Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Keşifte, varsa tahsis haritası fen bilirkişi aracılığı ile uygulanarak kapsamı belirlenmeli, taşınmazın tahsis haritasının kapsamı dışında kalması halinde, öncesi kadim mera olsa bile tahsisle birlikte mera niteliğinin kalkacağı gözönüne alınarak tahsis tarihi ile kadastro tespiti arasında 20 yıllık zilyetlik süresinin dolup dolmadığının belirlenmesi; mera tahsisi bulunmuyor ise, yerel bilirkişilerden komşu mera parselinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parseli arasında ayırıcı bir unsurun bulunup bulunmadığı; taşınmazın, bitişiğindeki mera parselinden genişletilmek suretiyle elde edilip edilmediği; dava konusu taşınmazın öncesinin ne olduğu, bitişikteki meranın devamı niteliğinde olup olmadığı sorulup, mahkemece yapılacak gözlem tutanağa geçirilmeli; yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek, beyanlar arasındaki...

    Keşifte, varsa tahsis haritası fen bilirkişi aracılığı ile uygulanarak kapsamı belirlenmeli, taşınmazın tahsis haritasının kapsamı dışında kalması halinde, öncesi kadim mera olsa bile tahsisle birlikte mera niteliğinin kalkacağı gözönüne alınarak tahsis tarihi ile kadastro tespiti arasında 20 yıllık zilyetlik süresinin dolup dolmadığının belirlenmesi; mera tahsisi bulunmuyor ise, yerel bilirkişilerden komşu mera parselinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parseli arasında ayırıcı bir unsurun bulunup bulunmadığı; taşınmazın, bitişiğindeki mera parselinden genişletilmek suretiyle elde edilip edilmediği; dava konusu taşınmazın öncesinin ne olduğu, bitişikteki meranın devamı niteliğinde olup olmadığı sorulup, mahkemece yapılacak gözlem tutanağa geçirilmeli; yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek, beyanlar arasındaki...

      Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.11.2012 gününde verilen dilekçe ile meranın aidiyeti ve sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi ... vekili tarafından duruşmasız temyiz incelemesi, davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 23.02.2016 günü için yapılan duruşma sonunda dosya eksiklik nedeniyle mahalline gönderilip eksiklik tamamlanıp geri gelmekle, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, meranın aidiyetinin tespiti ve mera olarak sınırlandırma istemlerine ilişkindir. Davalı ... vekili ve Hazine vekili davanın redini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....

        Bulunan mera vasıflı 137 ada 2 parselin 66,845 dekarlık kısmını T4 tarafından buğday ekilerek kullandığından dolayı el atma ve eski hale getirme talepli açılmış ise de mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdidinin Bakanlıkça yapılacağı belirtilmiş olup, Bakanlığın yetkisi tespit, tahsis ve tahdidin değiştirilmesi ile sınırlı olduğundan anılan Bakanlığa genel mahkemede mera, yaylak ve kışlaklar hakkında onları koruma ya da sahiplenmeye yönelik dava açma hakkı açık bir hükümle tanınmamıştır....

        İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yeşilhisar Kaymakamlığı tarafından 3091 Sayılı Kanun gereğince yapılan tahkikatta 1926 parsel numaralı meranın bir kısmının davalı tarafından işgal edildiğinin tespit edildiğini, söz konusu taşınmazların İl Mera Tahsis Komisyonunun kararı ile mera olarak tahsis edildiğini, davalının taşınmazın mera olarak tahsis edildikten sonra taşınmazı işgal ettiğini ve vasfını bozduğunu, davalının dava dava konusu yeri işgal ettiği, dava konusu yerin davalı tarafından uzun süredir kullanıldığının mahalli bilirkişilerce belirtildiğini, ayrıca mahkeme kararında da dava konusu yerin en az 15 yıldır kullandığının belirtildiğini, meranın kadim mera olmamasının bu sonucu değiştirmeyeceğini, dolayısıyla davalıların meranın eski hale getirilmesi ve ıslahı için yapılacak masraflardan sorumlu olduğunu, davalı tarafından dava konusu yerin kullanıldığının mahalli bilirkişiler ve mahkemece de kabul edilmesine rağmen mahkemece davanın reddine karar...

        Hal böyle olunca, dava konusu mera parselinin evveliyatı tarla niteliğinde iken tahsis kararı ile mera parseline dönüştürüldüğü ve davacının taşınmazlarda mera vasfını kazandırmaya yönelik iş ve işlemleri yaptığının ispat edilmesi halinde davalının zarardan sorumlu tutulması, dava konusu taşınmaz kadim mera olmayıp hazine adına kayıtlı tarla niteliğindeki taşınmazın mera komisyon kararı ile mera kapsamına alınmasıyla bu niteliği kazanmış olup da, davacı tarafından mera vasfı kazandırmaya yönelik iş ve işlemler yapıldığının ispat edilememesi halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir....

        Bozmaya uyularak yeniden yapılan inceleme ve araştırma sonucu; davanın kabulü ile 102 ada 93 nolu Mera parselinin krokide A harfi ile gösterilen 1355244,33 metrekarelik kısmının davacı ... Kişiliği kullanımında olan mera olduğunun tesbiti ile özel siciline tesciline karar verilmiştir. Hükmü davalı ... Köyü ve Hazine vekili temyiz etmiştir. Dava dava konusu yaylanın aidiyetinin tespitine ilişkindir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre özellikle uzman bilirkişiler tarafından Mera Kanunu 11 inci maddesi uyarınca taraf köylerin ihtiyaç tespiti gözetilerek davanın kabulüne karar verildiğine göre davalıların aşağıda yazılı nedenler dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Dava, yaylanın kullanım hakkının tespiti istemine ilişkindir....

          Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz (Mera Kanunu m.3-4). 31.5.1965 tarihli ve 4/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı...”öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir....

            Özel mülkiyete geçirilemeyeceği gibi amacı dışında kullanılamaz ve sınırları daraltılamaz. 4342 sayılı Mera Kanununun «mera, yaylak ve kışlakların korunma, bakım ve ıslahı» başlıklı 18. madde hükmüne göre meraların bakım, ıslah, koruma, kontrol ve uygun kullanımın sağlanması için araştırma planlama, ıslah projeleri otlatma zamanı, kullanma sistemi, koruma ve kontrol tedbirlerini tespit etmek üzere Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın uygun göreceği yerlerde mevcut zirai araştırma enstitüleri ve üniversiteler bünyesinde mevzuat çerçevesinde mera araştırma bölümleri kurulur. Kısaca, meranın bakım, ıslah ve koruma görevi Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na verilmiştir. Yasanın 19. maddesine göre de, muhtarlar ve belediye başkanlarının görevleri mera sınır işaretlerinin korunması ve tahsis amacına göre en iyi şekilde kullanılmasının sağlanmasından ibarettir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.3.2001 gününde verilen dilekçe ile Mera Komisyon Kararının iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.4.2002 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, öncesi mera olan çekişme konusu taşınmazların kamu yatırımları yapılması için gerekli olması nedeniyle tahsis amacının değiştirilip kaldırılarak ifraz edilmesi suretiyle dava dışı Hazine adına tescili istemiyle açılmıştır. Mahkemece, ifraz olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu