Miras bırakan Ahmet Feridun Paçacı'nın veraset ilamı incelendiğinde; 02/05/2020 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının dava dosyasının tarafları olduğu, davalı Arzu'nun miras payının 2/8 olduğu, davalı Arzu'nun davacıların üvey annesi olduğu, miras bırakanın ikinci eşinin Arzu olduğu görülmektedir. Dosya arasında bulunan Körfez 2. Noterliği'nin 12/05/2020 tarihli 3899 yevmiye numaralı miras payının devri sözleşmesi incelendiğinde; Arzu'nun Körfez İlçesi Yarımca (Şuyulandırma) Mahallesi 1000 ada 17 numaralı parsel A blok 2.kat 6 numaralı mesken vasfındaki bağımsız bölümdeki miras payını 22.000,00 TL bedel karşılığında diğer mirasçılar Emrah ve İlayda'ya devrettiği, devir bedelini nakden ve peşinen aldığı hususunun yazılı olduğu görülmektedir....
Öteki deyişle, miras bırakanın nasıl ki saklı pay dışındaki mallarını kanuna uygun biçimde devretme hakkı varsa, mirasçının da miras bırakanın kanuna aykırı biçimde düzenlediği ve kendisini miras hakkından yoksun bırakan hukuki tasarruflarına karşı koyma, yapılan temlik ve tescilin iptalini isteme hakkı vardır. Asıl olan miras bırakanın terekesinin kanunlarda öngörülen şekilde mirasçılarına intikal etmesidir. Miras bırakanın saklı pay dışındaki mallarda dilediği gibi tasarruf etme hakkı varsa da, bu temliki yaparken kanunlarda öngörülen şekil koşuluna uymak zorundadır. Şekil koşuluna uyulmadığı taktirde, kanun gereği malik olacak mirasçının şekil noksanlığından dolayı bu temlikin iptalini istemekte hukuki yararı vardır. Bununla birlikte, miras bırakan bağış sözleşmesini görünüşte satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi ivazlı bir sözleşme arkasına gizleyerek, mirasçının saklı payını da temlik etmiştir....
Keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kök miras bırakan ...'dan mı yoksa davalıların miras bırakanından mı kaldığı, kök miras bırakandan kalmış ise paylaşım yapılıp yapılmadığı, herbir mirasçıya hangi taşınmazın düştüğü, taşınmaz düşmeyen mirasçının miras payına karşılık ne aldığı, mirasçılardan ... ve ...'a düştüğü ileri sürülen taşınmazların bir kısım davalıların miras bırakanı ...'e devredilip devredilmediği hususlarında olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil tüm taşınmazların tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye veren ayrıntılı şekilde rapor alınmalı, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri de tanık olarak dinlenilmek suretiyle aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir....
ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.04.2010 gün ve 368/95 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili, 620 ada 8 parsel sayılı taşınmazın, davalılarla vekil edenlerinin ortak miras bırakanı olan ...’dan miras yolu ile intikal eden yer olmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında davalıların yakın miras bırakanı ... adına tespit ve tescil edildiğini belirterek ... adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın kök miras bırakan ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar ise; dava konusu taşınmazın yakın miras bırakanları Mehmet tarafından gönderilen para ile satın alınan yer olduğunu dolayısı ile miras bırakan...’la ilgili bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır....
Dava; miras hakkına dayalı pay iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacının taşınmazlar üzerinde annesi Fatma aracılığı ile miras payı bulunduğu görüşünden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Dava, mirasçılar arasındaki ihtilaf niteliğinde olup taşınmazların 1960 yılında öldüğü bildirilen ortak kök miras bırakan ...’tan kaldığı hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ortak miras bırakandan kalan taşınmazlar üzerinde davacının miras payı bulunup bulunmadığı ve mülkiyetinin davalıya devredilip edilmediği noktasında toplanmaktadır....
Davacı ... ve arkadaşları, miras yoluyla gelen hakka dayanarak taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve miras payları oranında adlarına tescili istemiyle davalı ...’a karşı dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının davacıların miras payı oranında iptali ile davacılar adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Dava, miras payının devri nedenine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Somut olayda, davacı ..., yakın miras bırakanı babası ...’un diğer mirasçıları ile dip muris ...’in 1964 yılında ölen oğlu ... mirasçılarına yönelttiği davada, yakın miras bırakanı babası ...’a dip muris ...’den intikal eden miras payını satın ve devraldığını ileri sürerek paya yönelik istekte bulunmuştur. Mahkemece, davanın TMK.nun 644.maddesine dayandığından bahisle nitelemede hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Somut olayda, uyuşmazlık, TMK.nun 677 (dayanak senedin düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan MK.nun 612) maddesine dayalı miras payının devrine ilişkin bulunmaktadır. Tarafların dip miras bırakanı ...’den davacının yakın miras bırakanı ...’ya intikal eden miras payının davacıya devredildiği hususu davalılardan diğer ... mirasçıları olan ..., ...r ve ... tarafından usule uygun imzalı beyanlarıyla kabul edilmiştir. HMK.nun 308....
Uyuşmazlık, ortak miras bırakanın, ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun biçimde bir paylaşmanın yapılıp yapılmadığı yönünde toplanmıştır. Kural olarak, mirasçılar arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra tüm mirasçılarının bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi kuralına bağlıdır. Somut olayda ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında az yukarıda saptanan olgulara uygun biçimde paylaşmanın yapıldığı dava konusu taşınmazların davalıların miras bırakanı Osman oğlu ...'...
Taşınmazın kadastro tespiti, miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanşamı zilyetliğine dayalı olarak yapılmıştır. Davalılar, taşınmazın kendi miras bırakanlarından kaldığını, davacı ile davalıların annelerinin kardeş olduğunu ileri sürmüşler, davacı ise 11.08.2008 tarihli duruşma sırasında, dava konusu taşınmazın 3 hisse olduğunu, hisselerden birisinin kendisinde, birisinin davalılarda ve birisinin de amcaları ...ve mirasçılarında olduğunu beyan etmiş, keşif sırasında kendisine ait olduğunu ileri sürdüğü taşınmaz bölümünü göstermiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, tarafların ortak miras bırakanlarından kalıp kalmadığı, ortak miras bırakandan kalması halinde mirasın usulünce paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmış ise kimin payına ne kadar yer düştüğü, kimin ne kadar süreyle zilyet olduğu noktasındadır. Bu konuda yapılan araştırma yetersizdir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz....
Mirasçılar miras yoluyla kendilerine intikal eden hakları diğer mirasçılara isterlerse mirasçı olmayan kişilere bedelli ya da bedelsiz olarak devredebilirler. Miras payının mirasçı tarafından devri "açılmış miras payının devri (TMK m. 677/1) açılmamış miras payının devri (TMK m. 678)" şeklinde gerçekleşebilir. Açılmış miras payının devri terekenin tamamı üzerinde olabileceği gibi bir kısmı üzerinde de olabilir. Sözleşmenin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Sözleşmenin iptali, sözleşmenin taraflarına husumet yöneltilmek suretiyle açılacak dava ile mümkündür. O halde davacıya iptali istenen ..... Noterliğinin 20.03.2006 tarihli ve ..... yevmiye numaralı sözleşmenin taraflarından ........'ye de husumet yöneltilmesi için uygun bir süre verilmeli taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir. Diğer taraftan borçlu mirasçı ........'...