Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davacının icra dosyasında taraf sıfatının olmadığı, icra dosyasında borçlu olan Kahraman Sarıaslan'ın eşi olduğu, mahkemece celp edilen tapu kaydına göre de tapu kaydında aile konutu şerhinin bulunmadığı, kaldı ki aile konutu şerhinin bulunması davacı yönünden meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını tanımayacağından Anayasa Mahkemesince bireysel başvuru üzerine verilen karar ancak o davadaki taraflar lehine hak doğrucu işlem olup 2004 sayılı İİK'nun 82/12. Maddesi de iptal edilmediğinden Yargıtay 12....
CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; 1)Davacının aktif husumet ehliyeti olmadığından davanın reddinin gerektiğini, 2)Meskeniyet iddiasına ilişkin şikayetin, İİK'nın 16/1 hükmü uyarınca süresinde yapılmadığını; diğer davalı borçlu ...'e ait taşınmaza 05.01.2021 tarihinde hacze gidildiğini, haciz tutanağından görüleceği üzere haciz mahalinde borçlunun eşi olan davacı ...'ün hazır bulunduğundan, kendisinin bu tarihte haczi öğrendiğinin kabulü gerektiğini, 3)Taşınmaz üzerinde aile konutu şerhinden önce dava dışı ... Bankası lehine ipotek mevcut olduğunu, bu sebeple davacının meskeniyet iddiasından vazgeçtiğinin görüldüğünü, 4)Taşınmazın aile konutu olduğu kabul edilse dahi haline münasip evi olup olmadığının tespitinin gerektiğinden bahisle taraf sıfatı ve süre yönünden usule aykırı olarak açılan davanın usulden reddine, aksi halde şikayetin esastan reddine karar verilmesini istemiştir. 5)Davalı borçlu cevap dilekçesi sunmamıştır. III....
olmaksızın şikayet konusu yapılacağı, taşınmaz üzerinde aile konutu şerhinin bulunmasının hacze engel olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür....
Maddesi gereğince haciz davetiyesinin gönderilmediğini, icra dosyasında haczedilip satışı istenilen taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olduğunu, şikayetinin kabulü ile borçlunun haline münasip olan ve üzerinde aile konutu şerhi olan taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına ve satışın iptaline karar verilmesini ayrıca alacaklı vekilinin vekaletnamedeki yetkilendirme işleminin 15/01/2020 de sona erdiğinden bu tarihten sonraki işlemlerin geçersiz sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, İİK 103 maddesi gereğince davetiye gönderilmediği iddialarının haksız olduğunu, taşınmaz üzerinde aile konutu şerhinin bulunmasının satışa engel olmadığını, hacizli taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, davacının diğer alacaklılara karşı meskeniyet iddiasında bulunmasının da mümkün olmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu karardan da anlaşılacağı üzere haline münasip ev ile TBK 194 madde de tanımlanan aile konutu eşlerin bütün yaşam ve faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği acı ve tatlı günler içinde yaşadığı, anılarla dolu bir alandır. şeklinde aile konutunu tanımlarken aradığı kriterler farklıdır. Dolayısıyla her haline münasip ev aile konutu olmadığı gibi, her aile konutu da haline münasip ev olmak durumunda değildir. Dolayısıyla bu iki madde arasında özdeştik kurmak yasanın özüne aykırıdır. TMK 194 madde mutlak bir kanun maddesi olmasına rağmen İİK 82 maddesinde haczi caiz olmayan mallar ve haklar sayılırken, malın kıymetinin fazla olması durumunda bedelinden haline münasip bir kısmın borçlunun ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla bırakılmak üzere haczedilerek satılacağı benimsenerek istisna getirilmiştir....
Temyiz Sebepleri Zorunlu olmayan ipotek nedeni ile meskeniyet iddiasında bulunulması kabul edilmeyecek dahi olsa, meskeniyet iddiasının ancak ipotek alacaklısına karşı ileri sürülebileceği, hukuken geçerli olmayan bir ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği, temyize konu kararda ipoteğin mahiyetinin değerlendirilmesinde hataya düşülerek hukuka aykırı bir karar verildiği, ipoteğin kaldırılmasına dair kararın bekletici mesele yapılması gerektiği, taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin iddialarını destekler nitelikte olduğu ileri sürülmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, genel haciz yoluyla ilamsız takipte meskeniyet şikayeti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. İİK md.82/1-12 fıkrası 3. Değerlendirme 1....
HD. 24/02/2017 gün ve 2016/29009- 2017/2627 ek. emsal ilamında belirtildiği üzere ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte haciz safhası olmadığından, haciz bulunmadığından haczedilmezlik (Meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı olmadığı, Yargıtay HGK 13/12/2017 gün ve 2017/2- 2810 e, 2017/1721 k. emsal ilamında da belirtildiği üzere aile konutu şerhi iradi tasarruflara engel teşkil edip, cebri icra satışlarına engel teşkil etmediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir....
Yargıtay görüşüne göre de borcu olan eşin borcundan dolayı aile konutunun haczedilmesi halinde söz konusu konut, aynı zamanda borçlunun haline münasip evi ise buradaki haczedilmezlik iddiasının dayanağı o taşınmazın aile konutu olması değil, İİK 82 maddesi gereğince borçlu ve ailesinin haline münasip evi olmasıdır. (Yargıtay 12 H.D 2019/13405- 2020/286 E-K sayılı kararı ) Aile konutu olan haline münasip evin haczedilmezlik şikayeti hususunda ise hacizden etkilenen ve aynı çatı altında yaşayan eşe şikayet hakkı tanınmamıştır. (Yargıtay 34 XX 533.05.2016 tarih 2016/7766- 13560 E-K sayılı kararı ) Hal böyle olunca TMK 194 maddeye dayanarak aile konutu ile alakalı tasarruf işlemlerinde eşin izninin alınması gerektiğini düzenleyen maddeyi, icra işlemlerinde dava hakkının dayanağı olarak göstermek icra hukukunun özüne ve ruhuna aykırıdır. Şikayet, şahsi hak niteliğinde olup, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır....
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın husumet yokluğu kararıyla reddedilerek müvekkilinin hukuki yararının göz ardı edildiğini, aile konutunun aile üyeleri tarafından birlikte kullanması nedeniyle konut üzerinde tüm aile üyelerinin birlikte zilyetliğinin bulunduğunu, somut olayda satış istenen hacizli taşınmazın müvekkilinin eşi T7 üzerine kayıtlı olduğunu, müvekkilinin de eşi ile söz konusu konutta yaşamakta olduğunu, konut üzerinde aile konutu şerhi bulunduğunu, aile konutu şerhi bulunan konut üzerinde yapılacak tasarrufların müvekkilini de etkileyeceğini, hukuki yarar, hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta bir çıkarının bulunması anlamına gelmekte olup somut olayda müvekkilinin üzerinde yaşadıkları ve aile yaşamının merkezi olan konuta istenen satış işleminin iptalini isterken olaydan etkilenen kişilerden biri olması nedeniyle hukuki yararının bulunduğunu, Anayasa Mahkemesinin 12/1/2019 tarihli 2016/10454...
İcra Müdürlüğünün 2017/3718 Esas sayılı dosyasında müvekkilin oturmakta olduğu taşınmazın üzerinde aile konutu şerhi olduğu ve bu nedenle meskeniyet iddiasında bulunduklarını, her ne kadar tapu maliki olmasalar da Anayasa Mahkemesinin 08.04.2020 tarihli kararı ile aynı konutta ikamet eden sıfatında bulunduğunu kendisi ile birlikte tapu maliki eşi ve üç çocuğu ile birlikte 80 yaşındaki annesinin birlikte oturduklarını ve dava konusu taşınmaz üzerinde Çorlu 1. İcra müdürlüğünün 2017/3718 Esas sayılı dosyasından konulan hacizden önce aile konutu şerhi konulduğunu, beyan etmiş ilgili tapu kaydı incelendiğinde 02.06.2017 tarihinde aile konutu şerhi konulduğu ve Çorlu 1. İcra Müdürlüğünün 2017/3718 Esas sayılı dosyasından 01.11.2017 tarihinde haciz şerhi konulduğu iş bu aile konutu şerhinden önce Türkiye İş Bankası lehine haciz konulduğu ve ayrıca 04.03.2010 tarihinde Garanti Bankası lehine ipotek verildiği anlaşılmış, hatta iş bu Çorlu 1....