Kadastro çalışmaları sırasında muris Mehmefin eşi Akgül'ün payı 30.10.1981 günlü miras payının devri sözleşmesine dayanılarak davalı Veli adına tespit edilmiştir. Davacılar vekili, Akgül'ün miras payını davalıya devretmediği, ayrıca devreden Akgül'e bakıp gözetmediği gerekçesiyle onun payı yönünden iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. TMK'nın 677. maddesi hükmüne göre yazılı olmak koşulu ile bir mirasçının diğerine miras payının devri geçerlidir. Davalının dayandığı 30.10.1981 günlü sözleşme HUMK'nın 287. maddesine uygun olarak düzenlenmemiştir. Başka bir anlatımla, miras payını devreden Akgül'ün parmak izini taşıyan bu belge altındaki imzaların köy ihtiyar heyeti üyelerine ait olmadığı, senedin başka köy ihtiyar heyeti tarafından onaylandığı belirlenmiştir. Böyle bir senet, miras payının devri yönünden geçerli hukuki sonuç doğurmaz....
Miras ortaklığında mirasçıların birlikte hareket etmeleri zorunluluğu, işlemleri, kullanım ve idareyi birlikte yapmaları, mirasçılar arasında anlaşmazlık bulunması veya bu konularda anlaşamamaları halinde miras ortaklığı adına gerekli işlemleri yapmak, dava açmak, açılmış veya açılacak davaları takip etmek üzere paylaşmaya kadar miras ortaklığına temsilci atanması olanağı sağlanmıştır (TMK m. 640). Mirasçılardan biri veya birkaçının isteği üzerine Hakim mirasın paylaşımına kadar görev yapmak üzere miras ortaklığına bir temsilci atayabilir. Mirasçılar arasında paylaşmanın yapılmamış olması ve terekeyi birlikte idare etmeleri hususunda mirasçılar arasında anlaşmazlık bulunduğu gözetilerek miras ortaklığına temsilci tayini gerekir. Somut olayda, davacılar vekilinin temyiz aşamasında dosyaya sunduğu tüm mirasçıların katılımı ile imzalanan, adi yazılı "yasal mirasçılar arası sözleşme" başlıklı tarihsiz sulh sözleşmesi ile muris ...'...
Öte yandan, davacıların 2008/811-2005/675 Karar sayılı verasetin iptali davası ile kök miras bırakanları ... ve ...'in mirasçı oldukları ve miras bırakanlara ait 4 ve 227 (ifrazen 15 ayrı taşınmazdaki) parsel sayılı taşınmazlardaki kanuni miras paylarından ketmedildikleri belirlendiğinden, davalılar adına kayıtlı dava konusu taşınmazlarda davacıların miras payları oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ancak, davadaki isteğin davacıların miras paylarına yönelik olduğu gözetilmeksizin, istek aşılmak suretiyle HUMK'nun 74 ve 75.maddesi hükümleri göz ardı edilerek dava dışı mirasçılar yönünden de davanın kabul edilmiş olması doğru değildir. Diğer taraftan, dava konusu 109 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden hüküm kurulmamış olması doğru değilse de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır....
Davacılar ... ve arkadaşları, miras yoluyla gelen hakka ve bağışlamaya dayanarak adlarına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece miras bırakan ... terekesinin mirasçılar arasında taksim yapıldığı, ortak miras bırakanın vefat ettiği 1943-1944 yıllarından itibaren taşınmazın davalı taraf zilyetliğinde olup uzun süre kullanmanın paylaşıma karine olduğu gerekçe gösterilerek karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir. Çekişmeli taşınmazın öncesinde tarafların ortak miras bırakanı ...'a ait olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır....
K. 21.07.1999 tarihli noter satış sözleşmesi ile dava konusu ... parsel sayılı taşınmazdaki miras payını davacıya satmıştır. Mirasçılar arasındaki miras payının devri, kural olarak elbirliği şeklinde mülkiyet devam ettiği sürece olanaklıdır. Bir mirasçının, miras payını diğer bir mirasçıya devretmesi halinde, miras payını devralan mirasçı elbirliği şeklindeki mülkiyet devam ederken miras payının devri sözleşmesine dayanarak iptal tescil isteğinde bulunabilir. Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesinden sonra mirasçılar arasındaki miras payının devri sözleşmesi hükümsüz hale gelir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, paylı mülkiyet hükümlerine tabi olan taşınmaz hakkında mirasçılar arasındaki miras payının devri sözleşmesine değer verilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. .//.....
Kararı, miras bırakanın tapulu taşınmazlarının temliklerinde yaptığı muvazaalı işlemlere ilişkindir. 27....
Mirastan feragat sözleşmesi miras bırakan ile gelecekteki muhtemel mirasçısı arasında düzenlenen, ileride doğacak miras hakkına ilişkin beklentiden karşılık alınarak veya bir karşılık alınmadan kısmen veya tamamen vazgeçmeye ilişkin iki taraflı bir sözleşmedir. Mirastan feragat sözleşmesinin konusunu murisin halen hayatta bulunması nedeniyle miras geçmediğinden miras hakkı değil buna ilişkin beklenti oluşturmaktadır. TMK'nun 528. maddesine göre, miras bırakan bir mirasçı ile karşılıksız veya karşılık sağlanarak böyle bir sözleşmeyi yapabilir....
Bu sebeple eldeki davada davalılar vekilinin temyiz aşamasında murisin terekesinin borca batık olduğu iddiası geçerlidir ve konuyla ilgili yapılacak araştırmayla varılacak sonuca göre karar verilmelidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun; 599’uncu maddesinde, mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazandıkları, kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçıların, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazandıkları ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu oldukları, atanmış mirasçıların da mirası, miras bırakanın ölümü ile kazandıkları, yasal mirasçıların, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlü oldukları belirtilmiş, 605’inci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri, ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen belirlenmiş...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 31.01.2011 gün ve 349/36 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, dava konusu 891 ve 895 nolu parsellerin ortak miras bırakan ... adına kayıtlı iken 22.05.2000 tarihinde ölmesi üzerine mirasçılarına intikal ettiğini, davalıların yakın miras bırakanı ...'ın ... 1. Noterliği'nce düzenlenen 22.09.1970 tarih 15641 yevmiye nolu sözleşmeyle dava konusu taşınmazlar üzerindeki miras payından feragat ettiğini, davalıların taşınmazlar üzerinde hakkı bulunmamasına rağmen ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını ileri sürerek, davalılara intikal eden miras paylarının iptaliyle veraset belgesindeki payları oranında vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir....
Mirasçılar miras yoluyla kendilerine intikal eden hakları ister diğer mirasçılara isterse mirasçı olmayan kişilere bedelli ya da bedelsiz olarak devredebilirler. Türk Medeni Kanunu'nun 677/1. maddesi gereğince, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Mirasçılar arasında yapılan bu tür sözleşmeler yapıldıkları tarihten itibaren ifa (yerine getirme) olanağına sahiptirler. Alacaklı, yapıldığı tarihten itibaren bu sözleşmeye dayanarak, sözleşme gereğinin yerine getirilmesini miras payını devredenden isteyebilir ve ona karşı dava açabilir. Taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olması, bu isteğe engel oluşturmaz. Yalnızca, mirasçılar dışında üçüncü kişilere yapılan miras payının devri sözleşmeleri TMK’nin 677/2. maddesi uyarınca elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürmedikçe (yani iştirak çözülmedikçe) üçüncü kişinin istekte bulunma olanağı yoktur....