Ancak, davacı Köy Tüzel Kişiliklerinin dava dilekçesinde dava konusu taşınmazların adlarına tescilini talep etmiş olmalarına göre bu talep meranın aidiyetinin belirlenmesine ilişkin olup, meraların aidiyetine ilişkin davaların çözüm yeri genel hukuk mahkemeleridir. Bu nedenle mahkemece dava konusu taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına, aidiyet yönünden ise görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazların beyanlar hanesine taşınmazların yararlanma hakkının davacı köylerin halkına ait olduğuna ilişkin şerh verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki meranın aidiyetinin tespiti davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 09.07.2014 gün ve 2014/1592-9192 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı köy vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, kadimden beri davacı köyün merası olarak kullanılan ve resmi belgelerde de bu şekilde yer alan 59 parsel no'lu meranın 1970 yılında ... Kadastro Müdürlüğünce yapılan tespit sırasında davalı köy sınırları içerisinde gösterildiğini, mera siciline de intifa hakkı sahibi olarak davalı köyün yazıldığını, davalı köy aleyhine açılan ve halen Yargıtay'da temyiz aşamasında bulunan ......
Mera, bir veya birden fazla köy halkına bağımsız ya da birlikte kullanmak üzere tahsis edilmiş olan veya böyle bir tahsis kararı olmamasına rağmen kadimden bu yana hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin, mevcut intifa hakları dışında üzerinde fiili ve hukuki tasarruf hakları bulunmayan taşınmazlardır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında, kamu malı niteliğindeki mera yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz (Mera Kanunu 3 ve 4.madde). Meralar, Devletin sadece nezaret ve muhafaza yetkisi bulunup, tahsis şekli keyfi bir şekilde değiştirilemez. Meraların tahsis amacının nasıl ve hangi yol izlenerek değiştirileceği 4342 sayılı Mera Kanununun 14 ve 15. maddelerinde düzenlenmiştir....
Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz (Mera Kanunu m.3-4) Dava konusu 216 ve 217 parsel numaralı taşınmazlar 1981 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında mera (köy orta malı) niteliği ile ... adına tespit edilmiş ve bu parsellere ilişkin tutanaklar 12.11.1987 tarihinde kesinleşmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere meraların kullanım hakkının saptanmasında tahsis kararı varsa tahsis kararına, yoksa kadim yararlanma durumuna göre hak sahibinin saptanması gereklidir....
Davalı köy tüzel kişiliği, dava konusu taşınmazın köylerine ait kadim mera olduğunu ve taşınmazın bulunduğu yerde mera komisyonunun faaliyete başladığını ve mahkemenin görevli olmadığını savunmuştur Mahkemece, dava konusu meranın kadimden beri taraf köylerin müştereken yararlandıkları mera olduğu gerekçesi ile 109 ada 199 parsel sayılı merada davacı ve davalı köyün müştereken yararlanma haklarının bulunduğunun tespiti ile bu hususun mera özel siciline yazılmasına karar verilmiştir....
Uyuşmazlıkta, davacının dava konusu taşınmazın mera olarak ilan edilmesinden önce söz konusu alanda madencilik faaliyetinde bulunduğu, taşınmazın mera olarak ilanından sonra da tahsis amacı değişikliği istemiyle idareye başvuruda bulunduğu, bu başvuru reddedilmişse de, anılan işleme karşı açılan davada verilen iptal kararının yukarıda yer verildiği şekilde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Yine, dava konusu meranın 52.651 m2'lik kısmında mera vasfının bozulduğu gerekçesiyle tesis edilen işlemin iptaline karar verildiği ve bu kararın da kesinleştiği görülmektedir....
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Davacı vekilince dava konusu, Amasya İli, Merzifon İlçesi, Ortabük Köyü, 480 parsel sayılı, mera vasfındaki taşınmazın, davalı T7 adına kaydedilmesi nedeniyle davacının kadim haklarına dayanarak mera komisyon kararının iptali ile taşınmazın davacı T7 adına tescilinin talep edildiği, taşınmazda Mera Komisyonunca tespit ve tahdit çalışmasının yapıldığı ve kesinleştiği, tapunun 21/05/2014 tarih, 2906 yevmiye nolu işlem ile orta malı olarak tespit gibi kaydedildiği, dava konusu taşınmazda Mera Komisyonu tarafından tahsis çalışması yapılmadığı, davacı aleyhine alınmış herhangi bir mera tahsis kararı bulunmadığı , bu aşamada davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığı anlaşılmakla" gerekçeleri ile; 1- 6100 Sayılı HMK 'nın 114/1- h, 115/2.maddesi gereği davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE, dair karar verilmiştir....
Somut olayda ise; dava konusu taşınmazın kadastro tespiti yapılarak mera niteliği ile sınırlandırılmasına karar verildiği, Mera komisyonu tahdit ve tespit çalışmalarının yapılmadığı, 4342 sayılı Mera Kanununun 21/2 maddesinin mera komisyonları tarafından alınmış tahsis kararlarına karşı uygulanabileceği eldeki davada ise, davacının kadim mera iddiasına dayalı olarak talepte bulunduğu, bu durumda Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde yazılı hak düşürücü süreninde uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilerek, çekişmenin esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Bu kapsamda mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mera kaydının iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... Yönetimi, ... kasabası 272 parsel sayılı 115.480 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, mera komisyonunca mera olarak tahsis edildiğini, taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını belirterek mera kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, yasal hasım olan Hazinenin davada yer almaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın mera kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ... vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... ..., 4342 sayılı Mera Kanununun 9. maddesi hükümlerine göre yapılan tespit ve tahdit çalışmaları ile ... ili, Mera Komisyonunun Mera Kanununun 11. maddesine göre yapmış olduğu çalışma sonuçlarına göre; ... ili, ... ilçesi, .... köyü sınırları içerisinde kain 1117 parsel numaralı meranın ... ilçesi, ... köyüne tahsis edildiğini, tahsise dayanak teşkil eden mera komisyon kararının 07.10.2013 tarihinde ilân edildiğini, dava konusu 1117 sayılı parselin 108505,3 m²lik kısmının orman vasfında olduğunu belirterek, taşınmazın mera olarak tahsisine ilişkin tespitin iptali ile taşınmazın orman vasfıyla tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....