Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava konusu takip dosyaları ile ilgili açılmış bir itirazın iptali dosyaları olup olmadığı taraflardan sorulduktan sonra varsa dosyaların gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Fakat bu halde borçlu kiracı icra dairesine ödemiş olduğu paranın kiralayana ödenmesine muvafakat etmediğinden ve böylece temerrüde düşmüş olacağından icra mahkemesi itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verir. Borçlu kiracının ilamsız tahliye talebinden sonra menfi tespit davası açması icra mahkemesinin İİK 269/c maddesi hükmüne göre alacaklı kiralayanın tahliye talebini incelemesine ve tahliye kararı vermesine engel değildir. Ancak menfi tespit davasına bakan mahkeme, borçlu kiracının talebi üzerine ve teminat karşılığında, tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebilir. Kaldı ki borçlu kiracı icra mahkemesinin tahliye kararının kesinleşmesinden sonra da menfi tespit davası açabilir zira icra mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. İİK'nun 72/V.maddesi gereğince menfi tespit davası borçlu kiracı lehine hükme bağlanırsa ilamsız tahliye takibi derhal durur. Bundan sonra artık icra mahkemesi tahliye kararı veremez....

      Davalı vekili, davacının takibine karşı yetki ve borca itiraz ettiklerini, davacı alacaklının ya yetki itirazının kaldırılması için icra mahkemesinde dava açması ya da itirazın iptali davası açması gerektiğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, olayda müvekkiline atfedilecek bir kusurun bulunmadığını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu takibin dayanağının aynı mahkemenin menfi tespit davasına konu bedelin davacı ...tarafından davalı ...’ye gönderilen havale bedeli olduğu, menfi tespit davasında davacı ... Ltd.Şti’nin davalı ...’ye borçlu olmadığının tespitine karar verildiği için davacı tarafından banka yolu ile davalıya gönderilen paranın davalı tarafından iadesi gerektiği nedeni ile davanın kabulüne, davacının tazminat talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Verilen önceki hükmün Dairemizce bozulması üzerine mahkemece, menfi tespit ve istirdat davasının reddine, birleşen Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/415 Esas sayılı dava dosyasındaki davanın kısmen kabulü ile davalıların icra takip dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile takibin 368.50.-YTL. üzerinden devamına, fazlaya ilişkin ve alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine karar verilmiş, hüküm davalı-birleşen dosya davacısı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir. Banka vekilinin temyizi, kararın vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı yönünden eksik ve hatalı oluşuna ilişkindir....

          Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, itirazın iptali davası derdest iken menfi tespit davası açmakta hukuk yararı yoktur. Ancak, somut olayda, taraflar arasındaki itirazın iptali davasında sulh protokolü ile sona erdiği, yapılan ödemelerin menfi tespit davasına konu edilmekle bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Taraflar arasındaki İstanbul 9. ATM'nin 2017/545 esas sayılı dosyasındaki davanın sulh protokolünün yapılması ile sonuçlandığı anlaşılmaktadır. HMK'nun 315. maddesi uyarınca sulh; davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Dolayısıyla bahsi geçen İstanbul 9.ATM'nin 2017/545 esas sayılı dosyası ile istinafa konu dava dosyası açısından derdestlikten bahsetmek mümkün değildir. Nitekim, anılan İstanbul 9....

            Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar,itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali  davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim söz konusu bu halde, yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, “ takibe itiraz” sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....

              A.Ş vekili ...’ın müvekkili şirkete 87.517.000.000.TL borcu olduğunu, alacağın tahsili amacıyla başlatılan ipotekli takibe itiraz edildiğini itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek 2004/9006 sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre taraflar arasında PVC malzemesi, satışı nedeniyle ticari ilişki bulunduğu, davalı şirkete davacı tarafça verilen çek ve senetlerin bedelinin ödenmediği, bu nedenle davacıların sorumluluğunun devam ettiği, birleşen davanın davalısının takibe itirazının haksız olduğu gerekçesiyle menfi tespit davasının reddine,birleşen itirazın iptali davasının kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının münhasıran taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğunu tespit ettirmekte hukuki yararının bulunmadığı, itirazın iptali davasının genel hükümlere göre görülen bir dava olması sebebiyle borçlunun takibe itirazında bildirdiği itiraz sebepleriyle bağlı olmadan bütün savunma sebeplerini itirazın iptali davasında ileri sürebildiği, menfi tespit davasında ileri sürebileceği borçla ilgili iddiasını itirazın iptali davasında savunma sebebi yapabildiği, savunmayla ilgili tüm delillerini gösterebildiği, davacının kendisi aleyhine itirazın iptali davası açılmasından sonra, itirazın iptali davasına konu faturalardan kaynaklanan cari hesaptan dolayı borçlu olmadığının tespitini ve ödediği 100.000.- TL’nin istirdadını istediğinden, gerek menfi tespit ve gerekse istirdat talebi yönünden hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir....

                  - K A R A R - 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı alacaklının itirazın iptali davası açmasından sonra davalı banka aynı alacakla ilgili menfi tespit davası açmıştır. İtirazın iptali davasından sonra aynı konuda menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olup, menfi tespit davasının bu nedenle reddi gerekirken kabulünde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.04.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi....

                    Davalı vekili, iş bu davanın konusu ile ilgili olarak Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/372 Esas sayılı itirazın iptali davasının halen derdest olduğunu, bu davada ileri sürülen iddiaların itirazın İptali davasında da savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, borçlunun davacı sıfatıyla menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının menfi tespit davasında ileri sürdüğü iddiaların daha önce açılmış bulunan ve davacının bilgisi bulunan itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden davacı borçlunun iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu