Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, icra takip dosyasında davacıya 103 davetiyesi tebliğ edilmediği belirlenmekle meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulünün gerekmesine, taşınmazın tapuda arsa olarak kayıtlı olması, üzerinde konut niteliğine haiz bir yapı bulunduğu sürece borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel teşkil etmemesine, borçlunun kendisinin müşterek veya iştirak halinde maliki olduğu hisseli mesken için haczedilmezlik şikayetinde bulunmasının mümkün olmasına, meskeniyet şikayetinin dinlenmesi için borçlunun sürekli o evde oturması şart olmadığı gibi, kiraya vermesinin de meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel teşkil etmemesine, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olmasına istinaf olunan ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan...
Her ne kadar Davacı vekili müvekkili T1 babası Adnan Yılmaz ve diğer aile üyeleriyle yaşadığı ve borçlu babası Adnan Yılmaz'a ait olan taşınmaza haciz konulduğunu 12/07/2021 tarihinde öğrenmiş bulunduğunu kanuna açıkça aykırı olan haciz için gerekli şartlar oluşmadığından süresi içinde itiraz ettiğini meskeniyet sebebi ile haczedilmezlik şikayetinde aktif dava ehliyeti bulunduğunu beyan etmiş ise de; Yargıtay 34 XX 672.11.2018 tarih 2017/9026 Esas 2018/11808 Karar sayılı ilamına göre meskeniyet savında bulunma hakkının yalnızca tapu maliki borçluya ait olduğu bu hakkın borçlunun kişiliğine sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu ve borçlu dışındaki kişilerin bu hakkı bulunmadığını tespit etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapu kaydında arsa vasfında olduğunu, dolayısıyla içinde ev bulunmayan bir taşınmaz için meskeniyet iddiasıyla dava açılmasının mümkün olmadığını, kanuna aykırı bir şekilde yapılmış ise bu nitelikteki bir taşınmaz için de meskeniyet iddiasının dinlenemeyeceğini bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; meskeniyet şikayetinin kabulü ile; Çanakkale İcra Dairesinin 2019/6529 Esas nolu icra takip dosyası üzerinden Balıkesir ili Karesi ilçesi Vicdaniye mahallesinde kain 8374 Ada 28 Parselde kayıtlı taşınmazda davacının hissesi üzerine konulan haczin kaldırılmasına dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: İlk derece mahkemesi kararına karşı; davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir, zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Şikayete konu taşınmazda Anadolubank A.Ş. lehine 26/09/2016 tarih ve 18303 yevmiye nolu ipotek kaydının bulunduğu anlaşılmıştır....
Eğer borçlu, boş arsa üzerine haciz tarihinden önce bina inşa etmiş ise, borçlu bu ev için meskeniyet şikayetinde bulanabilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, sayfa: 513). Meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmazın tam teşekküllü bir mesken niteliğinde olması şart olmadığı gibi tek bir odasının ikamete elverişli olduğu durumlarda dahi anılan iddianın değerlendirilmesi gerekir. Haczedilmezlik şikayetinde önemli olan, meskenin, bina (muhtesat) olarak tapulu ya da tapusuz oluşu değil, borçlunun haline münasip olup olmadığıdır. Ayrıca haczedilmezlik iddiasına konu evde borçlunun oturmaması ve evin fiilen kullanılmaması da meskeniyet şikayetine engel değildir. Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan 104 Ada 148 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında tarla vasfında olduğu görülmektedir....
Asıl olan borcun ödenmesi olduğundan, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın yerde meskeninin bulunması zorunlu olmadığı için borçlunun sosyal ve ekonomik durumuna uygun ve daha mütevazı niteliklere sahip yerlerde daha küçük haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmesi gerekir. Borçlunun murisinden intikal eden meskendeki hissesine haciz konulması halinde meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı vardır. Bu durumda meskeniyet şikayeti borçlunun murisinden intikal eden hissesi dikkate alınmak suretiyle çözümlenir. Dosyada, davacının ekonomik ve sosyal durumunun tespitine dair kolluk araştırma tutanakları yer almaktadır. Mahkemece yerinde inceleme yetkisi verilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişilerin mahalline giderek şikayete konu meskenin içine girmek suretiyle rapor düzenledikleri, davacıya inceleme günü ve saatinin bildirilmemiş olmasının sonuca etkisisin bulunmadığı anlaşılmıştır....
Şikayet, kıymet takdir raporu ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte açılmış meskeniyet şikayetine ilişkindir. Mahkemece davacının usulsüz tebliğ iddiası incelenmeksizin davanın esasına girilerek ipotekli takipte borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının mevcut olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir. Oysa İİK'nın 16. maddesine göre meskeniyet şikayeti süreye tabi olup, öncelikle usulsüz tebliğ iddiası incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olmadığı sonucuna varıldığı takdirde işin esası incelenerek sonuca gidilmelidir. Dosyanın incelenmesinde; davacı vekilinin ödeme emrinin tebliğinin usulüne uygun olduğunu beyan ettiği görülmekte olup, borçluya çıkarılan ve 08.04.2019 tarihinde TK'nın 21/1. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi ile 22.07.2019 tarihinde yapılan kıymet takdiri raporunun tebliğ işlemi arasında şekil ve içerik bakımından herhangi bir farkın bulunmadığı anlaşılmıştır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet şikayetine ilişkindir. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 12/12/2019 tarihli 2016/10454 sayılı kararında, "taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasanın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı, Anayasanın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine" karar verilmiştir. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan davacı, takip borçlusu Ahmet Köktentürk'ün eşidir. Hacze konu taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin anılan hak ihlali kararının somut uyuşmazlıkta uygulanamaz....
İlk derece mahkemesince; davacının meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine, davacının taşkın haciz şikayetinin reddine, dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı sadece borçluya aittir. Somut olayda; şikayetçi T5 icra takibinde taraf sıfatı olmadığından, yukarıda anılan yasa maddesi gereğince meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur. O halde ilk derece mahkemesince şikayetin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da aynı doğrultudadır. HMK.'...