İcra Müdürlüğünün 2018/16329 Esas sayılı dosyası kapsamında kendisine ait taşınmazı üzerine haciz konulduğunu, taşınmaz üzerinde halen oturduğu ve kendi ihtiyacını dahi karşılamayan evinin bulunduğunu belirterek, meskeniyet şikayeti nedeniyle taşınmazına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davaya konu taşınmazın tapuda tarla vasfıyla kayıtlı olduğunu, ancak mesken olarak kullanılabilen taşınmazlar yönünden meskeniyet iddiasında bulunulabileceğini, taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhinin bulunmadığını, ayrıca taşınmaz aile konutu olsa bile bu durumun taşınmazın haczine engel olmadığını, taşınmaz üzerine davaya konu hacizden önce toplam 9 tane daha haciz konulmuş olduğunu, bunlara yönelik haczedilmezlik şikayetinde bulunulmamasının diğer hacizler yönünden de meskeniyet şikayetinden vazgeçme niteliğinde olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 12/12/2019 tarihli 2016/10454 sayılı kararı ile, taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasanın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı, Anayasanın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği kabul edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen hak ihlali kararı doğrultusunda davacı eşin meskeniyet şikayetinde aktif husumetinin bulunduğu kabul edilerek, mahkemece şikayetin esası incelendikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda takibe dayanak ipotek belgesindeki davacı muvafakat beyanı altında bulunan imzanın aidiyeti bakımından Adli Tıp İncelemesi yapılmak ve işin esasına girilmek suretiyle şikayetin reddine karar verildiğinin görüldüğü ancak öncelikle somut davaya konu icra takip dosyası kapsamında şikayetçinin taraf olmadığı görüldüğünden, takipte taraf olmayan eşin meskeniyet haczedilmezlik şikayetinde bulunup bulunamayacağının değerlendirilmesi gerektiği, TMK 194. maddeye dayanarak aile konutu ile alakalı tasarruf işlemlerinde eşin izninin alınması gerektiğini düzenleyen maddeyi, icra işlemlerinde dava hakkının dayanağı olarak göstermek icra hukukunun özüne ve ruhuna aykırı olduğu, her ne kadar Anayasa Mahkemesinin aksi yönde kararları mevcut ise de Anayasa Mahkemesi kararları bireysel nitelikte olup her olayda uygulanması gereken mutlak kurallar getirmediğinden İcra İflas...
ın aile konutu olduğu, davalı ...'un aile konutu üzerine dava dışı eski eşi Ahmet Fatih Yılmaz'ın boşanma aşamasındaki anlaşmalarının teminatı için 170.000,00 TL bedelli, 2. dereceden, 20.03.2018 tarihli, 13733 yevmiye numaralı ipotek tesis edildiği, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince aile konutu üzerine tapu maliki olmayan eşin açık rızası alınmadan ipotek tesis edilemeyeceği, davacı eşin ipotek işlemine açık rızasının olduğunun ispat edilemediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, aile konutu şerhi konulması davasında vekâlet ücretinin davalı ...'a yükletilmesine, diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Hacı Ahmet Ceren tarafından temsil edilmekte olduğunu, tebliğ evraklarının 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11., Avukatlık Kanunu'nun 41. ve HMK'nun 62. ve 68. maddeleri gereğince vekiline tebliğ edilmesi gerektiğini, müvekkili T2 lehine tapuya şerh edilmiş aile konutu şerhi bulunması nedeniyle şikayetçi tapu sicilindeki ilgililerden ve dolayısıyla ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olduğu halde, icra dosyasından kendisi adına gönderilmiş bir satış ilanı tebligatının bulunmadığını, satış ilanı çıkarılması için makul süre de bulunmasına rağmen bu yönde herhangi bir çabanın sarf edilmediğini, Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca müvekkilinin haline münasip ev ve aile konutu noktasında mahkemeye başvurmada hukuki yararının olduğunu, bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, hacizli taşınmazın mesken niteliğinde olup, dosyaya ekli "Aile Konutu Şerhi Tesisi Belgesi" ile de ilgili taşınmazın “aile konutu” olduğunu, aile konutunda müvekkili, müvekkilin eşi/borçlu T1, müşterek çocukları...
Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. 6183 sayılı Yasanın tamamı incelendiğinde davacının meskeniyet iddiasını ileri sürmesi açısından herhangi bir hak düşürücü sürenin belirlenmediği görülmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2021/412 E. 2021/1823 K. sayılı kararında da açıkça belirtildiği gibi; bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiili ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır....
Kat, 4 nolu bağımsız bölüm kaydına haciz konulduğunu, hacze konu taşınmazın üzerinde aile konutu şerhi bulunan ve müvekkilinin 18 yıldan fazla süredir ikamet ettiği haline münasip meskeni olduğunu, müvekkilinin iki çocuğu ve eşi ile birlikte 2+1 nitelikteki bu taşınmazda oturduğunu ve tek meskeni olduğunu, İİK 82/12. Maddesi uyarınca haczin haksız olduğunu beyanla, davanın kabulü ile her iki takip dosyasından taşınmaz kaydına konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili dava dilekçesinde özetle, icra takibinin kesinleşmesine 3 gün kala taşınmaz kaydına aile konutu şerhi işletildiğini, Kuşadasının en güzel semtinde ve deniz manzaralı olan taşınmazın davacının haline münasip olmayıp lüks konut niteliğinde bulunduğunu beyanla, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir....
Dereceden tesis edilen ipoteğin devam ettiği ve 30/09/2021 tarihi itibariyle 23.765,00 TL (faiz ve masraflar hariç) borcun bulunduğunun, ipoteğin Kooperatifin 14794 nolu ortağı Bülent Yavuz'a kullandırılan 50.000,00 TL bedelli işletme kredisinin teminatı olarak tesis edildiğinin bildirildiği, dolayısıyla tapu maliki Hasan Gülmez tarafından haciz tarihinden taşınmaz üzerine serbest iradesiyle 3. kişi lehine ipotek tesis ettirildiği, bu durumda ipoteğin dayanağı kredi sözleşmesinin türü zorunlu kredilerden olsa dahi belirtilen ipoteğin borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasını engelleyeceği ve haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmediği, davacı borçlunun istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü görülen şikayete konu taşınmazın aile konutu olduğuna ilişkin iddiasının ise HMK .357. Maddesi gereğince bu aşamada nazara alınmayacağı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsiz yön bulunmadığı anlaşılmıştır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2282 KARAR NO : 2023/1641 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MENEMEN İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/03/2022 NUMARASI : 2021/84 ESAS, 2022/49 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Menemen İcra Müdürlüğünün 2020/2634 Esas sayılı dosyasında borçlu bulunan T4 ile evli olduğunu, Antalya İli Manavgat İlçesi Sarılar Mahallesi 444 ada, 14parsel, 6 Nolu bağımsız bölümde kayıtlı bulunan taşınmazın aile konutu olduğunu, taşınmazın tapu kaydında da aile konutu şerhi bulunduğunu, davacının ve çocuklarının bu konutta yaşadığını, taşınmaza 23/06/2020 tarihinde aile konutu şerhi işlendiğini, aile konutunun aynı zamanda borçlunun eşi ve ailesiyle yaşadığı haline münasip...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; meskeniyet iddiasında yalnızca tapu maliki borçlu bulunabileceğini, davacının böyle bir sıfatının bulunmadığını, davacının meskeniyet iddiasında bulunma hakkı olmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir....