"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanı ... 'ın kayden ... olduğu 733 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının malik hanesi ... olması gerekirken ... yazıldığını ileri sürerek malik hanesinin nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, 14. Hukuk Dairesince, “mahkemece tarafların delilleri toplanıp gerekirse keşif yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın reddinin doğru olmadığına” değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, kayıt maliki ... ile davacının miras bırakanı ... 'ın aynı kişi olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülmekte olan tenkis davası sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Davacılar; miras bırakanları ve babaları olan ...'ın 08.08.1992 tarihinde öldüğünü, sağlığında diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla sahibi olduğu taşınmazları oğlu olan davalıya satış ve bağış yolu ile temlik ettiğini, miras haklarından mahrum bırakılmak amacıyla temliklerin yapıldığını belirterek saklı paylarının ihlali oranında tasarrufların tenkisine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı; davanın yasal süresi içinde açılmadığını belirterek, süreden reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın yasal süresi içinde açılmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı T1 miras yoluyla gelen hakka dayanarak 18.09.2017 tarihinde dava açmıştır. Dava, kadastro öncesi miras hakkına dayalı olarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde genel mahkemede açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, miras payına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olan davada, davacı tarafın aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Davacı, çekişmeli taşınmazların müşterek murisleri Ahmet Çiftçi’den intikal ettiği ve mirasçıları arasında terekenin taksim edilmediği iddiasıyla tapu iptali ve miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır. Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi, TMK'nın 701. maddesi hükmü gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir....
ın 01.01.1971 tarihinde ölümü ile 106 ada 44 parsel ... taşınmazın miras olarak kaldığını, davalılardan ... ...'ın İstanbul 15. Noterliğinin 08.08.1977 tarih ve 027917 yevmiye ... feragatnamesi ile diğer davalı ...'ın ise Beyoğlu 1. Noterliğinin 10.08.1978 tarih ve 12884 yevmiye ... feragatnamesi ile kendilerine babalarından kalan "İstanbul ili, Çatalca ilçesi, ... sınırı Mevkiindeki" miras hisselerinden 5.000.00 TL bedel karşılığında, ... lehine feragat ettiklerini; ancak 1984 tarihinde tapulama sırasında feragatlerin bildirilmediği gibi miras hissesinin üç çocuğuna eşit olarak paylaştırıldığını belirterek davalılar adına olan tapunun iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. II....
Her ne kadar davacı dava dilekçesinde itirazın iptali ve tasarrufun iptali talebinde bulunmuş ise de, iddianın ileri sürülüş biçiminden ve dava dilekçesi içeriğinden, davacının muvazaa hukuksal sebebine dayalı tasarrufun iptali isteminde bulunduğunun kabulü gerekir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/707 Esas sayılı mirasçılık belgesinin iptali talep edilmiştir. Mahkemece dava ve birleştirilen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş, dava ve birleştirilen davanın davacıları tarafından hüküm temyiz edilmiştir. Mirasçılardan L.. S.. muris eşi M.. S..'ın mirasını kayıtsız ve şartsız olarak reddetmiş olup İstanbul 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1425 Esas sayılı dosyası üzerinden mirasın reddinin tespitine ve özel kütüğüne tesciline karar verilmiştir. Mirastan feragat eden mirasçının tereke ile ilişkisi tüm olarak kesilmiş sayılmaz. Miras açıldığında terekenin borcu alacaklılarından çok olupta miras alan bunu ödemeye yanaşmazsa, mirastan feragat eden kişi ölümden önceki beş yıl içinde muristen feragatin ivazı olarak aldığı şeyi ve semeresinden elinde kalanı geri vermekle yükümlüdür. Öte yandan hakkında tenkis davası açıldığı zaman mirastan feragat eden mirasçı sözleşmeyle aldığını geri vererek terekenin taksimine iştirak edebilir....
Mirasın reddinin iptaline ilişkin hükmün kıyas yolu ile mirastan feragate de uygulanması mümkün değildir. Kanundaki düzenleme eksikliği bir ihmalin sonucu olmayıp; bilinçli bir tercihin ürünüdür. Mirastan feragatte, kişinin beklenen bir haktan feragat ettiği, mirasçının ölümü anında sağ olup olmayacağı, dolayısıyla mirasçılık sıfatını kazanıp kazanamayacağı; mirasçı olabilse dahi, miras hissesine düşen mirasın parasal değerinin ne olacağı belirli değildir. Kanun koyucu bilinçli olarak susmuş ve olumsuz bir çözüm tarzını benimsemiştir. Buna karşın hukuk düzenince öngörülen diğer imkânlarının kullanılmasının önünü kapatmamamıştır....
Türk Medeni Kanununun 611. maddesinde “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer. Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır” hükmüne yer verilmiştir. Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. (TMK'nın 2. m.). Mirasçı alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse alacaklılar ret tarihinden itibaren altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (TMK'nın 617. m.). Somut olaya gelince; satışına karar verilen dava konusu 219 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 3 ve 4 no'lu bağımsız bölümlerin davalıların murisi...adına tapuda kayıtlı olduğu, muris...’nun 17.06.2005 tarihinde öldüğü ve ... 2....
Eldeki dava, murisin mirasçısının alacaklılarının korunmasına yönelik mirasın reddinin iptaline ilişkin olup TMK’nın 617 nci maddesinde, “Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. 4....
Bozma Kararı 1.Mahkemenin yukarıda belirtilen tavzih kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairenin 02.03.2022 tarihli ve 2021/10420 Esas, 2022/1681 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası ile miras payı olan 3/20 oranında tapu iptali ve tescile yönelik talepte bulunmasına rağmen Mahkemece talep aşılarak davalı ... adına kayıtlı 6/20 payın iptaline ve davacı adına tescile karar verildiği, kurulan hükmün infazı kabil olmadığından tavzihen düzeltilmesinin tarafların menfaatine uygun olduğu gibi HMK’nın 297 nci maddesi uyarınca infaz edilebilir bir hüküm kurulmasının kamu düzeninin gereği olduğu, bu nedenlerle tavzih isteğinin kabulü ile davalı ... adına kayıtlı 10/20 pay üzerinden 3/20 payın iptali, kalan payın davalı ... üzerinde bırakılması yönünde tavzih kararı verilmesi gerekirken tazvih talebinin reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. B....