Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, borçlunun meskeniyet şikayeti ve kıymet takdirine itiraz ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece meskeniyet şikayeti yönünden ... 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/85E-2018/351K sayılı dava dosyasının taraflarının ve konusunun aynı olduğu belirtilerek HMK'nun 114/1-i maddesi uyarınca davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verildiği, karara karşı borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Mahkemenin kararında bahsettiği davanın...
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, takip dosyasından borçlunun şikayete konu taşınmaz üzerine 07.11.2019 tarihinde haciz uygulandığı, haciz tarihinden önce taşınmazın tapu kaydına üçüncü kişi İhsan Kök'ün S.S....
Somut olayda borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazında 02.12.2015 tarihinde kıymet takdirine yönelik keşif yapılmış olup, kıymet takdir tutanağında "borçlu ... hazır, bilgi verildi, anladım dedi, işleme geçildi" ibaresi yazılı ise de, tutanakta borçlunun imzası olmadığı gibi imzadan imtina ettiğine dair bir kayıt da mevcut değildir. Asıl olan borçlunun öğrendiğini bildirdiği tarih olup bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile isbatlanabilir. Bu durumda borçlunun taşınmazına konan haczi şikayet dilekçesinde beyan ettiği tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Borçlu tarafından öğrenme tarihine (25.02.2016) göre 7 günlük yasal süre içinde icra mahkemesine meskeniyet şikayetinde bulunulduğuna göre mahkemece başvurunun esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süre aşımı nedeniyle reddi isabetsizdir....
Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre "üzerinde ipotek bulunan taşınmaz hakkında meskeniyet iddiasında bulunulamayacağı, borçlunun taşınmazını ipotek ettirmekle, haczedilmezlik şikayetinden peşinen vazgeçtiği" kabul edilmektedir. Somut olayda, borçlunun haciz tarihinden önce 19.03.2010 tarihinde ... Bankası’ndan alacağı krediye teminat olmak üzere bu banka lehine taşınmazı ipotek ettirdiği görülmektedir. Mahkemece zorunlu olmayan kredi nedeniyle ipotek verildiğinden meskeniyet şikayetinin dinlenemeyeceği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmişse de, ipotek alacaklısı bankanın 01.02.2012 tarihli yazısında taşınmaz üzerindeki kredi riskinin bittiği ancak ipoteğin müşteri isteğiyle fek edilmediği bildirilmiştir. Şikayete konu taşınmaz üzerindeki ipotek kalktığına göre mahkemenin gerekçesinin aksine meskeniyet şikayeti dinlenir....
Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak yaptığı meskeniyet iddiasının samimi olmadığının göstergesi olarak kabul edilir. Mahkemece meskeniyet iddiasına konu taşınmazın tapu kayıtları getirtilerek tesis edilen ipoteğin zorunlu ipotek niteliğinde olup olmadığı belirlenmeli, borçlunun taşınmazın sahibi olabilmek için zorunlu olarak ipotek ettirmiş olması halinde meskeniyet iddiasının samimi olduğu değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Ayrıca borçlunun birden çok taşınmazı olması halinde de bunlardan biri hakkında meskeniyet şikâyetinde bulunabilir. Somut olayda borçlunun, şikayete konu ev dışında taşınmazları da olduğu gerekçe gösterilerek meskeniyet şikayeti reddedilmiş ise de, borçlu bu evlerden birini meskeniyet şikayetine konu edebilir. Alacaklı da şikayete konu edilmeyen diğer gayrimenkulleri sattırarak alacağını tahsil edebilir. O halde, mahkemece, şikayet konusu meskenin borçlunun haline münasip olup olmadığı yönünde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Somut olayda, şikayete konu taşınmaz üzerinde, Denizbank A.Ş. lehine 11/08/2010 tarihli ipotek kurulduğu, söz konusu ipoteğin, Denizbank A.Ş. ile borçlu arasında imza olunan konut finansman kredi sözleşmesi gereğince adı geçen banka lehine kurulan ipotek olduğu görülmüş olup, ipoteğin, sosyal amaçlı kredinin teminatını teşkil etmesi ve dolayısıyla zorunlu ipoteklerden olması karşısında, borçlunun, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına herhangi bir engel bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, meskeniyet şikayetinin süresinde olması ve taşınmaz üzerinde mevcut ipoteğin zorunlu ipoteklerden bulunması sebebiyle borçlunun, meskeniyet şikayetinin esasının incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Diğer taraftan satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir.Borçlunun ihalenin feshi istemi ile ileri sürdüğü kıymet takdiri tebliğinin usulsüzlüğü ve kıymet takdir işlemine ve satış ilanına ilişkin iddialar satışa hazırlık aşamasına ilişkin işlemlerdir. Borçlunun Dairemizce kabul edilen öğrenme tarihi olan 07.06.2017 tarihinde tebliğ edilen satış ilanı tebligatı ile satışa hazırlık aşamasına ilişkin işlemlere muttali olduğu ve bu kapsamda davacının satış ilanındaki arttırma şartnamesine ilişkin, kıymet takdirine ilişkin usulsüzlük iddiaları belirtilen süreler içinde ileri sürülmediğinden ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülemez....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıdan olan alacağının tahsili amacıyla davacının meskeniyet iddia ettiği taşınmazına haciz konulduğunu, davacının hacizli taşınmaz üzerinde meskeniyet iddiasında bulunarak huzurdaki davayı açtığını, meskeniyet iddia edilen taşınmazın daha önce başka bir borca karşılık teminat olarak gösterildiğini, meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmaz üzerinde "Türkiye Halk Bankası A.Ş." lehine 2013 yılında ipotek tesis edildiğini, mesken üzerindeki ipotek kurulmasıyla taşınmazın meskeniyet niteliğinden çıkarıldığını, taşınmaz üzerine, ipotek tesis edilmesi, ipotek alacaklısının yanında diğer alacaklılara karşı da haczedilmezlik iddiasından feragat niteliğinde olduğundan davacının meskeniyet iddiasının haksız ve yersiz olduğunu, davacı/borçlunun hali hazırdaki oturduğu evinin haczine engel bir durum olmadığını, dava konusu taşınmazın Alaşehir de bulunan bir site içerisinde olduğunu, konumu itibari ile Alaşehir ilçe merkezine çok yakın...
Kat 35 nolu bağımsız bölüm ve Balıkesir ili Altıeylül ilçesi Bahçelievler Mah. 10868 ada 1 parsel I Blok 49 nolu bağımsız bölüm yönünden meskeniyet iddiasında bulunduğu görülmektedir. Borçlu tek bir taşınmaz hakkında meskeniyet iddiasında bulunabilir.Bu durumda mahkemece, davacı borçluya meskeniyet iddiasını hangi taşınmaz üzerinde kullanacağı yönünde seçim hakkı sorularak o taşınmaz üzerindeki meskeniyet iddiasının esasının incelenmesi gerektiği açıktır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun sair sebepler bu aşamada incelenmeksizin kabulü ile, ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, ilk derece mahkemesince yukarıdaki eksiklikler giderilerek oluşacak sonuca göre yeniden hüküm kurmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....