da davacının böyle bir iddiada bulunmadığını davanın hak düşürücü sürede açılmadığını mülkiyet haklarına dayanarak tahliyesini talep ettikleri taşınmazın aile konutu olduğu-meskeniyet iddiasının dinlenemeyeceğini, davacının kanuni takip aşamasında borç ödeme teklifi verdiğini ipotekten, takipten, satıştan haberdar olduğunu beyanla, davanın reddini istemiştir....
Ancak, Yıldırım Tapu Müdürlüğü'nün 09/07/2021 tarihli yazı cevabı ekinde bulunan aile konutu tesisine ilişkin 21/04/2021 tarih ve 15352 yevmiye numaralı resmi senette açıkça şikayet konusu olan davanın dayanağı olan icra dosyasından konulmuş hacizlerin de yazılı olduğu ve davacının resmi senette okuduğuna yönelik beyanı yazılarak imzalandığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, davacı tarafça aile konutu tesisi işlemi sırasında resmi senet tanzim tarihi olan 21/04/2021 tarihinde taşınmaz haczinin öğrenilmiş sayıldığı ancak, meskeniyet şikayeti davasının belirtilen tarihten itibaren 7 günlük yasal süre geçtikten sonra (20/05/2021 tarihinde) açıldığı anlaşılmakta olup, meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da bu cihettedir. (Her ne kadar davacı taraf icra takibinin tarafı değil ise de; şikayet süresi öncelikle değerlendirilmiştir.) HMK'nun 355....
aile konutu şerhi koydurduğu taşınmazda ikamet etmediğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Söz konusu ipotek, taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ve eşin rızası alınmaması nedeniyle geçersiz olduğundan anılan mahkemece kaldırılmış olması nedeniyle meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunmaya engel teşkil etmez. Açıklanan nedenlerle mahkemece meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın müvekkili olan bankadan ticari kredi kullanmış olduğu ve kullanılmış olduğu krediyi ödemediğini, bu nedenle davacı hakkında Karacabey İcra Müdürlüğünün 2019/440 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve davacının üzerine kayıtlı olan iki adet taşınmaza haciz konulduğunu ancak söz konusu taşınmazlardan Karacabey ilçesi 275 ada 155 parsel taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi de taraflarınca da tespit edilmiş olduğundan davacının adına kayıtlı olan diğer taşınmaz olan Mustafakemalpaşa ilçesi 1438 parsel tarla vasıflı taşınmaz üzerinden işlemlerinin devam etmiş olduğunu bu nedenle aile konutu şerhi olan taşınmaz ile ilgili mevcut olan bir taleplerinin bulunmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; Davanın reddine karar verilmiştir....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Anayasa Mahkemesinin 12/12/2019 tarih, 2016/10454 başvuru numaralı kararında aile konutu olan bir taşınmazla ilgili aile bireylerinin haczedilmezlik itirazında bulunma hakkı olduğunu tescil ettiğini, müvekkilinin dava açma aktif husumetinin bulunduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Meskeniyet şikayetinde bulunan T1 icra dosyasında taraf sıfatının olmadığı, takip borçlusu Ahmet Kurtulan'ın eşi olduğu, mahkemece yargılama sırasında dosya arasına alınan şikayete konu taşınmazın tapu kaydının yapılan incelemesinde aile konutu şerhi bulunmadığı gibi bu şerhin bulunmasının dahi şikayetçiye meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını tanımayacağı, ayrıca Boğazlıyan 1. Asliye Hukuk (Aile Mahkemesinin) 23/09/2022 tarih 2022/143 Değişik İş Esas 2022/142 Karar tarihli 6284 sayılı kanuna göre koruma kararı tedbiri vermiş olup bu tedbirin tapuya şerh edilmesinin de şikayetçiye mekeniyet şikayetinde bulunma hakkının tanımayacağı , ayrıca Anayasa Mahkemesince bireysel başvuru üzerine verilen karar ancak o davadaki taraflar lehine hak doğrucu işlem olup 2004 sayılı İİK'nun 82/12. maddesi de iptal edilmediğinden ve Yargıtay 12....
Sayılı dosyasında alacaklı İhsan Selçuk Çelikmen tarafından yapılan takip nedeni ile dosyanın tefrik edilerek satış için Anadolu 10 icra müdürlüğünün 2012/4782 E sayılı dosyasına gönderildiği, hacizli taşınmazın borçlu Zeki Büyükyılmaz adına kayıtlı olduğu , davacı tarafından söz konusu taşınmazın aile konutu olması ve üzerinde aile konutu şerhi bulunması nedeni ile de meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, mahkemece davacının takipte taraf olmadığı belirtilerek davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verildiği, davacı tarafından bu karara karşı istinaf kanun yoluna müracaat edildiği anlaşılmıştır. İİK 82/12 maddesi gereğince; Borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayeti bulunma hakkı sadece borçluya ait olup, şahsi hak niteliğinde olduğundan borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır....
Maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği kararı başlığının bulunduğunu, tapu kaydında aile konutu şerhi bulunan ve aile konutu şartlarına uygun olan hali hazırda ikamet etmekte olduğu haline münasip taşınmazından haczin kaldırılması ve satışın durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; Meskeniyete ilişkin şikayetin kabulü ile Yozgat İcra Müdürlüğünün 2020/3375 Esas sayılı takip dosyasındaki şikayete konu Yozgat ili, Merkez ilçesi, Medrese Mahallesi, 321 Ada 4 Parsel, 3. Kat 25 Nolu Bağımsız Bölüm üzerindeki haczin kaldırılmasına, yönelik karar verildiği görülmüştür....
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, HMK'nun 33. maddesi uyarınca davayı vasıflandırma görevinin hakime ait olmasına, davacı borçlunun taşınmazın aile konutu olduğu iddiasıyla haczin kaldırılmasını istemesinin meskeniyet iddiası olarak değerlendirilmesi gerektiğine, nitekim bu konuda Anayasa Mahkemesinin 12/12/2019 tarih, 2016/10454 başvuru sayılı kararında da belirtildiği üzere haczedilen taşınmazın aile konutu olduğu hallerde haline münasip ev kavramının sadece borçlunun değil, borçlu ve ailesinin sosyal ve ekonomik durumuna uygun konut biçiminde anlaşılması gerektiğine, aile konutu kavramı ile haline münasip mesken kavramları arasında özdeşlik bulunmasına, dava konusu taşınmaz üzerine 24/07/2018 tarihinde haciz konulmuş olmasına, (27/06/2014 tarihli önceki haczin mahkeme kararıyla kaldırılmasına), her haciz işleminin yeni bir şikayet hakkı doğurmasına, davanın 08/10/2018 tarihinde açılmasına, dolayısıyla 24/07/2018 tarihli dava konusu haciz işlemine...