Kazandırma, miras payına mahsuben (iadeye tabi olarak) yapılmalıdır. Bağış amaçlı yapılan kazandırmalar denkleştirmeye (iadeye) tabi değildir, bu nedenle miras bırakanın bağış amacının olup-olmadığı ayrıntısıyla araştırılmalıdır. İade, terekeye yapılır, davacı mirasçının miras payı oranında iade yapılmaz. Altsoya yapılan kazandırma aksi miras bırakan tarafından açıkça belirtilmemişse karine olarak denkleştirmeye (iadeye) tabidir. Altsoya yapılan sağlar arası kazandırmanın denkleştirmeye tabi olmadığını davalı (altsoy) ispatlamalıdır. Altsoy dışındaki yasal mirasçılara yapılan kazandırma, karine olarak denkleştirmeye (iadeye) tabi değildir. Altsoy dışındaki yasal mirasçıya yapılan kazandırmanın Denkleştirmeye (iadeye) tabi olduğunu davacı ispatlamalıdır. Miras bırakanın iradesinin denkleştirmeye (iadeye) tabi olup olmadığının ispatı şekle tabi değildir, her türlü delille ispatlanabilir....
.” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalının delil olarak dayandığı miras taksim sözleşmesinde davacı adına imza atan ...'...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2013/212 ESAS 2021/130 KARAR DAVA KONUSU : Miras Payının Devri Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptal-Tescil KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup yapılan ön inceleme neticesinde; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin babası Bahri Karataş ile davalının babası Kemal Karataş'ın kardeş olduklarını, dava konusu yapılan ve miras hisseleri belirtilen taşınmazların müşterek muris Bilal Kabataş'tan miras yoluyla intikal ettiğini, Kemal Kabataş'ın vefatı ile bu yerlerin davalı'ya intikal ettiğini, Bahri Kabataş'tan da müvekkiline intikal ettiğini, kök muris Bilal'in vefatından sonra bütün mirasçıların bir araya gelerek miras taksim sözleşmesi yaptıklarını, davalının miras bırakanı Kemal'in kendisine miras yoluyla intikal eden hisselerini davacının...
Ne var ki, davacının davalıların mirasbırakanına pay ve miras payı devri için 1991 yılında 5.000,00 TL ödediği taraflar arasında çekişmesizdir. Bu bedel, hem davalıların mirasbırakanının 3/13 payı için, hem de davalıların mirasbırakanı'den gelen 4/13 pay içindeki ¼ oranındaki miras payı (mirasçılık belgesine göre) için ödenmiştir. Bu durumda adi yazılı pay ve miras payı devir sözleşmesi 'e ait 3/13(=12/52) pay ile 4/52 miras payı için yapılmış olmaktadır. Mirasçılar dışındaki kişilere yapılmış miras payı devir sözleşmesi ancak borçlandırıcı işlem niteliğiyle geçerlidir. Davacı mirasçı niteliğinde olmadığı ve devir resmi şekilde yapılmadığından miras payı devri tasarrufi işlem olarak sonuç doğurmaz. Bu nedenle mahkemenin tapu iptal/tescil talebini reddetmesi yerindedir....
Davacılar vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili, dava dilekçesinde ada ve parsel numarası yazılı 7 parça taşınmazın tarafların miras bırakanları ...ve ...’dan kaldığını, 1984 yılında ölen miras bırakan ...aracılığı ile taşınmazlar üzerinde miras payları bulunduğunu açıklayarak tapu kayıtlarının iptaliyle payları oranında vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın yersiz olduğunu taşınmazların dedesinden miras yoluyla babası ...’e kaldığını, davacılarla ilgisi bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairece, isabetsizlik bulunmayan hükmün onanmasına karar verilmesi üzerine; davacılar vekili süresinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur....
Somut olayda nizalı taşınmazın ortak miras bırakan tarafından davalıya bırakıldığı savunulduğuna göre, bağış, satış ya da taksim olgusunun ispatı davalı taraftadır. Dava konusu taşınmaz öncesi itibariyle tapusuz bulunduğundan bu olgunun 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15/1.maddesi gereğince her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Dosya kapsamı ve davalının 21.10.2002 tarihli keşif tutanağına alınan beyanı ile de, çekişmeli yerin ortak miras bırakandan kaldığı, taksim ve sair suretle davalıya aktarılmadığı sabittir. Mahkemece nizalı taşınmazın tapu kaydının davacıların miras payları oranında iptal ve tesciline karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının buna dair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün davacıların miras payları oranında iptal ve tesciline ilişkin bölümünün ONANMASINA, Dava mirasçılar arasında görülen ve miras payına yönelik iptal ve tescil isteğine ilişkindir....
Davacılar, miras bırakan ...’ün 14.02.2011 tarihinde vefat ettiğini belirterek terekenin borca batık olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı kurum vekili, davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Hüküm, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasında, ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 madde). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyi niyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Miras bırakanın ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, miras bırakanın tüm mal varlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13/08/2014 gününde verilen dilekçe ile miras sözleşmesinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, miras taksim sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili; muris ... mirasçıları tarafından 19.02.2014 tarih ve 1506 sayılı miras taksim sözleşmesi yapıldığını, ancak bu sözleşme uyarınca mirasçılardan Suriye uyruklu ...'e hiç bir taşınmazın verilmediğinin anlaşıldığını, mirasçılar arasında yasal paylaşım yapılması halinde ...'...
KARAR Davacılar vekili, dava konusu 740 parsel sayılı taşınmazın tarafların kök miras bırakanı ....'dan miras yoluyla intikal ettiğini, 01.06.1979 tarihinde tüm mirasçılarının katılımıyla düzenlenen miras taksim sözleşmesi ile nizalı taşınmazın 33000 pay kabul edilerek bunun 25600/33000 payının vekil edenlerinin yakın miras bırakanı babalarına, 7400/33000 payının ise davalılardan ...'a isabet ettiğini, sonrasında ...'ın kendisine ait payı vekil edenlerinin babasına satış yoluyla temlik ettiğini açıklayarak, öncelikle nizalı taşınmazda davalıların maliki bulunduğu payların tamamının mümkün olmadığı taktirde ise 01.06.1979 tarihli miras taksim sözleşmesi kapsamında iptaliyle vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir....
un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, miras bırakanın yapmış olduğu temlikten kaynaklanan pay oranında tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, miras bırakan İsmail’in maliki olduğu 2382 parsel sayılı taşınmazdaki payını 21.07.1981 ve 07.05.1987 tarihlerinde davalı oğullarına satış suretiyle temlik ettiği,2381 parseli ise yine 21.07.1981 tarihinde davalı oğulları .....'e ¼ er pay vermek suretiyle satış akdi ile intikalini sağladığı,taşınmazların daha sonra dava dışı kişiye satılarak sicil kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır. Davacılar, miras bırakanlarının davalılara yaptığı temlikin, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır....