WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

söz konusu olmadığını,bu nedenle birleştirme kararının kaldırılarak davanın,ihtiyati haciz talebinin ve birleştirme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Dava itirazın iptali ve ihtiyati haciz talebine ilişkindir.Ancak daha önce davalı tarafça davacı aleyhine aynı tutanak ve tahakkuk nedeniyle menfi tespit davası açıldığı,buna dair kararın Yargıtay tarafından bozulduğu ve dosyanın yeni esasa kaydedildiği,itirazın iptali davasında ise her iki dosyanın temyiz sonucu bozulan ilk açılan menfi tespit davasında birleştirilmesine ve itirazın iptali davasında istenilen ihtiyati haciz talebini birleştirilen dosyada değerlendirilmesine karar verildiği görülmekle,itirazın iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilmediği için ortada istinafa konu ihtiyati haciz kararının bulunmadığı anlaşılmıştır.Ayrıca HMK 166.madde gereği verilen birleştirme kararı ise HMK 168.madde kapsamında...

    Ancak daha önce davalı tarafça davacı aleyhine aynı tutanak ve tahakkuk nedeniyle menfi tespit davası açıldığı,buna dair kararın Yargıtay tarafından bozulduğu ve dosyanın yeni esasa kaydedildiği,itirazın iptali davasında ise her iki dosyanın temyiz sonucu bozulan ilk açılan menfi tespit davasında birleştirilmesine ve itirazın iptali davasında istenilen ihtiyati haciz talebini birleştirilen dosyada değerlendirilmesine karar verildiği görülmekle,itirazın iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilmediği için ortada istinafa konu ihtiyati haciz kararının bulunmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca HMK 166.madde gereği verilen birleştirme kararı ise HMK 168.madde kapsamında ancak esas hükümle birlikte istinaf edileceğinden bu yönüyle de ortada istinafı kabil karar olmadığı açıktır. Kısaca davalı yönünden istinaf edilen hususlarda HMK 341.madde kapsamında istinafı kabil bir karar olmadığı belirlenmiştir....

    (yenileme sonrası ... takip sayılı dosya) sayılı dosyasına ilişkin olarak takip borçlusu tarafından borcunun bulunmadığı vakıasına dayanılarak menfi tespit talebinde bulunulduğu, daha önce itirazın iptali davasına konu edilen takip dosyası ile işbu dava dosyasındaki takip dosyasının aynı olduğu, itirazın iptali istemli davada hüküm kurulduğu ve kurulan hükmün yasa yollarından geçerek kesinleştiği, menfi tespit davasına konu itiraz ve def'ilerin açılan itirazın iptali davasında dile getirilmesi mümkün olduğu, bu durumda itirazın iptali davasından sonra aynı hususta menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı kanaatiyle HMK'nın 114 maddesinde düzenlenen hukuki yarar dava şartının dava dosyamız açısından sübut bulmadığının tespiti ile dava şartı yokluğundan davanın usulünden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir. (Emsal nitelikte Yargıtay ilamları: Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/7982 Esas, 2023/1943 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 19....

      CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların ilamsız takibe yaptıkları itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığını bu nedenle davacıların menfi tespit davası açmakta hukuki yararları bulunmadığını, sözleşmelerin geçerli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 12.02.2019 tarih, 2018/365 E. ve 2019/69 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında görülmekte olan Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/630 E. sayılı dosyasında itirazın iptali talep edildiği, itirazın iptali davasının 24.05.2016 tarihinde açıldığı bu menfi tespit davasının ise 25.01.2017 tarihinde itirazın iptali davasından sonra açıldığı anlaşıldığından hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

        Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Eldeki dava ticari ilişki kaynaklı borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır. Davacının da kabulü olduğu üzere taraflar arasında aynı alacak konusuna ilişkin itirazın iptali davası derdesttir. Bir davada savunma olarak ileri sürülebilecek hususlara ilişkin ayrıca dava açılması mümkün değildir. Yerleşik Yargıtay uygulaması da aynı taraflar arasındaki aynı konuya ilişkin derdest bir itirazın iptali davasının bulunması halinde açılacak menfi tespit davasında hukuki yararın olmadığı yönünde olduğundan davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerekmiştir....

          TTK'nın 5/A maddesinin birinci (1) fıkrası "Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir. 12....

            Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, itirazın iptali davası derdest iken menfi tespit davası açmakta hukuk yararı yoktur. Ancak, somut olayda, taraflar arasındaki itirazın iptali davasında sulh protokolü ile sona erdiği, yapılan ödemelerin menfi tespit davasına konu edilmekle bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Taraflar arasındaki İstanbul 9. ATM'nin 2017/545 esas sayılı dosyasındaki davanın sulh protokolünün yapılması ile sonuçlandığı anlaşılmaktadır. HMK'nun 315. maddesi uyarınca sulh; davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Dolayısıyla bahsi geçen İstanbul 9.ATM'nin 2017/545 esas sayılı dosyası ile istinafa konu dava dosyası açısından derdestlikten bahsetmek mümkün değildir. Nitekim, anılan İstanbul 9....

              Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar,itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali  davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim söz konusu bu halde, yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, “ takibe itiraz” sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....

                Davalı vekili, davacının takibine karşı yetki ve borca itiraz ettiklerini, davacı alacaklının ya yetki itirazının kaldırılması için icra mahkemesinde dava açması ya da itirazın iptali davası açması gerektiğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, olayda müvekkiline atfedilecek bir kusurun bulunmadığını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu takibin dayanağının aynı mahkemenin menfi tespit davasına konu bedelin davacı ...tarafından davalı ...’ye gönderilen havale bedeli olduğu, menfi tespit davasında davacı ... Ltd.Şti’nin davalı ...’ye borçlu olmadığının tespitine karar verildiği için davacı tarafından banka yolu ile davalıya gönderilen paranın davalı tarafından iadesi gerektiği nedeni ile davanın kabulüne, davacının tazminat talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                  Fakat bu halde borçlu kiracı icra dairesine ödemiş olduğu paranın kiralayana ödenmesine muvafakat etmediğinden ve böylece temerrüde düşmüş olacağından icra mahkemesi itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verir. Borçlu kiracının ilamsız tahliye talebinden sonra menfi tespit davası açması icra mahkemesinin İİK 269/c maddesi hükmüne göre alacaklı kiralayanın tahliye talebini incelemesine ve tahliye kararı vermesine engel değildir. Ancak menfi tespit davasına bakan mahkeme, borçlu kiracının talebi üzerine ve teminat karşılığında, tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebilir. Kaldı ki borçlu kiracı icra mahkemesinin tahliye kararının kesinleşmesinden sonra da menfi tespit davası açabilir zira icra mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. İİK'nun 72/V.maddesi gereğince menfi tespit davası borçlu kiracı lehine hükme bağlanırsa ilamsız tahliye takibi derhal durur. Bundan sonra artık icra mahkemesi tahliye kararı veremez....

                    UYAP Entegrasyonu