Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk ve Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 2. Sulh Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklandığı, bu nedenle aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın senet fotokopisine istinaden yapılan icra takibi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkin olduğundan aile mahkemesinin görevsiz olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, davacı tarafından imzalanan ve boşanma davası nedeniyle verilmesi kararlaştırılıp sonradan vazgeçilen tazminat karşılığı senedin davacıya iade edilmesine rağmen fotokopisine dayanarak icra takibi yapılması nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....

    Bu tür davalarda sonuca göre, alacaklı veya borçlu tazminata hükmedilebilir. Davanın alacaklı lehine sonuçlanması halinde ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zarara karşılık mahkemece resen borçlu aleyhine; davanın borçlu lehine sonuçlanması halinde talep üzerine takipte haksız ve kötü niyetli görülen alacaklı aleyhine tazminata hükmedilir. Tüm dosya kapsamından; davacılar tarafından, muris ...'ın keşidecisi olduğu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti isteminde bulunulduğu, davacıların muris ...'ın mirasçıları olduğunun sunulan veraset ilamından anlaşıldığı, Diyarbakır İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyası ile icra takibine konu edilen ... tanzim, ... vade tarihli ve ... TL bedelli senet üzerinde bulunan ve davacılar murisi borçlu adına atılan imzanın, ... tarihli alınan bilirkişi raporunda "Makamınızca resen bilirkişi seçilmekle tetkik konusu senedin ön yüzünde atılı olan borçlu imzaları ile ...'...

      Öncelikle menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: 13. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. 14. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

        "İçtihat Metni" Mahkemesi:Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, taraflar arasında varolan ticari ilişki nedeniyle verilen çeklerden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davaya konu ... 11. İcra Müdürlüğü’nün 2005/15388 Esas sayılı dosyasına ilişkin, davacının davalı şirkete 33.099.00.-YTL. borçlu bulunmadığının tespitine, yasal koşulları bulunmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye HukukMahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, 11.10.1999 tarihli kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı, bu nedenle davacı hakkında yapılan icra takibinin iptali ve davalı bankaya borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre kredi sözleşmesindeki imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı eli ürünü olmadığından davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

            Fakat bu halde borçlu kiracı icra dairesine ödemiş olduğu paranın kiralayana ödenmesine muvafakat etmediğinden ve böylece temerrüde düşmüş olacağından icra mahkemesi itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verir. Borçlu kiracının ilamsız tahliye talebinden sonra menfi tespit davası açması icra mahkemesinin İİK 269/c maddesi hükmüne göre alacaklı kiralayanın tahliye talebini incelemesine ve tahliye kararı vermesine engel değildir. Ancak menfi tespit davasına bakan mahkeme, borçlu kiracının talebi üzerine ve teminat karşılığında, tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebilir. Kaldı ki borçlu kiracı icra mahkemesinin tahliye kararının kesinleşmesinden sonra da menfi tespit davası açabilir zira icra mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. İİK'nun 72/V.maddesi gereğince menfi tespit davası borçlu kiracı lehine hükme bağlanırsa ilamsız tahliye takibi derhal durur. Bundan sonra artık icra mahkemesi tahliye kararı veremez....

              Dava, İİK madde 72 'e göre açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Davacı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır....

                Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Prof. Dr. Hakan Pencanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Doç. Dr. Meral Sungurtekin Özkan, Doç. Dr. Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156-164). Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde (m.68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def'ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalının müvekkil aleyhinde yaptığı icra takibinde dayandığı 16.11.2005 keşide tarihli, 6.000 TL bedelli çekteki, keşideci imzasının müvekkillerine ait olmadığını ileri sürerek çekten dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, takibin iptaline, %40 tazminata karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını davaya ve takibe konu çekteki keşideci imzasının davacılardan ...'e ait olduğunu belirterek davanın reddine, %40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacılardan ...'in ......

                    Bankası A.Ş. aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan dolayı reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, icra takibine konu olan bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olup icra takip dosyasında davalı alacaklı ... Bankası A.Ş. tarafından davacı aleyhine icra takibine geçilmiş bulunulması ve davalı bankanın yetkili hamil konumunda olması dikkate alınmaksızın bu davalı hakkında açılan davanın husumet yokluğundan dolayı reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.... " denilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu