Taraflar arasındaki itirazın iptali-birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı-birleşen davada davalı vekili, müvekkilinin davalıya ham madde satıp teslim ettiğini, bakiye borcun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İçecek Ltd.Şti. aleyhine açtığı itirazın iptali davasının eldeki dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı ... İçecek Ltd.Şti’nin açtığı menfi tespit ve çek iptali davasının taraflarca takip edilmemesi nedeniyle HUMK.nun 409.maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar vermiştir. ... Ltd.Şti’nin açtığı itirazın iptali davasında davacının ticari defterlerine göre davalı ... İçecek Ltd.Şti.'ye sattığı içkilerin bedelini nakit olarak aldığının kayıtlı olduğu icra takibine konu çek nedeniyle verilen alkollü içkilerin kaçak ve hukuken ayıplı olduğu ve emniyet görevlileri tarafından el konulduğu, bu nedenle itirazın iptali davasının davalılarının borcunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı ... Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mdl.vek.Av... ile davalı-davacı ... vek.Av...aralarındaki itirazın iptali-menfi tespit davası hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.12.2006 gün ve 215-200 sayılı hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - 21.7.2004 tarih 25529 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 1.090.000.000.-TL.ye çıkarılmıştır. Davacının açtığı itirazın iptali davasında davacı yanın icra takibine konu yaptığı tutarın 629.98.-YTL.lık kısmının davalı yanın davacı aleyhine açtığı karşılık davasında (menfi tespit) ise 70.00-YTL.lık isteminin mahkemece reddedildiği görülmektedir. Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden reddedilen bu kısımlar gözetildiğinde temyiz eden taraflar yönünden kesin niteliktedir....
Esas sayılı dosyasında derdest itirazın iptali davası bulunduğu, davalı tarafından İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesinin .... Esas sayılı dosyası kapsamında açılmış olan itirazın iptali davası ile işbu uyuşmazlığa konu edilen alacağın bulunup bulunmadığı yönünde bir inceleme yapılarak karar verileceği, itirazın iptali davasının genel hükümlere göre görülen bir dava olması sebebiyle borçlunun takibe itirazında bildirdiği itiraz sebepleriyle bağlı olmadan bütün savunma sebeplerini itirazın iptali davasında ileri sürebileceği, bu nedenle alacaklının “alacak veya itirazın iptali davası’’ açmasından sonra, borçlu tarafından “menfi tespit davası’’ açılamayacağı, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı kabul edilmiş ve aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit - itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanın da kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl dava, davacı ile davalı arasındaki abonelik ilişkisi nedeni ile davalıya borçlu olunmadığının tespiti, karşı dava ise davacı ... ... A.Ş'nin sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları sonucu asıl dava yönünden takip yapılmadan önce menfi tespit davası açıldığından bu davanın açılmasında hukuki yararı bulunduğu buna göre 62.640,38 TL gecikme zammının 26.656,08 TL.'...
Davalı vekili, davacı ve annesi hakkında başlatılan icra takibine davacının itiraz ettiğini, itirazın iptali davası açıldığını, mahkemece davacının itirazının iptaline karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, aynı icra takibine ilişkin menfi tespit davası açılmasının kesin hüküm nedeniyle mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının kendisi ve annesi ... hakkında başlatılan icra dosyasına itiraz edildiği, itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece itirazın iptaline ve icra takibinin devamına karar verildiği, kararın kesinleştiği, aynı icra takibi ile ilgili tekrar menfi tespit davası açılmasının mümkün olmadığı, icra takibine ilişkin olarak verilmiş kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar Dairemizin 07.11.2013 gün ve 2013/10426-2013/15028 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davalı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı vekili, dava dilekçesinde, ödenmeyen kira paralarının tahsili amacıyla davalı kiracı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce hükmün onanmasına karar verilmiş ise de; Davalı kiracı tarafından davacı kiraya veren hakkında ......
Kaldı ki, yapılmış bir icra takibi olmadan da borç tehdidi altında olan kişinin menfi tespit davası açabileceği, İcra İflas Kanunu'nun 72/2. maddesinde açıkca düzenlenmiştir. Üstelik davacı taraf fatura içeriğine itiraz etmiş davalı cevap olarak ürün bedeli olan 7.750,00 TL.nin derhal ödenmesini aksi halde yasal yollara müracaat edeceğini bildirmiştir. O halde dava konusu olayda kendisine karşı bir itirazın iptali davası açılmasını beklemeden iş bu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken, aksine düşüncelerle hukuki yarara ilişkin “dava şartı” yokluğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 132,40 TL harcın istek halinde iadesine, 07/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
A.Ş. aleyhine açılan (2) adet menfi tespit davasının bu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile davacı ... A.Ş. tarafından iki takibe geçildiği, takiplerden birinin itirazın iptali davasının konusunu oluşturan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile diğerinin ise kambiyo senetlerine mahsus yolla yapıldığı ipoteğin limit ipoteği olduğu ve davacının bu nedenle davalıdan alacaklı olduğu, diğer takibe konu çeklerin ise takipten önce ödendiği gerekçesi ile asıl dava olan itirazın iptali davasının kabulüne, birleşen menfi tespit davalarının ise birinin kabulüne, diğerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... ve birleşen davaların davacısı ... Klima Ltd. Şti. vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... ve birleşen davaların davacısı ... Klima Ltd. Şti....
Bu yönler gözetildiğinde 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası’ nın 44/1. maddesi uyarınca kefil tarafından açılmış bulunan menfi tespit davasında görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Bu itibarla mahkemece menfi tespit davasının bu davadan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemiş olması isabetsizdir. 2-Birleştirilen itirazın iptali davası yönünden taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri çerçevesinde banka kayıtları üzerinde uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak kefilin sorumluluğunun kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarıyla sınırlı olduğu gözetilerek ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp tüm delillerle birlikte değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....