Başka bir ifadeyle, Kanunda meraların genel olarak ne şekilde korunacağı düzenlenmiş, tahsis amacı değişikliğinden kaynaklanan durumlarda meraların korunmasına ilişkin özel ve farklı bir husus düzenlenmemiştir. Bununla birlikte, Mera Kanunu'na dayanılarak çıkarılan Mera Yönetmeliği'nin tahsis amacı değişikliğini düzenleyen 8. maddesinde Kanuna ek olarak, tahsis amacı değiştirilen alanlarda geri dönüşüm sözleşmesi imzalanmadan faaliyete başlanılamayacağı, aksi takdirde tahsis amacı değişikliğinin iptal edileceği belirtilmiş; ayrıca, hak sahibinin sözleşme, Kanun ve Yönetmelik hükümlerine uymadığının tespiti hali tahsis amacı değişikliği kararının iptal sebepleri arasında sayılmıştır....
Bozma sonrası mahkemece; davacının davasının kabulü ile 22 parsel nolu meranın ... Köyüne aidiyetinin tespitine, müdahilin davasının reddine karar verilmiştir. Hükmü, müdahil davacı ... ve Hazine vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre müdahil davacı ... vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Hazine vekilinin temyiz itirazına gelince; Dava konusu 22 parsel numaralı taşınmaz, Kadastro Mahkemesince mera olarak sınırlandırılmıştır. Taşınmazın niteliğinin mera olduğu kesinleşen karar ile sabittir. Dava konusu taşınmazın mera olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf da bulunmamaktadır....
Ancak; davacı taraf, dava dilekçesinde, tapu iptali ve tescil talebinin yerinde görülmemesi halinde taşınmazın kullanım hakkının Eskiyurt Köyü halkına ait olduğunun tapuya kayıt ve tescilini, bir diğer ifade ile meranın aidiyetinin tespitini talep ettiği ve Mahkemece tapu iptali ve tescili istemi reddedildiği halde, davacının terditli olarak talep ettiği mera aidiyetinin tespiti talebi yönünden değerlendirme yapılması gerektiği gözardı edilerek, bu talep yönünden olumlu ya da olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamış olması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.03.2021 gününde oybirliği ile karar verildi....
kapasitesi, aile işletmelerinin büyükbaş hayvan birimi üzerinden otlatma hakkı ve otlatabilecekleri hayvan sayısı da belirtilmesi gerekirken bu hususlara ilişkin teknik bir heyetten rapor alınmadan ve buna ilişkin bir gerekçe belirtilmeden alınan bu komisyon kararının iptalinin gerektiğini ve mera komisyonunun yasanın aradığı şartlar yerine getirilmeden tahsis kararı verilerek Mera Kanun'un 11. maddesindeki kıstaslara göre hata yaptığını, bunun nedenleri ve hangi kıstaslardan kaynaklandığı hususunda bilirkişi raporu talep ettiklerini, ayrıca dava konusu edilen yerin ağaçlık alan olduğunu, orman vasfı olup olmadığının araştırılmadığını, eksik inceleme ile komisyon kararı verildiğini, tüm bu sebeplerle Tokat Valiliği Mera Komisyonunca meranın kullanımı, ağaçların dikimi, bakımı, bekçiliğinin davacı köy tüzel kişiliği tarafından yapılmaktayken davalı Şeyh Köyüne tahsis edilen 101 parsel sayılı orman alanına ilişkin 17/01/2019 tarih ve 2019/19 nolu tahsis kararının iptaline karar verilmesini...
Davacı tarafından, tahsis amacı değişikliğine ilişkin kararların Valilik tarafından verileceği, dava konusu işlemin ise il mera komisyonunca tesis edildiği ileri sürülmektedir. Temyize konu İdare Mahkemesi kararında, Mera Kanunu ve Mera Yönetmeliğindeki tahsis amacı değişikliğine ilişkin maddeler değerlendirilerek, ilgili il müdürlüğünün talebi üzerine il mera komisyonunca alınan kararın Valinin onayına sunulacağı, Valinin de tahsis amacının değiştirilmesine izin vereceği veya değişiklik talebini reddedeceği belirtilmiş....
Mahkemece, sınır tecavüzleri, tahsis kararının iptali veya sınır tespitine ilişkin davaların idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden söz edilerek HMK 114/1-b maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. HMK'nın 33. maddesi gereğince bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime ait bir görevdir. 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile "...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasını bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı" öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından, ihtiyati tedbir istenen davalılar aleyhine 20.03.2013 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve meranın aidiyetinin tespiti istenmesi üzerine; ihtiyati tedbir isteminin kabulüne mera vasfını bozacak şekilde elatmanın önlenmesine dair verilen 24.05.2013 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 31.10.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi...
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu 101 ada 6 parsel sayılı taşınmaz mera olarak sınırlandırılan taşınmaz 26.09.2008 günlü ve 48 numaralı kadastro komisyon kararı ile taraf köylerin kullanımına bırakılmıştır. 4342 sayılı Mera Kanununun 6. maddesi mera komisyon ekibinin kimlerden oluşacağını ve nasıl kurulacağını hükme bağlamıştır. Aynı yasanın 9. maddesinde de komisyon tespit ve tahdit çalışmalarının hangi usul ve esaslara göre yapılacağı belirtilmiştir. Davacının iptalini talep ettiği 26.09.2008 günlü ve 48 sayılı karar mera komisyonu tarafından değil kadastro komisyonunca alınmış bir karardır. Mera komisyonunun 25.09.2012 günlü ve 8704 sayılı yazısında da davalı ...’nde mera tahsis çalışmasının yapılmadığı belirtilmiştir. Dolayısıyla, meranın, mera komisyonu tarafından tahsis edildiği gerekçesiyle yapılan araştırma ve inceleme yerinde değildir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Dava, asıl talep yönünden tapu iptali, tescil ve mera aidiyetinin tespiti, asli müdahil talebi yönünden mera aidiyetinin tespiti talebine ilişkindir. Dava konusu 205 ada 6 parsel sayılı taşınmaz 2003 yılında yapılan kadastro çalışmalarında senetsizden ham toprak vasfı ile tespit görerek tutanağın itirazsız kesinleşmesi üzerine davalı Hazine adına tescil edilmiştir. Yargılama devam ederken dava konusu taşınmaz Sivas Valiliği İl Mera Komisyonu'nun 20.02.2014 tarih ve 424 sayılı kararı ile mera olarak sınırlandırılarak asli müdahil T4ne tahsis edilmiştir. Bunun üzerine taşınmazın güncel tapu kaydı Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmiş ve tapu kaydında dava konusu taşınmazın vasfının mera olduğu görülmüştür....
O halde, ilk derece mahkemesi tarafından il mera komisyonuna müzekkere yazılarak dava konusu taşınmazların mera tahsis kararları ve ilgili evraklarının dosyaya kazandırılması, gelen bilgi ve belgelerle dosya içeriğindeki deliller bir arada değerlendirilerek dava konusu edilen yerlerin kadim mera mı, yoksa tahsisli mera mı olduğu üzerinde durulmalı, tahsis kararı ile mera parseline dönüştürüldüğü ve davacının taşınmazların mera vasfı kazandırmaya yönelik iş ve işlemleri yapıp yapmadığı, yani mera tahsisine yönelik verilen karar tarihinden itibaren davalı tarafından tecavüz edildiği iddia olunan tarih arasında taşınmazların mera vasfını kazanıp kazanmadığı üzerinde durulmalı ve tahsis kararından sonra tecavüz tarihine kadar taşınmazların mera vasfı kazandığının anlaşılması halinde davalının zarardan sorumlu tutulması, dava konusu taşınmazın kadim mera olmayıp hazine adına kayıtlı tarla niteliğinde iken mera komisyon kararı ile mera kapsamına alınmasıyla bu niteliği kazanmış olup da, davacı...