Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalının davacı aleyhine giriştiği icra takiplerine konu çeklerde ciro silsilesi içinde yer almaması, yetkili hamil olmaması nedeniyle icra takiplerinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile takiplerin iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

    Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). 29. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....

      İcra Müdürlüğünün 2009/27171 esas sayılı dosyasında davacı tarafından imzalandığı iddia edilen senet ve protokol nedeniyle icra takibi başlatıldığını, takibe konu senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti için ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/837 esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığını ve yargılama sonucunda davacının borçlu olmadığının tespitine dair verilen kararın Yargıtay 19....

        Dava, icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı tarafından aslı mahkemeye sunulan tarihsiz ve imzalı belgede, “... İcra Müdürlüğüne Karım ... adına açmış olduğum icra alacağından feragat ediyorum ...” yazılıdır. Davalı tarafından davacı hakkında ... İcra Müdürlüğü'nde yapılan başkaca icra takibi bulunmadığı takdirde, söz konusu icra takibinden feragate ilişkin belge nedeniyle davacının davalıdan alacak isteminde bulunamayacağı gözetilmeksizin, feragatin koşula bağlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dava konusu hukuki yararının kalmadığı, borcun icra dosyasına ihtirazi kayıt olmadan ödendiği bu durumda menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı, hukuki yararın varlığı dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 2014/12431 esas ve 2014/16558 karar sayılı ve 19.11.2014 tarihli bozma ilamı ile “Dava, icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 72,VI hükmüne göre, “Borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.” Somut olayda, dava konusu edilen icra takibindeki borç yargılama sırasında ödenmiştir....

            Bu kapsamda yapılan incelemede,--------------- sayılı dosyası yönünden borçlu olunmadığının tespitine ilişkin açılan menfi tespit davası olduğu,----------- ise işlemden kaldırılmasına karar verildiği , aynı dosya numarası üzerinden-----kararı verildiği,---- dosyasında tespit edildiği ve hali hazırda bir birleştirme kararının olmadığı görülmüştür. -------- dosyasında,------------ dosyası yönünden kısmı olarak borçlu olunmadığının tespitine ilişkin açıldığı daha sonra ıslah ile davanın fazla ödenen bedelin iadesine ilişkin belirsiz alacak davasına dönüştürüldüğü , dosyanın--------- dosyasına ------ esasına kaydı yapılarak, ıslah sonrası davanın niteliğine göre belirsiz alacak davası açılamayacağından usulden reddine karar verildiği görülmüştür. ----------- kararı sebebi ile uğranılan maddi ve manevi zararın tazminine ilişkin olduğu görülmüş, anılan dosyada------ dosyasına birleştirme kararı verildiği görülmüştür.-------- sebebi ile uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu, dosyanın...

              nin davalı banka nezdinde kullanmış olduğu 23.12.2010 tarihli ve 3.000.000,00 TL bedelli kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları, aynı zamanda davalı banka lehine taşınmazları üzerinde ipotek tesis ettikleri, davacıların kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla atmış oldukları imzaların üst kısmına ipotek borçlusu olarak yazmış olmalarının davacılar ile davalı banka arasındaki kefalet sözleşmelerinin geçerliliğini etkilemeyeceği, kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu, davacılar aleyhine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla yapılan takibin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 09.06.2016 günlü 2016/1084 esas, 2016/10410 karar sayılı ilamı ile “Dava, davacıların takip dayanağı 23.12.2010 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibinde İİK'nın 72. maddesi uyarınca borçlu olunmadığının tespiti istemine...

                İcra Müdürlüğü'nün 2013/17746 Esas sayılı takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kasko poliçesi gereği ve halefiyet ilkesine dayanarak, zarara sebep olduğu iddia olunan davacı aleyhine başlatılan icra takibinde borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı sigortacı, kasko poliçesi ile sigortaladığı araca, davacı aracının çarpmasıyla sigortaladıkları araçta oluşan hasar bedelinin tahsili amacıyla davacı aleyhine icra takibi başlatmış, davacı yasal süresinde borca itiraz etmediğinden takip kesinleşmiş, davacı da borçlu olmadığının tespiti istemiyle dava açmıştır....

                  Dava, alacağın tahsiline yönelik icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davacının borçlu olmadığı miktarın tespit edilerek hüküm kurulması gerekirken olumlu tespit şeklinde hüküm kurulması doğru görülmediği gibi kabule göre de menfi tespit davalarında davadaki borç alacak miktarının dava tarihi itibariyle belirlenmesi ve buna göre karar verilmesi gerekirken icra takip tarihi itibariyle alacak borç durumunun tespit edilerek hüküm kurulması doğru görülmeyerek hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Davaya konu icra dosyası celp edilerek incelenmiştir. Takibin ilk olarak ---- işlemiş faiz olmak üzere --- toplam alacak üzerinden başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya ----- tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresi içinde yetki itirazında bulunduğu, takibe---- dosyası üzerinden devam edildiği anlaşılmaktadır. Eldeki menfi tespit davası ---- tarihinde takipten sonra açılmıştır. Takibe dayanak bono incelendiğinde, senedin lehtarı --------bedelli olduğu, malen kayıtlı olarak düzenlendiği açıktır. Kural olarak menfi tespit davasında ispat yükü alacaklı olduğunu ileri süren davalı alacaklıdadır. Ancak, bir kıymetli evraka dayalı alacak için açılan menfi tespit davasında, borçlu olunmadığının ispatı, davacı borçluya düşer, meğer ki davalı/ alacaklı senedi bir nedene bağlamasın. Bir diğer ifadeyle kıymetli evrak sebebiyle alacakla ispat yükü borçluda iken alacaklının senet metnini talil etmesi, senedi başka bir nedene/illete bağlaması halinde ispat yükü alacaklı tarafa geçer....

                      UYAP Entegrasyonu