İlki takibe konu çekten kaynaklı bir borcunun bulunmaması, ikincisi ise çekin tahrif edildiği ve çekin vasfını yitirdiğine ilişkindir. Davacının, çek üzerindeki keşide tarihindeki tahrifat iddiası dışında, çek üzerindeki diğer yasal unsurlara ve yine miktar ve bilgilere yönelik herhangi bir itirazı bulunmamaktadır. - Çek üzerinde, ay ve yıl şeklinde belirlenmiş bir tarihin bulunması yasal bir şarttır. Çekte birden fazla ve birbirinden farklı düzenleme tarihlerinin bulunması, çekin vasfını yitirmesine sebebiyet vermektedir. Ancak, yargılamaya konu borç ikrarını içerir belge - çek her ne kadar çek vasfı bulunmasa bile, adi bir senet niteliği özelliğini halen korumaktadır. Bu adi senede dayalı olarak borç ilişkisi halen devam etmektedir....
dan ödeme olarak çek aldığını, müvekkilinin çeki ödeme olarak kabul etmeden önce ödeme konusunda bankalardan aldığı referans ile çeki kabul ettiğini, ... ile yaptığı ticaretten dolayı ...'a fatura düzenlediğini, dava dilekçesinde İstanbul ...Asliye Ticaret Mahkemesi... es sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasından bahsedilmiş olup bu davanın tarafları çekteki keşideci ve emrine çek keşide edilen tüzel kişilerdir, bu tüzel kişiler tarafından açılan menfi tespit davasına ve amacına baktığı zaman davacı ...ile aralarındaki ilişkinin ticari bir ilişki olmadığı açıktır çünkü çek keşidecisi tarafından çekin bedelsizliğine yahut başkaca hususlarda itiraz olmaksızın sadece müvekkilinin alacaklı olmadığının tespiti ne yönelik açılan iş bu davadaki davacı ... Spor ... Ltd. Şti.'...
İSTANBUL ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ DOSYA NO : 2020/242 KARAR NO : 2023/778 DAVA : MENFİ TESPİT (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 17/03/2016 KARAR TARİHİ : 23/10/2023 Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen MENFİ TESPİT davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen MENFİ TESPİT davasının mahkememizde yapılan yargılaması neticesinde verilen 03/04/2017 tarih ve 2016/288 E. 2017/365 K.sayılı kararın İstinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 20/03/2020 tarih ve 2017/4395 E. 2020/754 K.sayılı kararı ile hükmün kaldırılarak dosyanın iadesi üzerine yeniden yapılan açık yargılama sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalılardan ... A.Ş. (Eski Unvan: ... Tic....
Davacı taraf her ne kadar davanın çek istirdatı davası olduğunu beyan etmiş ise de, dava dilekçesi inceleniğinde davanın İİK 72. maddesine göre açılan menfi tespit ve istirdat istemlerini de içerdiği görülmektedir. Alacaklı taraf icra takibinin yetkisizlik kararı nedeniyle konusuz kaldırıldığı bu nedenle davcının hukuki yararı bulunmadığı iddiasında ise de, takibe ilişkin yetkisizlik kararı sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz. Bu itibarla borçlu çeki elinde bulunduran alacaklıya karşı maddi hukuk anlamında, borcun bir an önce ve kesin olarak ortadan kaldırılmasını istemek hakkına sahip olup, böyle bir durumda dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığını kabul etmek mümkün değildir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2018/928 Esas KARAR NO : 2021/878 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 18/12/2018 KARAR TARİHİ : 22/12/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı taraf arasında 28/09/2018 tarihinde imzalanan kurumsal satış sözleşmesi kapsamında eğitim ürünlerinin satımı ve pazarlanması hususunda anlaşmaya varıldığını, işbu sözleşme gereğince 30/11/2018 keşide tarihli 115.000,00-TL bedelli, Z5928847 seri numaralı ......
Ancak çek bedeli ödendiğinden davacı tarafından çek bedelinin istirdatı davası açılacak olması ve çek bedelinin istirdatı davasının da arabuluculuk dava şartına tabi olması sebebiyle davacı vekili tarafından verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk başvurusunda bulunması yerindedir. Davacı vekili tarafından süresinde çek bedelinin istirdatı davası açılmadan önce arabuluculuk dava şartı yoluna başvuruda bulunması sebebiyle dava açma iradesinin mevcut olduğu, nitekim çek bedelinin istirdatı davasının açıldığı, bu durumda Mahkemece davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür....
Esas sayılı dosyasında; dava konusu istirdadı istenen çek yönünden başlatılan icra takibine karşı menfi tespit davası açıldığı, davaya konu kambiyo senedinin ve her iki davada da davalı yanın aynı olduğu, davalar arasında bağlantı bulunduğu ve menfi tespit davasının sonucunun mahkememizdeki yargılamayı doğrudan etkileyecek nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. HMK.nun 166.maddesi uyarınca davanın her aşamasında, talep üzerine ya da kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirme kararı verilebileceğinden; her iki dosya arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle, ayrıca davaların safahatı da gözönüne alınarak, Mahkememizde açılan iş bu davanın HMK. 166 ve devamı maddeleri uyarınca .... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür....
Hukuk Dairesi 2016/10870 esas ve 2018/3487 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi "Çek iptali davaları, özelliği itibari ile hasımsız açılan davalardan olup, yapılan yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması durumunda, çek iptali davasını açan davacıya, mevcut çek hamiline karşı çek istirdadı davası açması konusunda süre verilmeli, istirdat davasının açılması halinde, çek iptali davasının konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına, açılmaması halinde ise çek iptali davasının reddi yönünde hüküm kurulmalıdır. " Eldeki davada da davacıya kesin süre, sonuçları ve ayrıntılı ihtarat davacı vekiline yapılmış ancak davacı vekili verilen kesin süre içerisinde çek istirdatı davasını açtığına dair belgeyi mahkemeye sunmadığı anlaşılmış olup davanın reddine karar vermek gerekmiş ve de aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Sanayi ve Ticaret, lehtar ... A.Ş., keşide tarihi 21/07/2023, keşide yeri ... ve bedel 600.000,00 TL'dir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ; Dava, karşılıksız olması sebebine dayalı olarak açılan çekin istirdatı davasıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesinin 8. fıkrasına göre menfi tesbit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davalı vekilinin süresinde sunduğu cevap dilekçesinde yetkili mahkemenin ......
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili, her ne kadar davanın hem çek bedelinin istirdadı hem de menfi tespit istemine yönelik olduğunu ileri sürmüş ise de; dava dilekçesi incelendiğinde, davanın, çek bedelinin istirdadı istemine yönelik olduğu, ayrıca menfi tespit istemini içermediği, davanın bir kambiyo senedi olan çekten kaynaklanması ve kambiyo senetlerinin TTK'da düzenlenmiş olması nedeniyle ticari nitelikte olduğu, dolayısıyla arabuluculuk şartına tabi davalardan olduğu ve konusunu bir miktar paranın ödenmesi hususunun oluşturduğu, ancak Mahkemece davacı yana süre verilmiş olmasına rağmen, arabuluculuk son tutanağının bir haftalık yasal süresi içerisinde dosyaya sunulmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, aksi yöndeki istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....