"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak miras bırakanın kayden maliki olduğu 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını davalı oğluna satış yoluyla temlik ettiğini, ancak işlem tarihinde miras bırakanın medeni hakları kullanma ehliyetine haiz olmadığını ileri sürüp, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, miras bırakanın ihtiyacı nedeniyle çekişmeli taşınmazdaki payını sattığını, ehliyetsizlik iddiasının doğru olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, miras bırakanının temlik tarihinde hukuki ehliyeti haiz olmadığının Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu raporuyla saptandığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, çekişme konusu 306 ve 308 parsel sayılı taşınmazların miras bırakanları ... ... adına kayıtlı iken, oğulları olan davalıların, diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak kendilerine devredilmesi için miras bırakana baskı uyguladıklarını ve tehdit ettiklerini, taşınmazların, satış suretiyle adlarına temlikini sağladıklarını, kaldı ki, miras bırakanın temlik tarihinde ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ile adlarına tescili isteğinde bulunmuşlardır. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, miras bırakan tarafından, yapılan temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, annesi ve miras bırakanı ...’nin kendisine miras yolu ile intikal eden 1902 ada 1 parselde bulunan 3 nolu bağımsız bölümdeki ¼ payını satış suretiyle davalılara temlik ettiğini, işlemin ehliyetsizlik nedeni ile geçersiz olup, mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payı oranında tapu iptal tescil olmazsa bedel isteklerinde bulunmuşlardır. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, miras bırakan tarafından davalılara yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davacının miras payı oranında tapunun iptal ve tesciline karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
Koç’tan intikal eden miras payını 03.12.1984 tarihli adi yazılı sözleşme ile, diğer davalıların miras bırakanı ve kendisinin de kardeşi olan ...’ün de 2057 ve 908 parsel sayılı taşınmazlarda ortak miras bırakanları ... ’tan intikal eden miras payını noterde 21.02.1989 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile devretmeyi vaad ettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve pay tescili istemiştir. Davalı ... 03.12.1984 tarihli sözleşme içeriğinin doğru olmadığını savunmuş, diğer davalılar duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi vermemişlerdir. Davacı, yargılamalar sırasında 908 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davasından vazgeçtiğini bildirmiştir. Mahkemece, 908 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın reddine, diğer parsellere ilişkin davanın kabulü ile ... ’tan ... ile ...’e intikal eden miras payının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir....
'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olup; davacılar ve birleştirilen davanın davacıları miras payları oranında tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece, davalının üçüncü kişi konumunda olduğu, dava dışı başka mirasçıların da bulunduğu, miras payı oranında taleple açılan davanın dinlenemiyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....
in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olup; davacılar, murislerinin çekişme konusu taşınmazını terekeden mal kaçırmak amacıyla dava dışı oğlundan olma davalı torununa temlik ettiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece, davalının üçüncü kişi konumunda olduğu, dava dışı başka mirasçıların da bulunduğu, miras payı oranında taleple açılan davanın dinlenemiyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, mirasçılık belgesinin iptali ile yenisinin verilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 575. maddesi hükmüne göre miras ölümle açılır. Aynı Kanunun 496. maddesi hükmüne göre de, alt soyu bulunmayan miras bırakanın mirası eşit payla anne ve babasına kalır. Miras bırakandan önce ölmüş olan anne ve babanın yerlerini her derecede halefiyet yolu ile kendi alt soyları alır. HUMK’nun 74. maddesi hükmüne göre mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Somut olaya gelince, dosya içeriğinden miras bırakan ......'ın 05/03/2001 tarihinde bekar ve çocuksuz olarak öldüğü, ölümü ile geriye mirasçı olarak kendisinden önce ölen annesi........'in önceki evliliğinden olma çocuğu davacı ... ile yine kendisinden önce ölen babası ..........'ın önceki eşinden olma çocukları ...., ...., ...... ve ..... ile 21.02.1979 tarihinde ölen oğlu .....'ten olma yeğenleri ......., ..... ve ......'in kaldığı anlaşılmaktadır....
Muris kayıt maliki ..., 6.7.1984 tarihinde vefat etmiş olup, mirasçıları arasında 21.12.1996 tarihli 611 numaralı parsele ilişkin olarak taksim sözleşmesi yapılmış, bilahare davalı ... (...) 611 parseldeki 2000/16840 hissesini davacıya 11.3.2002 tarihli senetle satmıştır. 21.12.1996 tarihinde yapılan miras taksim sözleşmesi tüm mirasçıların iştirakiyle yapılmış olup, bu sözleşmeye itiraz vaki olmamıştır. TMK.nun 676. maddesine göre, miras taksim sözleşmesi terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde de yapılabilir. Yine TMK. nun 677. maddesine göre de, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda yapılan yazılı sözleşmelerde geçerlidir. Bu anlamda davalının da katıldığı miras taksim sözleşmesiyle 16840 m2 yüzölçümlü taşınmazda taksim sözleşmesine ekli krokiye göre, davalıya 2000 m2 yer verildiği, davalının bilahare 2000/16840 payını davacıya sattığı anlaşılmaktadır....
Dava; miras payına dayalı mirasçılar arasındaki pay iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, dava koşulu yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacılar vekili dava dilekçesinde, taşınmazların miras bırakan İbrahim’den kaldığını, mirasçılar arasında taksim edilmediğini ileri sürerek veraset belgesindeki payları oranında taraflar (mirasçılar) adına tapuya tescilini talep etmiştir. Mirasçılık belgesine göre, davacıların miras bırakanı ....09.2006 tarihinde ölmüş olup davalı ... miras bırakan İbrahim Yıldırım mirasçısıdır. Dava, mirasçılar arasındaki bir dava olduğuna göre, TMK.nun 701 ve 702. maddeleri uyarınca tüm mirasçıların oybirliği ile dava açmalarına gerek bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla; mirasçılar arasındaki bir davada her bir mirasçının miras payına yönelik olarak iptal ve tescil istemesi mümkündür....
Dava; miras payına dayalı mirasçılar arasındaki pay iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, dava koşulu yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacılar vekili dava dilekçesinde, taşınmazların ortak miras bırakan İbrahim’den kaldığını, terekenin taksim edilmediğini ileri sürerek veraset belgesindeki payları oranında taraflar (mirasçılar) adına tapuya tescilini talep etmiştir. Mirasçılık belgesine göre, ortak miras bırakan ....09.2006 tarihinde ölmüş olup, davalı ... miras bırakan ... mirasçısıdır. Dava, mirasçılar arasındaki bir dava olduğuna göre, TMK.nun 701 ve 702.maddeleri uyarınca tüm mirasçıların oybirliği ile dava açmalarına gerek bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla; mirasçılar arasındaki bir davada her bir mirasçının miras payına yönelik olarak iptal ve tescil istemesi mümkündür....