Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İtirazın iptali davası sonuçlanıp kesinleşmeden tasarrufun iptali davasının esası hakkında karar verilmesi mümkün değildir. Başka bir anlatımla itirazın iptali davası tasarrufun iptali davası için ön mesele teşkil eder. Bu durumda mahkemece itirazın iptali davasının sonuçlanmasının ve verilen kararın kesinleşmesinin beklenilmesi ve ondan sonra tasarrufun iptali davasının incelenip, hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken bu yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere davaların birleştirilerek, görülüp, sonuçlandırılması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 20.09.2007 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Bu nedenlerle HUMK’nun 45. maddesi hükmü birlikte değerlendirildiğinde tasarrufun iptali davası ile davanın dayanağını teşkil eden icra takibindeki itirazın iptalini amaçlayan diğer bir anlatımla takibin kesinleştirilmesine yönelik olarak açılan itirazın iptali davasının birlikte görülme olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda temyiz inceleme yerleri dahi farklı olan her iki dava birleştirilmiş ve itirazın iptali davası ve tasarrufun iptali davasının dayanağı olan takipteki yetki itirazı da nazara alınarak davaların birbiriyle irtibatlı olduğu, icra takibinin kesinleşmesi gerektiği ve delillerin takdir ve değerlendirilmesinin yetkili mahkemece yapılması gerektiği kanaati ile yetkisizlik kararı verilmiştir. Ancak az yukarıda açıklanan gerekçelerle öncelikle tasarrufun iptali ve itirazın iptali davasının birleştirilmesi doğru olmamıştır....

      Yerleşmiş yargısal uygulamalara göre vaki itirazlar sonucu duran icra takibinin devamını sağlamaya yönelik olarak açılan itirazın iptali davaları yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda tasarrufun iptali davaları için bekletici mesele olarak kabul edilmektedir. Hal böyle olunca mahkemece borçlu hakkında yapılan ilamsız takip gözönüne alınarak, bu takibin kesinleşmesinin tasarrufun iptalinin görülebilmesinin zorunluluğu nedeni ile itirazın iptali davasının tasarrufun iptali davası için bekletici mesele yapılması o davanın sonucuna göre tasarrufun iptali davasının delilleri değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

        Yerleşmiş yargısal uygulamalara göre vaki itirazlar sonucu duran icra takibinin devamını sağlamaya yönelik olarak açılan itirazın iptali davaları yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda tasarrufun iptali davaları için bekletici mesele olarak kabul edilmektedir. Hal böyle olunca mahkemece borçlu hakkında yapılan ilamsız takip nazara alınarak bu takibin kesinleşmesinin tasarrufun iptalinin görülebilmesinin zorunluluğu nedeni ile itirazın iptali davasının tasarrufun iptali davası için bekletici mesele yapılması, o davanın sonucuna göre tasarrufun iptali davasının delilleri değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

          Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra takibinin kesinleşmesi tasarrufun iptali davalarında dava koşuludur. Şayet icra takibine karşı yapılan itirazın iptali için dava açılmışsa bu husus ön mesele kabul edilerek bunun sonucu ve dolayısıyla icra takibinin kesinleşmesi beklenmelidir. Somut olayda davacı alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmış ve Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/05/2007 tarih ve 2004/820 esas 2007/138 karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; anılan hüküm, taraflarca temyiz edilmeyerek 10/09/2008 tarihinde kesinleşmiştir. Başka bir anlatımla davanın dayanağı olan icra takibindeki alacak kesinleşmiş bulunmaktadır....

            Mahkemece, borçlunun borca itirazı üzerine davacı alacaklının açtığı itirazın iptali davası ... 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 1997/1463 Esas 1999/312 sayılı Kararı ile red edildiği ve kesinleştiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için genel dava koşullarının yanında bir takım özel dava koşullarının bulunması gerekir, bunlardan biride borçlu hakkında yapılan takip veya takiplerin kesinleşmiş olmasıdır.Zira bu davanın amacı alacaklının kesinleşen takipteki borcunun tahsilini sağlamaktır. Somut olayda, davacı 21.564,00 TL alacağın tahsili için ... 6.İcra Müdürlüğünün 1997/22293 sayılı dosyasından takibe geçmiştir. Borçlu takibe itiraz etmiş, alacaklı ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1997/1463 Esas 1999/312 sayılı dosyasından itirazın iptali davası açmıştır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının avukatı olarak 18.4.2002 tarihinde vekaletname aldığını, asliye hukuk mahkemesinde davalı aleyhine açılan şirket hisse devrine ilişkin tasarrufun iptali davasında davalıyı temsil ettiğini, davanın sulh ve feragatle sonuçlandığını, vekalet ücretinin ödenmediği gibi vekillikten de azledildiğini, alacağın tahsili için başlattığı icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                Mahkemece, borçlular tarafından takibe itiraz edildiği, davacı şirket tarafından itirazın iptali istemine ilişkin olarak İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/176 esas sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açıldığı, dosyanın derdest olduğu böylelikle davacı tarafından, tasarrufun iptali davasının icra takibi kesinleşmeden açıldığı, icra takibinin kesinleştirmesi ve aciz vesikasını vermesi için davacı vekiline verilen sürede davacı tarafından herhangi bir belge ibraz edilemediği sonuç olarak davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında alacaklının kesinleşmiş bir alacağının ve icra takibinin bulunması zorunludur. Diğer bir deyişle davacının alacağının mevcudiyetine dair tereddüt bulunmamalıdır....

                  Tasarrufun iptali davası açılması koşullarından biri kesinleşmiş bir icra takibinin bulunmasıdır. İcra takibi, ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşir. Şayet borçlunun itirazı üzerine, alacaklı itirazın kaldırılması veya iptali davası açmışsa ortada kesinleşmiş bir icra takibi bulunmayacağından borçlu hakkında haciz uygulaması da istenemez ve dolayısıyla geçici aciz belgesi yerine geçecek haciz tutanağı veya kesin aciz belgesi verilemez. İcra takibine yapılan itiraz üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmış ise mahkemece tasarrufun iptali davasında bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerekir. Somut olayda icra takibine borçlu davalı şirket tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, ancak alacaklı davacı tarafından Dörtyol 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/84 esas sayılı dava dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmıştır....

                    a devrettiğini, bu davalı açısından davanın tasarufun iptali davası olarak görülmesini istediğini ileri sürerek, davalı ... yönünden icra takibine vaki itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiş, davalı ... yönünden tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen ilk karar, ..... Hukuk Dairesince ".... birleştirilen itirazın iptali davası yazılı usule göre sürdürülecek bir dava olup, tasarrufun iptali davaları ise basit yargılama usulüne tabi davalardır. Bu durumda dahi iki davanın birlikte görülme imkanı yoktur....

                      UYAP Entegrasyonu