"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.04.2012 gününde verilen dilekçe ile meranın eski hale getirilmesi tazminatı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, meranın eski hale getirme bedelinin tahsili isteğine ilişkindir. Davacı vekili, 101 ada 39 parsel ve 113 ada 113 parsel sayılı mera vasfındaki taşınmazların toplam 14.343,66 m2'lik kısmına davalı tarafından tecavüz edildiğini, mera vasfının değiştirilerek amacı dışında kullanıldığını, dava konusu meranın eski hale getirilmesi ve ıslahı için 4.518,11 TL tazminatın,......
Dairemiz hükmüne uyulan bozma kararında özet olarak; zamanaşımı süresinin dolmadığını, davalının nizalı meraya elatarak vasfını bozduğu ve meradan toprak taşıdığı hususunun sabit olduğunu, bu nedenle husumet yönünden bir isabetsizlik olmadığını, ancak dava tarihinde davalının meraya bir tecavüzünün bulunmaması ve davacının ot bedeli ödetilmesini isteyemeyeceği nedeniyle bu yönlere ilişkin temyiz itirazlarının yerinde olmadığını belirttikten sonra; davalının vasfını bozduğu meranın eski hale getirilmesi için gereken masraflardan sorumlu olduğunu bildirmiş ve hükmü bu nedenle bozmuştur. Toprak alma eyleminin saptanması halinde, meranın üzerindeki, köyün hayvanlarının yararlanacağı verimli tabakanın yok edildiğinin de kabulü gerekir. Bu durumda meranın eski hale getirilmesi için öncelikle alınan toprağın yeniden yerine konulması gerekir....
Davacı, dava dilekçesinde meranın eski hale getirilmesi bedelinin tahsilini istemiş olup, elatmanın önlenmesi ve kal bakımından bir istemde bulunmamıştır. Her ne kadar HMK'nın 179. maddesi ile müddeabihin artırılması olanaklı hale getirilmiş ise de ‘’dava edilmeyen bir hususun’’ ıslah yolu ile dava konusu haline getirilmesi mümkün değildir. Bu durumda usulüne uygun olarak açılmış bir elatmanın önlenmesi ve kal davası bulunmadığından, 6100 sayılı HMK’nun 180. maddesine göre davanın tamamen ıslah edildiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca; dava dilekçesindeki istek aşılarak elatmanın önlenmesi ve kal kararı verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Yine bu maddenin 4.bendi gereği amacı dışında kullanılması suretiyle vasfı bozulan meranın tekrar eski konumuna getirilmesi için yapılan masraflardan buna sebebiyet verenler sorumludur. Hükme esas alınan ziraat mühendisi bilirkişi raporunda her ne kadar dava konusu yere elatmanın iki yıl önce terkedilmiş olması nedeniyle meranın doğal çaylı otlarıyla kaplanmaya ve doğal olarak eski hale gelmeye başladığı, bu nedenle eski hale getirme istemlerine gerek bulunmadığından, eski hale getirme bedeli alınmasına yer olmadığı belirtilmiş ise de; davalı mera vasıflı taşınmazda esasen ceza hukuku açısından suç teşkil eden haksız eylemini sürdürmüş ve amaç dışı kullanmak suretiyle mera vasfının bozulmasına neden olmuştur. Davacı Hazine yasadan kaynaklanan hakkını kullanarak eski hale getirme bedelini talep ettiğinden davalının bu bedel ile sorumlu tutulması gerekir. Mahkemece eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerekirken reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, "...Mahkememizce yapılan açık yargılama sonunda, tarafların iddiaları, davalının ikrarı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazın mera niteliğinde olduğu, davalının dava konusu mera parselini ekip dikmek suretiyle, tarımsal amaçla kullandığı, bu nedenle meranın bozulduğu, bozulan meranın eski hale getirilmesi için ıslah edilmesi gerektiği, bilirkişi raporuna göre meranın eski hale getirilmesi için gerekli masrafın 9.025,06 TL olduğu, zararın 15 gün içerisinde karşılanması için davalıya tebligat çıkarıldığı, davalıya 23/07/2018 tarihinde tebligat yapıldığı, davalının 08/08/2018 tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü anlaşılmakla..." gerekçesiyle "...Davanın KABULÜ ile, 1- 9.025,06 TL tazminatın, 6.648,19 TL sinin 08/08/2018 tarihinden, kalan 2.376,87 TL sinin ıslah tarihi olan 15/06/2020 tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine..." şeklinde karar...
Meraya yapılan tecavüz neticesinde, meranın eski hale getirilmesi için talep edilen bedelin, kadastro mahkemesinin görevi dışında olduğundan, uyuşmazlığın Beyşehir Sulh Hukuk Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nun 21. ve 22.(HUMK.'nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Beyşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.06.2012 gününde verilen dilekçe ile meranın eski hale getirilmesi bedelinin tahsili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, meranın eski hale getirilmesi bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 97.862,77 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Kural olarak, meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/84 D.İş sayılı dosyası tespit yaptırıldığını belirterek davalıların elatmasının önlenmesini, eski hale getirme bedeli 453.302,57 TL'nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, mera alanına dökülen toprağın meranın verimliliği açısından zarar vermediği, meranın eski haline getirilmesi için kaldırılmasına lüzum bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda, mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Davalılar tarafından moloz, inşaat atıkları ve diğer malzemeler atılmak suretiyle yapılan elatmanın dava konusu meranın doğal yapısını bozup bozmadığı, doğal yapısını bozduğunun belirlenmesi halinde kaldırılması gerekip gerekmediği ve bunun maliyetinin hesaplanması gerekir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.08.2013 gününde verilen dilekçe ile meranın eski hale getirilmesi bedelinin tahsili talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine vekili, davalı şirketin 477 parsel sayılı mera niteliğindeki taşınmazdan malzeme almak suretiyle niteliğini bozduğunu ileri sürerek, meranın eski hale getirilmesi için 130.709,65 TL'nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Bunlar; elatılan mer'a'dan elçektirme, bozulan meranın eski hale getirilmesi için tazminat ve yararlanılmayan süredeki menfaat kaybının tazminen tahsili istemleridir. Taşınmazın mer'a olmasından ötürü davalıca yapılan elatmanın önlenmesine ilişkin karar da yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Mer'aların çıplak mülkiyeti Hazine'ye ait olup bozulan mer'anın eski hale getirilmesini isteme hakkı da hazineye aittir. Ne varki tasarruf hakkı köy yada Belediye'ye ait olmakla kullanılmamış süreler için ot bedeli isteme hakkı mutasarrıfına (zilyedine) ait bulunduğundan bu istem için hazine yararına hüküm kurulması yasaya aykırıdır. Hüküm yerinde eski hale getirme ve ot bedeli için tek kalemden ibaret bir hüküm kurulmuştur. Bu şekilde hüküm tesisi yasaya aykırılığı oluşturmuştur. Mer'anın eski hale getirilmesi isteminin ayrı olarak tespiti ile bunun hüküm altına alınması ot bedeline ilişkin istemin ise reddine karar verilmesi gerekir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....