Geriye davacı ile davalıların yakın miras bırakanları anneleri 2003 yılında ölen Fikret Hanım Sakarya ve diğer mirasçılar kalmıştır. Taraflar, ... mirasçılarındandır. Dava, mirasçılar arasında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, dava konusu taşınmazın ...’dan kaldığı ve taksim edilmediğini bildirmektedir. Bu durumda, elbirliği ile mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda mirasçıların birbiri aleyhine tek başına miras payının iptaline ilişkin dava açmaları mümkün olup, oybirliği aranmaz. (HGK.23.10.1996 tarih, 1996/7-522 Esas, 1996/713 Karar). Dava konusu taşınmazın ortak miras bırakan ...’den kaldığı hususu taraflar arasında tartışmasız bulunmaktadır. Ne var ki, davacı nizalı taşınmazın taksim edilmediğini, davalılar ise dayıları olan davacının da rızası ile taşınmazın yakın miras bırakanları anneleri üzerine tespit edildiğini bildirmektedir....
Davacı yanın da dava dilekçesinde kabul ettiği üzere dava konusu eşyaların miras bırakana ait olduğu çekişmesizdir. Ancak davacı yan dava konusu eşyalar miras bırakana ait iken bu eşyaları kendi arzusu ile davacı eşine “verdiğini” ileri sürmektedir. Davacı yan dava konusu eşyaların miras bırakan açısından “baba yadigarı” eşyalar olduğunu kabul etmektedir. Miras bırakanın aileden kuşaktan kuşağa aktarılan eşyalarını kan bağı bulunan mirasçıları yerine eşine bağışlaması/alt kuşağa aktarımdan vazgeçtiği düşünülemez. Bir an için aksinin “olanaklı” olduğunu düşünülse bile davacı eşin iddia ettiği gibi miras bırakanın aileden kuşaktan kuşağa aktarılan “baba yadigarı” eşyalarını davacı eşine gerçekten bağışlamış/vermiş olsa idi “vasiyetname taslağı” hazırlamasına ne gerek kalırdı. Bu sebeple vasiyetname taslağı davacının iddialarına dayanak oluşturmaz....
Davacı, davalı kardeşinin babalarının ölümünden sonra kalan dört adet ineği, ekili tarlanın mahsulünü, samanın parasını, kesim motorunu, süt makinesini ve ev eşyalarını zapt ettiğini, anneleri ...’nin sağlığında vekalet alarak sattığı tarlanın parasını da zapt ederek kendisinin miras hissesine düşen bölümü vermediğini ileri sürerek tazminat ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, ise davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, mahallinde keşif yapıldıktan ve tarafların tanıkları dinlendikten sonra; davalının ortak miras bırakandan kalan dört adet ineğin satımından, hasatını yaptığı ürünün bedelinden, samanın parasından davacının miras hissesine düşen bölümün ödetilmesine karar verilmiş, menkul malların halen tarafların ortak miras bırakanlarının evinde olduğu ve davalı tarafından zapt edilmediği gerekçesi ile bu yöne ilişkin istem reddedilmiştir....
İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazların tarafların kök miras bırakanı Mehmet'ten kaldığı kök miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında terekesinin paylaşıldığı, dava konusu 142 ada 6 parsel sayılı taşınmazın dava dışı ........'ın miras payına isabet ettiği, taşınmazın ...... kızı ...... adına da tescil edildiği, dava ve temyiz konusu 155 ada 32 parsel sayılı taşınmazın ise ...'ın miras bırakanı .....in miras payına isabet ettiği, ancak ...............mirasçılarından .............'in kendine asaleten, ..... kızı ........'e vekaleten, .................ve ....................'in miras paylarını ............... Noterliği'nin 15.05.1956 tarih ve ...... Yevmiye nolu Resen Tanzim Edilmiş Satış Vaadi Senedi ile davalıların miras bırakanı ...'e sattıkları, Hamide mirasçılarından ..... ..., ..... ..... ve ..........'...
Amerika’da cezaevinde tutuklu olduğu sırada 23.09.2010 tarihinde tarafların mirasbırakanı Haydar Bayramoğlu’ndan miras yoluyla intikal eden ve edecek miras hak ve hisselerini davalı ...’na devretmiştir. MÖHUK 20/2. maddesi gereğince; terekenin bulunduğu yer hukukuna tâbi olan meseleler, mirasın taksimi kapsamında ele alınır. Miras payının devrine ilişkin esaslar terekenin bulunduğu ülke hukukuna tabidir. (ŞANLI Cemal/ESEN Emre/ATAMAN-FİGANMEŞE İnci, Milletlerarası Özel Hukuk, 8. Bası, İstanbul, 2020, s. 245) Bu bakımdan dava konusu uyuşmazlığın Türk Medeni Kanununa göre ele alınması gereklidir. Türk Medeni Kanununun "Miras payı üzerinde sözleşme" başlıklı 677. maddesi "Terekenin tamamı veya bir kısım üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir sözleşmenin geçerliliği noterlikçe düzenlenmesine bağlıdır....
Çekişme konusu 10 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece her ne kadar iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, davacının miras bırakanın uzun yıllar önce boşandığı eşinden olma kızı olduğu ve dinlenen tanık beyanlarından miras bırakanın davacı ile görüşmediği bu nedenle mirastan mal kaçırma amacıyla, anılan taşınmazdaki payını ikinci eşine devrettiği sonucuna varılmakla, bu parsel yönünden miras bırakan tarafından davalı ...’ye temlik edilen pay gözetilerek davacının miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Miras Ortaklığına Temsilci Atanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle T.....ahkemesinde davacı ile miras ortaklığı dışında üçüncü kişi arasında görülmekte olan ....sayılı dava, davacının münhasıran kendi miras payı oranında iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğuna, miras bırakan adına talepte bulunulmadığına, bu halde Türk Medeni Kanununun 640/3. maddesi gereğince "miras ortaklığına temsilci atanmasına" lüzum bulunmadığına, davanın bu gerekçe ile reddedildiğine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru...
Bu belge; miras bırakan ile mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahiptir. 4721 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca, miras hükümleri, mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte bulunan hükümlere göre belirlenir. 3. Bu tür davaların kural olarak hasımsız açılması ve çekişmesiz yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması gerekir. Bu olgunun sonucu olarak bu tür davalar sonucunda verilen hükümler kesin hüküm oluşturmadığı gibi, hatalı oldukları öne sürülerek her zaman için iptalleri de istenebilir. Re'sen araştırma prensibi egemen olan bu tür davalarda davacı taraf sadece miras bırakanın öldüğünü, kendisinin soybağı, evlilik veya evlat edinme nedeniyle miras bırakanın mirasçısı olduğunu ve dava dilekçesindeki diğer iddialarını kanıtlamak zorundadır....
C... adına miras yolu ile gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tespit edilmiştir. Davacı C... R... Ö... miras yolu ile gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış, yargılama sırasında dava konusu taşınmazların ortak miras bırakan İ.. B.. mirasçıları adına tapuya tescili isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı C... R... Ö... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece dava konusu 117 ada 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların ortak miras bırakan İ.. B..'den kaldığı, mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde yapılan paylaşma sonucu davalı tarafın miras bırakanı M... C...'e, M... C...'den oğlu A...'ye, A...'den de davalı tarafa düştüğü gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı taraf dava konusu taşınmazların ortak miras bırakan İ.. B..'...
Çaycuma Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/1415 Esas, 2019/98 Karar sayılı mirasın gerçek reddine ilişkin kararı incelendiğinde; miras bırakan Orhan Işık'ın tüm alt soyu olan çocukları Kıvanç Işık, T2 ve Deniz Işık tarafından miras bırakan Orhan Işık'ın mirasının reddedildiği görülmektedir. Anılan mahkeme kararı 24/01/2019 tarihinde verilmiştir. Çaycuma Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/370 Esas, 2019/449 Karar sayılı 15/04/2019 tarihinde verilen mirasçılık belgesi kararında yukarıda anılan reddi miras nedeni ile miras bırakan Orhan Işık'ın mirasçılarının eşi Hatice Işık ile torunları olan Kağan Ulaş Baki, Eylül Baki ve Ali Asaf Işık olduğunun belirlendiği görülmektedir....