Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, yargılama sırasında dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıkların, nizalı taşınmazların öncesinde tarafların miras bırakanı Hamdi Hanedar'a ait olduğunu, miras bırakanın sağlığında taşınmazlarını paylaştırmadığını ve vefatından sonra tüm mirasçıların katılımı ile taksim yapılıp yapılmadığı konusunda bilgilerinin bulunmadığını bildirmelerine, bu şekilde nizalı taşınmazların miras bırakan Hamdi Hanedar'dan mirasçılarına miras yoluyla intikal ettiğine ve tüm mirasçıların katılımıyla yöntemine uygun biçimde taksim yapılmaması karşısında miras bırakanın terekesine tabi malvarlığı olduklarının kabulü gerekeceğine, bir mirasçının taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetliğin elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre miras bırakının diğer mirasçıları adına da sürdürülmüş sayılacağına, bu şekilde davacıların nizalı taşınmazlarda Hamdi Hanedar'ın mirasçısı olarak miras paylarının bulunduğunu ispat ettiklerine ve mahkemece bu hususların göz...
Davacılar; miras bırakanları ...’ın 1/2 hisse ile maliki olduğu 1835 parsel sayılı taşınmazdaki hissesini, baldızı olan davalı ...’a mirastan mal kaçırma amacıyla 23/11/2010 tarihinde satış suretiyle devrettiğini, davalı ...’nin de taşınmazdaki hissesini davalı eniştesi ...’e 23/12/2010 tarihinde temlik ettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adlarına tescilini istemişlerdir. Davalılar, satışın gerçek satış olup mal kaçırma olgusunun söz konusu olmadığını, miras bırakanın ticari faaliyetlerinin iflasla sonuçlandığını ve çeşitli yerlere borcu olduğunu, borçlarını ödemek amacıyla 2009 yılında dava dışı 124 ve 126 parsel sayılı taşınmazlarını da sattığını, davalılardan ...’nin miras bırakanın borçlarını ödemesi için 2008-2009 ve 2011 yıllarında bankalardan kredi çekerek miras bırakana verdiğini, miras bırakanın da almış olduğu bu para karşılığında bir miktar para ve davaya konu taşınmazını davalı ...’ye devrettiğini, davalı ...'in 3....
Somut olaya gelince; dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından miras bırakanın 2002 yılında eşiyle tartıştıktan sonra davalı damadının evine taşındığı, miras bırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı, davalının taşınmazı alım gücünün bulunmadığı, taşınmazın ölünceye kadar mirasbırakanın kullandığı, davalı tanıklarının beyanlarından ise devir tarihinde miras bırakanın taşınmazı satmaya ihtiyacı olduğunu, miras bırakanın taşınmazı bedel karşılığında damadına devrettiği, bedel ile borcunu kapattığı, davalının satış bedelini temin edebilmek için altın bozdurduğunu, satış tarihinden sonra miras bırakanın taşınmazı kullanmadığı, davalının taşınmaz üzerinde ev yaptırdığını,bir dönem davacı ...’nin de evde kaldığını ancak fatura borçlarını ödememesi nedeniyle davalı ile aralarında tartışma olduğu anlaşılmaktadır....
, miras bırakanın kişisel özelliklerinin ağır bastığı, düşünsel ve bedeni özellik ve yetenekleri göz önünde bulundurularak yapılmış, borcun bizzat miras bırakan tarafından yerine getirilmesi gereken kişisel edim borçları dışında, malvarlığından ifa durumunda olunan maddi edim borçları mirasçılara intikal eder....
Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, miras bırakanın malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, miras bırakanın alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK'nun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur....
Hükmün, davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun; 599’uncu maddesinde, mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazandıkları, kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçıların, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazandıkları ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu oldukları, atanmış mirasçıların da mirası, miras bırakanın ölümü ile kazandıkları, yasal mirasçıların, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlü oldukları belirtilmiş, 605’inci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri, ölümü tarihinde miras bırakanın...
Davacılar ... ve ... miras yoluyla gelen hakka dayanarak ve paylaşım yapılmadığını öne sürerek dava açmışlardır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava ve temyize konu 123 ada 6 parsel sayılı taşınmazın miras payları oranında tarafların ortak miras bırakanı ...'ın mirasçıları adına, 115 ada 146, 119 ada 79, 119 ada 86, 102 ada 86 ve 88, 124 ada 20 parsel sayılı taşınmazların ise tarafların kök miras bırakanı ........'dan kaldığı ve tarafların miras bırakanı ... dışındaki mirasçıların pay satışları da gözönünde bulundurularak taşınmazın miras payları oranında ...... Kahya mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ....., ..... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre dava ve temyize konusu taşınmazlardan 123 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tarafların ortak miras bırakanı ...'...
Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, aslında bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....
Davalı vekili, müvekkilinin ya da takdir edilecek başka bir kişinin miras ortaklığına temsilci olarak atanması gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile Mıdı Restoran’ın işletilmesi konusunda restoranın muhasebecisi olan ...’ın yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Miras ortaklığında mirasçıların birlikte hareket etmeleri zorunluluğu, işlemleri, kullanım ve idareyi birlikte yapmaları, mirasçılar arasında anlaşmazlık bulunması veya bu konularda anlaşamamaları halinde miras ortaklığı adına gerekli işlemleri yapmak, dava açmak, açılmış veya açılacak davaları takip etmek üzere paylaşmaya kadar miras ortaklığına temsilci atanması olanağı sağlanmıştır (TMK m. 640). Mirasçılardan biri veya birkaçının isteği üzerine Hakim mirasın paylaşımına kadar görev yapmak üzere miras ortaklığına bir temsilci atayabilir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; miras bırakan ...'nin tek kızının davacı olduğu, tek oğlunun ise davalılar ... ve ...'un babaları ... olduğu, miras bırakanın eşi ...'nin hayatta olduğu, Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/627 Esas sayılı dosyasına sunulan protokol başlıklı belgenin içeriği itibari ile muvazaanın olmadığına ilişkin kanıt niteliği taşımadığı, bu belgenin miras bırakanın sağlığında düzenlendiğinin anlaşıldığı, anılan davanın usulden ret ile sonuçlandığı, kesin hüküm dava şartı oluşturmadığı, miras bırakana yaşlılığında oğlu ...'in ve eşinin genelde baktığı, miras bırakanın çiftçilik dışında bir gelirinin olmadığı, davalı ...'nin diğer davalı ...'un kayın babası olduğu, ...'nin kayıt dışı emlakçılık yaptığı, miras bırakanın davacı kızı ile bir sorununun bulunmadığı, tapudaki devirlere rağmen taşınmazları miras bırakanın oğlu ...'...