Davalının duruşma zaptındaki beyanları getirtilip incelenen nüfus aile kayıt tablosu ve veraset belgesiyle kadastro tutanakları kapsamlarına göre; dava konusu taşınmazların tarafların ortak miras bırakanından irsen kaldığı tartışmasızdır. Uyuşmazlık, ortak miras bırakandan miras yoluyla kalan ve terekeye dahil olan taşınmazlardaki miras hakkının yöntemine uygun biçimde devirleri yapılmadığı sürece kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülkiyetinin diğer mirasçıya (somut olayda, davalıya) geçip geçmeyeceğinde toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak; ortak miras bırakandan kalan terekeye ait bir taşınmaz herhangi bir mirasçıya özgülenmediği taktirde tereke malı kabul edileceğinden elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlar bakımından mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılması mümkün değildir. Bu nedenle kadastroda davalı adına yapılan tespitin doğru olmadığı, davalının duruşma zabıtlarına yansıyan kabul beyanlarıyla da doğrulanmaktadır....
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava konusu 166 ada 52 parsel sayılı 1080,27 m2 yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya, bağışa ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... ve arkadaşları adına tespit edilmiştir. Davacı ... miras yoluyla gelen hakka, bağışa ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu 166 ada 52 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; dava konusu 166 ada 52 parsel sayılı taşınmazın davacı ...'nun miras bırakanı Cemal Köleoğlu, davalıların miras bırakanı...ve ...dan kaldığı yönünde yanlar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Davacı ... miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece dava konusu 172 ada 54, 176 ada 12, 15 ve 178 ada 8 parsel sayılı taşınmazların miras bırakan ...'dan kaldığı ancak miras bırakanın ölüm gününden sonra terekesinin paylaşıldığı, dava konusu 178 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davacının miras payına isabet ettiği, gerekçe gösterilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de mahkemece yapılan araştırma, soruşturma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; dava konusu 172 ada 54, 176 ada 12, 15 ve 178 ada 8 parsel sayılı taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı ... dan kaldığı yönünde yanlar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Davalılar vekili ise; dava konusu taşınmazın kök miras bırakan ...’la bir ilgisinin bulunmadığını zira öncesi itibariyle taşlık ve çalılık yerlerden iken miras bırakanları ...tarafından imar ihya edinilerek elde edilmiş taşınmaz niteliğinde olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece; davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1176 Esas ve 2006/1010 Karar sayılı veraset belgesindeki hisseler oranında ... mirasçıları olan taraflar adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm davalılar ve davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki dava; ortak miras bırakandan kaldığı halde, tek bir mirasçı adına yapılan tespit ve tescilin doğru olmadığına dayalı, miras hissesi oranında iptal ve tescil isteğine ilişkin bulunmaktadır....
Yargılama sırasında dinlenen tarafların kardeşleri ve ortak tanıkları olan vekil ... ve ... ile davalı tanığı diğer mirasçı ...tarafların çekişme konusu bağımsız bölümde birlikte yaşadıklarını, annelerinin vasiyeti üzerine ve her ikisi de bekar olduğundan dava konusu bağımsız bölümü birlikte kullanmaları şartıyla davacı dahil tüm mirasçıların bedelsiz olarak miras paylarını davalıya temlik ettiklerini tarafların bu konuda anlaştıklarını belirtmişlerdir. Bu durumda, davacının çekişme konusu dairede birlikte oturmak şartıyla miras payının bedelsiz olarak davalıya devri için vekil ...a vekalet verdiği bir nevi çekişme konusu daire üzerinde miras payının davalıya temliki karşılığında oturma hakkı verilmesini arzuladığı, ancak vekil tarafından, vekil eden yararına ve iradesine uygun davranılmayarak davacıya ait miras payının tapuda satış göstermek suretiyle davalıya devredildiği sonucuna varılmaktadır....
(Dr....Türk Miras Hukuku 3. baskı, İstanbul 1972 baskılı, sayfa 750 ve devamı, özellikle sayfa 761, 762, 763 ve 764, Esat Şeher Eski ve Yeni Miras Hukuku 1981 baskılı, sayfa 789 ve devamı, özellikle 800 ve 801) Davacının dayandığı 18.05.1976 tarihli miras payının devri sözleşmesi sadece mirasçılardan davacı ... ile miras payını devreden ... arasında yapılmıştır. Murisin dosyadaki veraset belgesine göre, mirasçıları olan taraflar dışında daha bir çok mirasçısı olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde doktirinde yer alan görüşlerde gözönünde tutulduğunda yapılan miras payının devrine ilişkin sözleşmenin ayni hak niteliğinde bulunmadığı, borçlandırıcı ve buna bağlı olarak şahsi hak niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle somut olguda, BK.nun 125. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Borçlar Kanununun 125. maddesinde; “Bu kanunda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruru zamana tabidir” denilmektedir....
Dava, miras payının devrinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. TMK’nin 677/1. maddesine göre, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında tapulu taşınmazlar bakımından yapılacak sözleşmeler, yazılı olması koşulu ile geçerlidir....
Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Somut olaya gelince; tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları yukarıdaki ilkeler ışığında değerlendirildiğinde, miras bırakanın mal satmaya ihtiyacının olmadığı, taşınmazların gerçek değerleri ile akitlerde gösterilen değerler arasında açık fark bulunduğu, her ne kadar mahkemece miras bırakanın mirasçıları arasında mallarını paylaştırma iradesinin bulunduğu belirtilmiş ve bu olgu kabul edilmiş ise de, miras bırakan tarafından birleşen dosya davacısı ve murisin kızı olan ...'ye her hangi bir kazandırmada bulunduğunun dosya kapsamı ile ispatlanamadığı görülmektedir....
KARAR Davacı vekili, tarafların babası ... ... ...’un 17.08.2004 tarihinde vefat ettiğini, murisin vefatından sonra mirasçıların bir araya gelerek miras taksim sözleşmesi yaptıklarını, ayrıca tarafların annesi ... ...’un da 17.10.2009 tarihinde vefat ettiğini, vefatından önce 22.11.2006 tarihli vasiyetname düzenlediğini açıklayarak, 225 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki işyerinin miras taksim sözleşmesinde özellikleri tanımlanan bölüm mülkiyetinin, miras taksim sözleşmesi ile anne ... ...’a bırakılıp, anne ... ...’un az yukarıda bahsedilen vasiyetname ile davacıya bıraktığı beyan edilen 225 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 1. katında yer alan dairenin tamamının olmaz ise taşınmazın 1/2 mülkiyetinin, miras taksim sözleşmesi ile anne ... ...’a bırakılan 225 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 2. katında yer alan dairenin 1/2 mülkiyetinin, miras taksim sözleşmesi ile anne ... ...’a bırakılan 423 ada 1 parselde kayıtlı deponun 1/2 mülkiyetinin vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir...
Ancak, açılmış olan davada davayı sonuçlandıracak deliller varken yemin delili kullandırılamaz. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 677/1. maddesine göre; " Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır." Davacılar vekili, taraflar arasındaki 426 ada 7 ve 8 parsellerdeki miras payından feragate yönelik sözleşmenin yazılı olduğunu iddia etmediği gibi, 6 parseldeki vekil edenlerine ait miras paylarının da davalıya devredilmediği resmi senet ve tapu kaydından anlaşılmaktadır....