Öte yandan miras bırakanın sağlığında mal varlığının tamamını veya bir kısmını, mirasçıları arasında hoş görü ile karşılanabilecek makul ölçüler içerisinde paylaştırmışsa mirasçısından mal kaçırma iradesinden söz etme olanağı yoktur. O halde miras bırakanın denkleştirme yapıp yapmadığı üzerinde durulması, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden, taşınır, taşınmaz ve hakların araştırılması,tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi, her bir mirasçıya geçirilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınarak paylaştırmanın mı ? yoksa mal kaçırma amacının mı ? üstün tutulduğunun aydınlığa kavuşturulması zorunludur....
Ancak, TMK.nun 677/1. maddesi hükmüne göre terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan yazılı sözleşmeler geçerlidir. Somut olayda, dava konusu taşınmazdaki davalılar Recep, Nihat ve ...’ın miras bırakanı ...’ın, miras payını davacıların miras bırakanı ...’e devrettiğine ilişkin 21.11.1980 tarihli sözleşme bozma ilamında da işaret edildiği gibi HUMK’un 297.(H.M.K m.206) maddesine uygun olup, TMK.nun 677/1 maddesine göre geçerli bir sözleşmedir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 24.05.1985 tarih 2/5 sayılı kararına göre “böyle bir sözleşme iştirak hali bozulmadan Tapuda işlem yapılmasını sağlar.”...
Davacılar, miras bırakanları babaları ...ın 7 numaralı bağımsız bölümünü davalı oğlu Yusuf’a; 8 numaralı bağımsız bölümünü diğer davalı oğlu ...’a mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle, devrettiğini ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, temliklerin miras bırakan tarafından yapılmadığını ve iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, miras bırakanın ara malik kullanarak gerçekleştirdiği temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak taşınmazların miras bırakanı ... oğlu ... adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazların miras bırakan ... oğlu ... 'den intikalen geldiği, ölümünden itibaren davalıların miras bırakanı ve oğlu ... tarafından kullanıldığı ve ölüm tarihi olan 2007 yılına kadar lehine 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli olmadığı gibi varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır....
Sulh Hukuk Mahkemesi 08/06/2012 tarihli 2012/978 Esas, 1037 Karar sayılı veraset ilamı ile Kartal Sulh Hukuk Mahkemesi 05/07/1976 tarihli 1976/778 Esas, 625 Karar sayılı mirasçılık belgelerinin iptaliyle mirasbırakanın mirasçılarının ve miras paylarının belirlenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, Sulh Mahkemesince mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. Mirasçılık belgesi, mirasçıların miras bırakanla irs ilişkisini ve miras paylarını gösteren bir belgedir. 4722 sayılı Kanun madde 17 uyarınca, miras hükümleri, mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte bulunan hükümlere göre belirlenir....
Mahkemece, ortak miras bırakandan kaldığı anlaşılan taşınmazın taksim edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle davacının miras payı oranında tapu kaydının iptali ile tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; miras, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi uyarınca açılmış iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu 114 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tamamı, kadastroca belgesizden 20 yılı aşkın süreden beri zilyet olunduğu belirtilerek davalı adına tespit ve tescil edilmiştir. Dosya arasında bulunan mirasçılık belgesine göre, ortak miras bırakan Bekir Aydoğan, davacı, davalı ve dahili davalıları mirasçı bırakarak 05.11.1984 tarihinde ölmüştür. Uyuşmazlık konusu taşınmazın ortak miras bırakandan kaldığı ve taksime konu edildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Davacılar, miras bırakan ...’nın 756 parsel sayılı taşınmazını 01.02.2002 tarihinde, 638, 395, 682, 7 09 parsel sayılı taşınmazlarını da 18.10.2005 tarihinde davalı oğlu...’e satış suretiyle devrettiğini, miras bırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi, işlem tarihlerinde 18 ve 21 yaşında olan davalının alım gücününde olmadığını, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ileri sürerek miras payları oranında tapu kayıtlarının iptaliyle adlarına tesciline, mümkün olmazsa miras paylarına isabet eden bedelin tahsiline ve tapu kayıtlarındaki ipoteğin kaldırılmasını talep etmişlerdir. Davalı, miras bırakanın en küçük oğlu olduğunu, anne ve babasıyla birlikte yaşadıklarını yurt dışına gitmemesi için miras bırakanın taşınmazlarını sattığını, borçlarını ve pirim borçlarını ödeyip emekli olmasını sağladığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
olduğundan terekeye dahil şirket hissesi üzerindeki miras payının bu suretle mirasçılar arasında adi yazılı şekilde devrinin geçerli olduğu sonucuna ulaşılmıştır....
ün yaptığı bu bakıma karşılık miras bırakanın ... parsel sayılı taşınmazını devrettiği, resmi işlemde tanık sıfatıyla hazır bulunan ... ve ..., işlem sırasında para ödemesi yapılmadığını ancak miras bırakandan taşınmazın 10.000 Euroya satıldığını duyduklarını bildirmişler, 26 yaşında olan davalının ödeme savunmasını yazılı belgeyle kanıtlayamadığı, 21.06.2013 tarihli dekontların ... ve ... adına olup, dekontlatda taşınmaz satış bedeli olduğuna dair kayıt bulunmadığı , işlem tarihinde miras bırakanın taşınmazını satmasını gerektiren makul ve haklı bir nedenin bulunmadığı, yaşlılık aylığı ve sağlık giderleri için yeşil kartının olduğu, miras bırakanın oğullarının kendisiyle ilgilenmediği için kızıp taşınmazını satılığa çıkardığını da davacıların kardeşi Ümmüş'ün beyan ettiği yine davalının cevap dilekçesinde, miras bırakanın" bana bakmayana mal yok dediğinin" ifade edildiği saptanmıştır. Bu durumda; miras bırakanın temliği yaptığı 2013 tarihinde 83 yaşında olduğu ve kızı ...'...
Noterliği'nin 13.09.2012 tarih ve 22211 (22368) yevmiye numaralı mirasçılık belgesinde isimleri ve miras payları belirtilen müteveffa ... mirasçıları davacılar ..., ...,... ve ...'nın miras paylarına eklenmesi suretiyle adlarına miras payları oranında elbirliği halinde mülkiyet olarak tapuya tesciline karar verilmesi üzerine hüküm; davacılar...,... ve ... ile katılma yolu ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; mirasçılar arasında miras payının devri sözleşmesine dayalı TMK'nun 677. maddesi uyarınca açılan miras payı iptali ve tescil isteğine ilişkindir. TMK'nın 677.maddesine göre terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmenin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Yazılı olması geçerlilik şartıdır. 1- Hüküm, davacılara 04.09.2014 ve 02.10.2014, davalılar vekiline ise 09.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, 15.09.2014 tarihinde süresi içinde davacılar.... ve ... tarafından temyiz edilmiştir....