 7 nolu bağımsız bölümdeki 1/2 payını 26.12.2007 tarihinde "ölünceye kadar bakım şartıyla" davalı torununa devrinde mirastan mal kaçırma amacı bulunmadığı dosya içeriği ve toplanan delillerle saptanarak davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının temyiz itirazı yerinde değildir, reddine....

                      UYAP Entegrasyonu