Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, toplanan delillere göre davacının taraflar arasındaki daha önceden görülen menfi tespit davası sırasında 4.500 YTL’lik senede karşılık 6.000 YTL değerindeki ineklerini rızasıyla verdiği ve o davada alacaklı olduğunu ileri sürmediği, davacının menfi tespit davası kesinleştikten sonra alacaklı olduğunu düşünerek takip başlatıp itirazın iptali davası açmasının hakkaniyete uygun olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 01.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali ve menfi tespit davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Kapatılan 18. Hukuk Dairesinin 26/11/2015 gün 2015/12033 E. - 2015/17322 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ve karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü: KARAR İtirazın iptali istemli asıl davada 5.841,54.-TL menfi tespit istemli karşı davada 7.000.-TL değer gösterilmiş, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne 3.971....

      Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre; sabit ve peşin ödemeli üye olduğuna dair genel kurul kararı olmayan davacının, eşitlik ilkesi gereği diğer ortaklarla aynı parasal yükümlülükleri olduğu, davacının ödediği altı adet bono bedeli düşüldükten sonra şerefiye ve aidat borcu toplamının 70.580,00 TL olduğunun sübut bulduğu gerekçesiyle davacının menfi tesbit isteminin 24.780,00 TL'lik kısmının kabulüne, kooperatifin itirazın iptali isteminin 70.603,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, kısmen reddine davalı ... Ltd. Şti.'nin menfi tespit davasında husumet ehliyeti olmadığından bu şirket aleyhine açılan menfi tespit davasının reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl davada davalı-birleşen davada davacı kooperatif vekili temyiz etmiştir....

        Davalı vekili cevabında, müvekkilinin alacağını tahsil için giriştiği icra takibine davacı borçlunun itirazı üzerine itirazın iptali için dava açtıklarını ve davanın derdest olup, sözkonusu davadan üç ay sonra açılan bu dava da hukuki yarar bulunmadığını müvekkilinin davacıya sattığı malların ayıpsız olduğunu ve süresinde bir ayıp ihbarının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre itirazın iptali davası açılmasından sonra borçlunun menfi tespit davası açmasında hukuki yarar olmadığı, borçlunun itirazın iptali davasında borçlu olmadığı savunmasını ileri sürebileceği, açılmış ve görülmekte olan dava da savunma olarak ileri sürülebilecek hususlar için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen menfi tespit ve itirazın iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemece asıl davada menfi tespit isteminin kabulüne, birleşen itirazın iptali davasında davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; elektrik abonesi olduğu davalı şirketin 13/06/2011 tarihli kaçak tespit tutanağı ile 55.386,80 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, kaçak elektrik kullanmadığı gibi kaçak tahakkuku düzenlenen sulama döneminde sulamada kullandığı alanın 20 dönüm olduğunu ileri sürerek, davalıya borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir....

            menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığını, davacının şimdi menfi tespit talep ettiği dosyalardan ......

              Mahkemece, taraflar arasında kesinleşen bir menfi tespit davası hükmü mevcut olup, davalının açtığı menfi tespit davasının redle sonuçlanıp, kesinleştiği, söz konusu mahkeme kararında belirlenen hesap üzerinden hüküm kurulması gerektiği sonucuna ulaşıldığı, alacağın kaynağı haksız fiile dayalı olduğu ve likit bir alacak bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyizine gelince; dava itirazın iptali istemine ilişkin olup, icra takip tarihi itibariyle alacak borç durumunun tespiti ile sonucuna uygun karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözardı edilerek tutanak tarihi itibariyle alacak borç durumunu belirleyen ......

                Ltd.Şti.nde olan çeke dayalı alacak istemine yönelik başlatılan takibe itiraz üzerine itirazın iptali davası aynı mahkemede açılmış, iki dava arasındaki fiili ve hukuki irtibat nedeniyle birleştirme kararı verilerek yargılamaya menfi tespit dava dosyası üzerinden devam edilmiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda menfi tespit davasının reddine, birleştirilen itirazın iptali davasının ise kısmen kabulüyle, asıl alacak tutarı 695.000.000.-TL. ile işlemiş faiz tutarı 343.653.700.-TL.ye yönelik itirazın iptaline, takibin bu kısım üzerinden devamına, asıl alacak tutarının % 40’ı oranında 278.00.-YTL. icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                  Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/161 Esas sayılı itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır. İtirazın iptali davasının devamında tarafların 07.02.2014 tarihli borç tasfiye protokolü düzenledikleri görülmektedir ve itirazın iptali davasının halen derdest olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık için itirazın iptali davası açıldığında aynı konuda menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Davacı bu davada ileri sürdüğü tüm itirazlarını itirazın iptali davasında da ileri sürme hakkına sahiptir. Bu durumda davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekirken yazılı şekilde reddi doğru değil ise de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK.'nun geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.'nun 5236 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/son maddesi gereğince mahkeme kararının gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....

                    Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/141 Esas sayılı dosyası ile, davacı ... tarafından davalı ... aleyhine davalının Bakırköy ...İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı takip dosyasına yaptığı itiraz nedeniyle 04/03/2019 tarihinde itirazın iptali istemiyle dava açılmış, mahkemenin 25.09.2019 tarih ve 2019/141 Esas, 2019/850 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş olup, kararın istinaf edilmesi nedeniyle Dairemizin 2020/28 Esas sırasında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. İİK 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası, aynı Yasanın 72.maddesinde düzenlenen menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır (Yargıtay HGK 02/06/2020 tarih 2017/19-892 E., 2020/305 K. sayılı emsal kararı). Öte yandan itirazın iptali davası açıldıktan sonra, itirazın iptali davasında savunma olarak ileri sürülebilecek hususlara ilişkin olarak Menfi Tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu