WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK 640. maddesi uyarınca, miras bırakanın ölümü ile miras, mirasçılara geçmekte ve miras üzerinde iştirak halinde mülkiyet hükümleri cereyan etmeye başlamaktadır. Bu mülkiyet ediniminde mirasın bütünü mirasçıların tamamına ait olmakta tüm haklardan oluşan tereke üzerinde iştirak halinde ortaklık devam ettiği sürece mirasçıların bağımsız payları ve tasarruf hakları bulunmamaktadır. Tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri veya miras ortaklığına temsilci atanması gerekir. Somut olayda; mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de; tarafların ortak miras bırakanı T10 11/01/2014 tarihinde vefat ettiği, murisin taşınmazlarının mirasçılarına intikal ettiği ancak taşınmazlar üzerindeki miras ortaklığının henüz giderilmediği anlaşılmaktadır....

in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olup; davacı, miras payı oranında tapu iptali tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, dava dışı başka mirasçıların da bulunduğu, miras payı oranında taleple açılan davanın dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası"olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, aslında bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....

    Hal böyle olunca miras 2 pay kabul edildiğinde, yarısının (1 pay) eşi Aydın'a, miras bırakanın altsoyu olmadığı için kalan yarısının halefiyet yolu ile ve eşit payla anne ve babasına (1 pay), anne-babanın miras bırakandan önce ölmüş olmaları nedeni ile anne-babaya intikal eden 1 payın kendi altsoyu olan Semra, Selma ve Müzeyyen'e intikal edeceği, Semra, Selma ve Müzeyyen'in miras bırakandan önce ölmüş olmaları nedeni ile intikal eden 1 payın Müzeyyen'in altsoyu olan İ.. P..'ye verilmesi gerekirken, anne-babaya geçen miras payının kendi altsoylarına intikal edeceği gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Kural olarak, mirasçılar arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra tüm mirasçılarının bir araya gelerek, terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra, terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi gerekir. Somut olayda ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında az yukarıda saptanan olgulara uygun biçimde paylaşmanın yapıldığı dava konusu taşınmazın davalı ...'nün eşi ...'nün miras payına isabet ettiği, ...'nün dava konusu taşınmazı davalıya bağışlayıp zilyetliğini devrettiği, davacı ...'ye ise terekeye dahil dava dışı 360 ada 7 parsel sayılı taşınmazın miras payına isabet ettiği, mahkemece yapılan keşif, uygulama, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile toplanıp değerlendirilen diğer delillerle belirlenmiştir....

        Davacılar vekili, davacıların miras bırakanı ... ... ile davalıların miras bırakanları ... ve Akın Aydın'ın, davalıların miras bırakanlarına ait 616 parsel sayılı taşınmaz üzerine zeytin dikmek ve bakımını yapmak üzere anlaştıklarını, dikim ve bakım karşılığı davacıların miras bırakanı ... 'e 616 parselin 1/4 payının verileceğinin vaad edildiğini, davacılar murisi ...'in edimini yerine getirmesine rağmen anılan taşınmazın 1/4 payının mülkiyetinin davalılar tarafından devredilmediğini bildirerek 616 parselin 1/4 payının iptali ile davacılar adına tescilini istemiş, davalılardan ... ve... davayı kabul etmiş, diğer davalılar davanın reddini istemişler, mahkemece ... ve ... aleyhine açılan davanın kabulüne, bir kısım davalılar yönünden husumet nedeniyle, diğer davalılar yönünden ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir. Davacıların miras bırakanı ... 'in 1963 yılında öldüğü, davacıların eldeki davayı miras bırakanları ... ...'...

          Mahkemece, davanın kabulü ile yenisinin verilmesine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve soruşturma, toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 575. maddesi hükmüne göre miras ölümle açılır. Ve yine aynı Kanunun 496. maddesi hükmüne göre de, alt soyu bulunmayan miras bırakanın mirasçıları anne ve babasıdır. Bunlar eşit olarak mirasçılardır. Miras bırakandan önce ölmüş olan anne ve babanın yerlerini her derecede halefiyet yoluyla kendi alt soyları alır. Dosya içeriğinden miras bırakan... 05.10.2006 tarihinde bekar ve çocuksuz olarak öldüğü, miras bırakanın ölümü üzerine teyzesi ... ile dayısının çocukları ..., ..., ... tarafından Zeytinburnu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinden mirasçılık belgesi aldıkları anlaşılmaktadır....

            Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava ve temyize konu 122 ada 7, 121 ada 1, 179 ada 5 ve 111 ada 21 parsel sayılı sırasıyla 4950,03 m2, 2830,61 m2, 2515,43 m2, 1093,35 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davacı ve davalıların miras bırakanı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... miras yoluyla gelen hakka ve satın almaya dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava ve temyize konu 122 ada 7, 121 ada 1 ve 179 ada 5 parsel sayılı taşınmazların 34 payının davacı ..., geriye kalan 10 payının ise miras bırakan ...'in diğer mirasçıları olan davalılar ... ve paydaşları adına, dava ve temyize konu 111 ada 21 parsel sayılı taşınmazın 14 payının davacı ..., geriye kalan 30 payının ise miras bırakan ...'...

              Davacı; taşınmaz mallar yönünden miras bırakan annesi Efrosini’den mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir. Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. (4722 S.K. md.17) 2644 Sayılı Tapu Kanununun 35. maddesi; karşılıklılık olmak koşulu ile yabancı gerçek kişilerin Türkiye’deki taşınmaz mallara sahip olabilecekleri ve bunları miras yolu ile iktisap edebileceklerini hükme bağlamıştır. Bu yasa hükmü 19.07.2003’te 4916 sayılı Yasa ile değiştirilerek, Türkiye Cumhuriyeti ile arasında karşılıklılık olmayan devlet vatandaşlarının , kanuni miras yoluyla edindikleri taşınmazların intikal işlemlerinin yapılarak tasfiye edilip bedele çevrileceğini öngörmüştür. Miras ölenin milli hukukuna tabidir. Türkiye’de bulunan taşınmaz mallar hakkında Türk Hukuku uygulanır. ( 2675 S.K. md. 22 ) Miras, miras bırakanın ölüm günündeki hükümlere göre mirasçılara intikal eder. ( 4722 S.K. md. 17 ) Miras ölümle açılır....

                İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının miras bırakanı olan ...'nın dava konusu taşınmaz üzerinde katılma alacağı hakkının bulunduğu, davalının miras bırakanı adına kayıtlı taşınmazların tamamının tespit edilemediği, İlk Derece Mahkemesi tarafından bu hususta yeterince araştırma yapılmadan eksik araştırma ile karar verildiği, tarafların miras bırakanlarının evlendikten sonra mal edinip edinmediklerinin de araştırılmadığı, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına göre; davacının miras bırakanı ... ile davalının miras bırakanı ...'un 16.09.1986 tarihinde evlendiği, davacının miras bırakanı ...'nın 26.01.2016, davalının miras bırakanı ...'...

                  Hükmün, davacı Kurum vekili ile davalılar ...... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-4721 sayılı Türk Medeni Kanununun; 599’uncu maddesinde, mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazandıkları, kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçıların, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazandıkları ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu oldukları, atanmış mirasçıların da mirası, miras bırakanın ölümü ile kazandıkları, yasal mirasçıların, atanmış mirasçılara düşen...

                    UYAP Entegrasyonu