Vek.Av.... aralarındaki itirazın iptali davası hakkında Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 12.5.2010 gün ve 435-271 sayılı hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Davacı yanca davalı aleyhine açılan ana davada (menfi tespit) davasının reddine, davalı tarafından davacı aleyhine açılan birleştirilen itirazın iptali davasında ise davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmektedir. Her iki hükmü de temyiz eden davacı (birleşen davanın davalısı) vekiline redddilen menfi tespit davası ile ilgili maktu temyiz harcı yatırılmış ise de birleşen dava ile ilgili ödenmesi gerekli nisbi temyiz harcının yatırılmadığı dosya arasındaki harç alındı belgesinin tetkikinden anlaşılmıştır....
Menfi tespit davası açıldıktan sonra davacı borçlu kooperatif aleyhine başlatılan iflas yoluyla takibe itiraz üzerine açılan itirazın kaldırılması ve iflas davasının konuları farklıdır.Menfi tespit davasında hukuki ilişkinin varlığı tespit edilmekte iken itirazın kaldırılması ve iflas davasında hem hukuki ilişki tespit edilmekte hem de borçluya depo emri tebliğ edilerek ödeme yapmaması halinde iflasına karar verilmektedir. Somut olayda derdestlik itirazının koşulları mevcut olmadığından mahkemenin aksine gerekçesi isabetli değildir. Diğer taraftan derdestlik itirazının kabul edilebilmesi için ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. Davalının basit yargılama usulüne tabi iflas davasında ilk oturuma kadar derdestlik itirazı bulunmamaktadır....
Yargıtay içtihatlarında defaatle değinildiği üzere menfi tespit davası bir tespit hükmü kurulmasına ilişkin olduğundan, tek başına takibin devamı için yeterli değildir. Dolayısıyla alacaklının menfi tespit davası üzerine itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı olduğu kabul edilebilir. Fakat itirazın iptali davasının reddi kararı üzerine menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur. Çünkü alacağın varlığı yahut yokluğu yönünde araştırma zaten itirazın iptali davasında yapılmış ve bu konuda menfi tespit davasında yeniden aynı araştırmanın yapılmasına lüzum bulunmamaktadır. İtirazın iptali davası pasif husumet yokluğundan, davacının ilgili abonelik sözleşmesinin tarafı olmadığı da mahkeme gerekçesinde ve hükmünde kabul edildiğinden, davalının ilgili takibe devam edebilme olanağı kalmamıştır. Davacının ilgili takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararı yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali ve menfi tespit davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Kapatılan 18. Hukuk Dairesinin 26/11/2015 gün 2015/12033 E. - 2015/17322 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ve karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü: KARAR İtirazın iptali istemli asıl davada 5.841,54.-TL menfi tespit istemli karşı davada 7.000.-TL değer gösterilmiş, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne 3.971....
Mahkemece, toplanan delillere göre davacının taraflar arasındaki daha önceden görülen menfi tespit davası sırasında 4.500 YTL’lik senede karşılık 6.000 YTL değerindeki ineklerini rızasıyla verdiği ve o davada alacaklı olduğunu ileri sürmediği, davacının menfi tespit davası kesinleştikten sonra alacaklı olduğunu düşünerek takip başlatıp itirazın iptali davası açmasının hakkaniyete uygun olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 01.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre; sabit ve peşin ödemeli üye olduğuna dair genel kurul kararı olmayan davacının, eşitlik ilkesi gereği diğer ortaklarla aynı parasal yükümlülükleri olduğu, davacının ödediği altı adet bono bedeli düşüldükten sonra şerefiye ve aidat borcu toplamının 70.580,00 TL olduğunun sübut bulduğu gerekçesiyle davacının menfi tesbit isteminin 24.780,00 TL'lik kısmının kabulüne, kooperatifin itirazın iptali isteminin 70.603,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, kısmen reddine davalı ... Ltd. Şti.'nin menfi tespit davasında husumet ehliyeti olmadığından bu şirket aleyhine açılan menfi tespit davasının reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl davada davalı-birleşen davada davacı kooperatif vekili temyiz etmiştir....
Davalı vekili, sehven başlatılan iki takibin de davacının itirazı üzerine durduğunu, ilamsız icra takibinde borçlunun itirazının üzerinden 1 yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen itirazın iptali davasının açılmadığını, ipotek de fekkolunduğundan takibe devam imkanının bulunmadığını, anılan takiplerin borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlamadığını, hukuki yararın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, acentelik sözleşmesine dayalı ilamsız icra takibine davacının itiraz ettiği, davalı tarafından itirazın iptali davası açılmadığı, ipoteğin de takipten önce kaldırıldığı, alacaklının itirazın kesin kaldırılmasını talep edemeyeceği gibi ipotek konusu borcun ödendiği, ipotek daha önce fekkedildiğinden davacının şikayet yoluna giderek takibin iptalini sağlayabileceği, artık menfi tespit davası açmada hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen menfi tespit ve itirazın iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemece asıl davada menfi tespit isteminin kabulüne, birleşen itirazın iptali davasında davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; elektrik abonesi olduğu davalı şirketin 13/06/2011 tarihli kaçak tespit tutanağı ile 55.386,80 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, kaçak elektrik kullanmadığı gibi kaçak tahakkuku düzenlenen sulama döneminde sulamada kullandığı alanın 20 dönüm olduğunu ileri sürerek, davalıya borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili cevabında, müvekkilinin alacağını tahsil için giriştiği icra takibine davacı borçlunun itirazı üzerine itirazın iptali için dava açtıklarını ve davanın derdest olup, sözkonusu davadan üç ay sonra açılan bu dava da hukuki yarar bulunmadığını müvekkilinin davacıya sattığı malların ayıpsız olduğunu ve süresinde bir ayıp ihbarının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre itirazın iptali davası açılmasından sonra borçlunun menfi tespit davası açmasında hukuki yarar olmadığı, borçlunun itirazın iptali davasında borçlu olmadığı savunmasını ileri sürebileceği, açılmış ve görülmekte olan dava da savunma olarak ileri sürülebilecek hususlar için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığını, davacının şimdi menfi tespit talep ettiği dosyalardan ......