"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı alacaklının icra takibi ile başlattığı bonoya ait borcun müvekkilince ödendiğini ileri sürerek, senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda “Davanın kabulüne, davacının davaya konu senetlerdeki imzaların kendisine ait olmadığının tespiti ile davalı şirkete borçlu olunmadığının tespitine, asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, icra tehdidi altında davacı taraf tarafından ödenen 8.430,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" denildiği halde, gerekçeli kararda "Davanın kabulüne, davacının dava ve ..... 1....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı bulunduğunu, davacıya borcun ödenmesine ilişkin hesap kat ihtarının gönderildiğini, borçlu tarafından borçlu olmadığına ilişkin herhangi bir ihtarname gönderilmemesi üzerine dava konusu icra takibinin başlatıldığını, davacının borca ve imzaya süresi içerisinde itiraz etmediğini, müvekkilinin genel kredi sözleşmesinde bulunan imzanın sahte olduğunu bilebilecek durumda olmadığını, dava açılmasından sonra imzanın sahte olduğu iddialarına ilişkin olarak ticaret siciline gidilip dava dışı asıl borçlu şirketin kuruluş belgeleri ve imza sirkülerinin kontrol edildiğini, imzanın davacıya ait olmadığının tespit edilmesi üzerine davanın kabul edildiğini, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, davacının takibin kötüniyetli yapıldığına ilişkin bir belge sunmadığını, dava konusu icra takibinde davacı aleyhine herhangi bir haciz, satış gibi işlem yapılmadığını, icra takibinden kaynaklı olarak...
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı bulunduğunu, davacıya borcun ödenmesine ilişkin hesap kat ihtarının gönderildiğini, borçlu tarafından borçlu olmadığına ilişkin herhangi bir ihtarname gönderilmemesi üzerine dava konusu icra takibinin başlatıldığını, davacının borca ve imzaya süresi içerisinde itiraz etmediğini, müvekkilinin genel kredi sözleşmesinde bulunan imzanın sahte olduğunu bilebilecek durumda olmadığını, dava açılmasından sonra imzanın sahte olduğu iddialarına ilişkin olarak ticaret siciline gidilip dava dışı asıl borçlu şirketin kuruluş belgeleri ve imza sirkülerinin kontrol edildiğini, imzanın davacıya ait olmadığının tespit edilmesi üzerine davanın kabul edildiğini, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, davacının takibin kötüniyetli yapıldığına ilişkin bir belge sunmadığını, dava konusu icra takibinde davacı aleyhine herhangi bir haciz, satış gibi işlem yapılmadığını, icra takibinden kaynaklı olarak...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, icra takibi ve alacağın dayanağının iş (hizmet) sözleşmesine dayalı olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine, hüküm kesinleştiğinde dosyanın iş mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı menfi tespit davasının kabulüne, istirdat davasının reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı, davalı tarafından hakkında....İcra Müdürlüğü'nün 2009/22792 Esas sayılı dosyasında çek nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik olarak 2.250 TL ödeme yaptığını, takip dayanağı çek üzerinde yaptığı inceleme sonucunda keşideci imzasının kendisine ait olmadığını fark etmesi üzerine bu davayı açtığını iddia ederek, takibe konu olan çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile borçlu olmaksızın ödediği 2.250 TL'nin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı temlik alan vekili davanın reddini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili, dava dilekçesinde 1700 YTL. yönetim borcu olduğu halde aşırı derecede abartılarak 6.942.370.000 TL. için icra takibi yapıldığını ve takibin kesinleştiğini belirterek 6.942.370.000 TL. borçlu olunmadığının tespiti ile istirdat istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava üzerinde kat irtifakı kurulmuş olan anataşınmaz yönetiminin ortak gider borcunu yüksek göstererek yaptığı icra takibinde belirtilen miktarda borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir....
Yönetimi AŞ’ye temlik edildiğini, davalı bankaya husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddi ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı ... Yönetimi AŞ vekili, davacının taşınmazı üzerinde, temlik eden Yapı Kredi Bankası lehine 105.000 TL limitli ipotek tesis edildiğini, söz konusu ipoteğe ilişkin resmi senedin 2.maddesi ile, davacının, ipotek limiti miktarınca borçtan müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde ipotekli taşınmazın satılarak paraya çevrildiğini, ayrıca davacı hakkında müteselsil kefaleti sebebi ile davaya konu ilamsız icra takibinin yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. ...
Sayılı dosyasındaki takip tarihi (31.05.2019) itibariyle davacının davalı yana borcunun bulunmayıp, davacının davalı yandan 40.773,87 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğunu, davacının icra tehdidi altında davalı vekiline ödemiş olduğunu iddia ettiği 11.230,00 TL'nin istirdadına karar verilip verilmeyeceği ile ilgili son kararın mahkememize ait olduğunu bildirmiştir. Dava, ticari ilişki ve cari hesap sözleşmesine dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalıdan cari hesap alacağı bulunmasına rağmen, davalının kendisini borçlu göstererek cari hesaba dayalı icra takibi başlattığı iddiası ile başlatılan icra takibinde borçlu olunmadığının tespitini talep etmektedir. Davalı tarafa, yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunulmadığı görülmekle HMK m. 128 gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakaların tamamını inkar ettiği kabul edilmiştir....
Davalı ... ve ... vekili, davacının icra takibinde borcu kabul beyanı olduğunu ve imzanın da davacıya ait bulunduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece verilen, davacının bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, 5.000 TL manevi tazminatın ve kötüniyet tazminatının davalılardan tahsili, fazla istemlerin reddi kararı, Dairemiz 01.04.2013 tarih ; 2012/9333 E. - 2013/5568 K. sayılı ilamı ile “Kötü niyetli takip tazminatının icra takibini yapan hamil aleyhine hükmedileceği, somut olayda icra takibinin davalı ... tarafından yapıldığı, sadece davalı ... aleyhine tazminata hükmedilmek gerektiği, ayrıca davacının ne şekilde manevi zarara uğradığının açıklanıp gerekçelerinin gösterilmediği, temyiz eden davalılar ... ve ... aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin de doğru olmadığı ” gerekçesiyle bozulmuştur....