Davacı, davalı ...’in İlamsız icra yoluyla yapmış olduğu icra takibine karşı mükerrer ödeme yapmamak için menfi tespit davası açmıştır.Mahkemece de İİK’nun 68. maddesinde belirtilen belgelerden olmayan müstahsil makbuzlarına istinaden yapılan ilamsız takibe davacı tarafından itiraz edilip takibin durması ve süresinde itirazın iptali davası açılmadığı için haczin de kalkmış sayılmasına rağmen durmuş takibe karşı menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. İcra İflas Yasasının 72. maddesinin 1. bendine göre borçlu,icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.Borçlunun itirazı üzerine icra takibinin durması icra takibini ortadan kaldırmaz. Davalılar her zaman alacak davası açar. Böyle bir davaya muhatap alma tahdidi altında olan davacının bu belirsizliği ortadan kaldırmak, uyuşmazlığı kesin hükme bağlamak için menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır....
Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). 29. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişiler raporlarına göre, davacı banka tarafından kredi sözleşmesine konu alacağın ispatlanması amacıyla sunulan dekont ve fişlerden bir kısmının davalı şirket temsilcisinin eli ürünü olmadığının tespit edildiği, ispatlanamayan fiş ve dekontların dikkate alınmaması halinde hesap kat tarihi ve dava tarihi itibariyle davalıların davacıya bir borcu olmadığının hatta fazla ödemesinin olduğu gerekçesiyle davacı banka tarafından açılan itirazın iptali ve alacak davasının reddine, birleşen menfi tespit davasının kabulü ile davacıların takip dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip alacaklısının ve temlik alanın kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm temlik alan asıl ve birleşen davacı- birleşen davalı ...Ş. vekilince temyiz edilmiştir. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali, birleşen menfi tespit ve alacak istemine ilişkindir....
Yasanın düzenlemesi gözönüne alındığında, arabuluculuk açısından açıkça dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olduğu, kanun maddesinin metni ve gerekçesi açıkça genişletici yoruma elverişli bulunmadığı, bu durumda menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuk kapsamında bulunmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 24/05/2021 gün, 2020/2891 Esas, 2021/4366 Karar, 19. Hukuk Dairesi'nin 2020/237 Esas, 2020/805 Karar ve 04/06/2020 tarihli kararları ve Yargıtay 19.Hkuk Dairesinin 2020/85 esas, 2020/454 karar sayılı ve 13/02/2020 tarihli Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin kesin nitelikte kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine yönelik bağlayıcı kararı uyarınca belirtilen bağlayıcı Yargıtay kararı nazara alınarak bu tarihten sonra, menfi tespit davalarının arabulucuk yasası kapsamında olduğu savunulamayacaktır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf yasa yoluna başvuru dilekçesinde özetle, menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olmadığını, istirdadına karar verilmesi istenilen kısım yönünden tefrik kararı verilerek menfi tespit istenilen çekler yönünden esasa girilmesi gerekir iken davanın tamamen arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden bahisle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, istirdadı istenilen çekler ile menfi tespit istenilen çeklerin farklı olduğunu, menfi tespit istenilen çekler yönünden davanın sürüncemede kaldığını ve ihtiyati tedbir kararının da hukuki yararını yitirdiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir," hükmü düzenlenmiştir. 05/04/2023 tarih, 32154 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7445 sayılı Kanunun 31.maddesi ile 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununu 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması 01 Eylül 2023 tarihinden itibaren dava şartıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/591 esas sayılı dava dosyasıyla menfi tespit davası açılmış olduğu, davacının ileri sürdüğü iddialarını, açılan bu menfi tespit davasında savunma olarak ileri sürme olanağı bulunduğu, menfi tespit davası varken, ilamsız icra takibine geçerek itirazın iptali davası açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Davalı tarafından, 23/06/2014 tarihinde, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/591 esas sayılı dosyası üzerinden, davacı idare aleyhine menfi tespit davası açılmış, 30/12/2015 gün, 2015/434 karar sayılı ilamla; davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, temyiz edilmekle henüz kesinleşmemiştir. Eldeki temyize konu itirazın iptali davasından önce açılan, tarafları ve alacak konusu aynı olan, fakat farklı nitelikteki iş bu menfi tespit davasının sonucu itirazın iptali davasını etkileyeceğinden, ... 4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Verilen önceki hükmün bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulü ile ... İcra Müdürlüğü’nün 2004/4911 esas sayılı icra takip dosyasına konu senetlerden dolayı davacının dava tarihi itibari ile 370 TL asıl alacak 1.940,98 TL islemiş faiz olmak üzere toplam 2.130,98 TL borçlu olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK’nun 72. maddesi hükmüne dayalı menfi tespit davasıdır. Bu durumda mahkemece, HUMK’nun 74....
nun 5/A maddesi uyarınca; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davaları yönünden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Anılan hükümde menfi tespit davaları sayılmamıştır. Yorum yolu ile de, menfi tespit davalarında arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğu sonucuna varılamaz. Kural olarak, [alacak ve tazminat] talep hakkının yerine getirilmesini sağlamak amacıyla bir dava açıldığı zaman, bu bir edim (eda, ifa) davası (Leistungsklage) olacaktır. Şu var ki, bütün dâvalar, edim dâvası gibi, karşı tarafın bir şey yapmaya ("verme"yi de içine alacak biçimde geniş anlamda kullanılıyor) veya yapmamaya mahkûmiyetini sağlamak amacıyla açılmaz. Bir tespit dâvasında veya yenilik doğurucu dâvada da dâvacının Usul Hukuku anlamında bir talebi vardır (örneğin bir sözleşmenin kesin hükümsüz olduğunun mahkemece tespit edilmesi veya bir ölüme bağlı tasarrufun iptali isteniyor)....
Ancak davacının dava dilekçesine göre dava, teminat amacıyla verilen çekin ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Öte yandan İİK’nun 71’inci maddesinde kanun koyucu tarafından düzenlenen konu menfi tespit davası da değildir. İİK’nun 71’inci maddesinin konusu, bu maddenin başlığında da açıkça yazıldığı gibi “İcra Mahkemesi Kararıyla Takibin Talik veya İptali”dir. Menfi tespit davası ile icra takibinin talik veya iptali istemlerinin birbirinden farklı konular olduğu ise izahtan varestedir. Bunun yanında daha önce icra takibinin iptaline karar verilmiş olması nedeniyle de İİK’nun 71’inci maddesi anlamında bir istemde bulunulmasına ve icra mahkemesi tarafından iptaline karar verilen bir takibin, yeniden iptaline karar verilmesinin nasıl mümkün olacağı da mahkeme kararında açıklanmamıştır....