Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Mahkemeleri, önlerine gelen uyuşmazlığı hızlı ve seri olan takip hukuku kurallarına göre çözümlerken, genel mahkemede görülen menfi tespit davasının sonuçlanmasını bekletici mesele yapamaz ise de genel mahkemenin menfi tespit davasının kabulüne yönelik kesinleşmiş hükmünü HMK 114/1- i maddesi gereğince göz ardı edemez. Davacı tarafça dava dilekçesi açmış olduğu menfi tespit davasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir. Menfi tespit davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekmez ise de menfi tespit davasına ilişkin kesinleşmiş mahkeme ilamı icra hukuk mahkemesini bağlar....

Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder." 6102 sayılı kanun 5/A.maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle bu fıkrada yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş olup, menfi tespit davaları da dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılması gereken davalardan olmuştur....

    ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararın (2.) bendinde; “Birleştirilmesine karar verilen 2001/1382 sayılı dosyada, davacı- karşı davalı ... tarafından açılan menfi tespit davasının kabulü ile davacının; fahiş faiz ve fer’ilerinden oluşan Adana 10. İcra Müdürlüğünün 2001/5143 Esas sayılı dosyasında takibe konu 3.023.842.160 TL (3.023.84 YTL) asıl alacak, 577.123.887 TL ( 577.12 YTL) işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.600.966.047 TL (3.600.96 YTL) davalıya borçlu olmadığının tespitine” denildiği halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (2.) bendinde; “Birleştirilmesine karar verilen 2001/1373 sayılı dosyada, davacı- karşı davalı ... tarafından açılan menfi tespit davasının kabulü ile davacının, fahiş faiz ve fer’ilerinden oluşan Adana 10....

      Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkili şirketin alacağını temlik eden... Bankası AŞ ile yaptığı genel kredi sözleşmesi uyarınca ödenmeyen kredi borcu için müvekkili şirket ve kefil sıfatı ile diğer davacılar hakkında icra takibi yapıldığını, ancak uygulanan faiz oranının fahiş olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 9.606,30 TL borçlu olmadıklarının tespitine ve ödemeleri de dikkate alınarak alacak tutarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, uygulanan fazi oranının sözleşmeye uygun olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir....

        İcra Dairesinin 2014/6775 E. sayılı icra takibi incelendiğinde 234.800,00 TL asıl alacak için ve işlemiş faizler için takip yapıldığı, bu durumda 234.799,97 TL'lik asıl alacak yönünden itirazın iptali davasının kabulü gerektiği, takip tarihinden önce borçlu ... temerrüte düşürülmediğinden işlemiş temerrüt faizinin istenemeyeceği, İtirazın iptali davasının 27.03.2015 tarihinde açıldığı, menfi tespit davasının açılış tarihi 17.02.2015 tarihi olup henüz itirazın iptali davası açılmadan bu dava açılmış ise de icra dosyası incelendiğinde icra takibine yapılan itirazın tarihinin ise bu tarihlerden önce 31.03.2014 tarihinde yapıldığı ve icra müdürlüğünün takibi durdurma kararı verdiği bu aşamada artık davacısı ... yönünden icra takibi durduğundan ayrıca menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı, gerekçesiyle, birleşen İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesi ile açılan davacısı ...'nun davalısı ......

          Bu durumda mahkemece, ancak kesin hukuki koruma için kullanılabilecek “davanın reddine karar verilmesi gerektiği” şeklindeki bir gerekçeyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2-İİK’nun “Menfi Tespit ve İstirdat Davaları” başlıklı 72’nci maddesinde, borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabileceği öngörüldüğü gibi aynı maddede bu konuda tedbir kararı verilmesinin şartları da düzenlenmiştir. Mahkemece anılan bu kanun hükmü üzerinde durulmadan, yerinde olmayan gerekçe ile ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Menfi tespit davalarında da bir talep var ise de bu talep maddi hukuk anlamında bir talep değildir. Başka bir söyleyişle, menfi tespit davalarında bir alacağın tahsili talep edilmediği gibi bu davanın sonucunda verilecek hüküm de bir alacağın tahsili sonucunu doğuran eda hükmü niteliğinde değildir. Tüm bu açıklamalara göre; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat olmadığından ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarında; dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Ayrıca; bu konudaki Bölge Adliye Mahkemeleri arasında çıkan uyuşmazlık, Yargıtay 19. H.D. 13/02/2020 tarih, 2020/85 E. 2020/454 K. sayılı karar ile; "ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı" şeklinde giderilmiştir....

            Mahkemece, davalının davaya konu bonoları icra takibine koyarak bakiye 13.000 TL alacak talep ettiği, davalının davacıdan tahsil ettiği 10.000 TL'nin başka bir borca mahsuben ödendiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davacının icra takip dosyasında davalıya 3.000 TL asıl alacak ve bu alacağa 25.07.2009 tarihinden itibaren uygulanacak % 20 avans faizi dışında borçlu olmadığının tespitine, davacının istirdat talebi ile tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, İİK.'nun 72. maddesi hükmüne dayalı menfi tespit davasıdır. Bu durumda mahkemece, HUMK'nun 74. (HMK' nun 26.) madde hükmü de gözetilerek, taleple bağlılık kuralı çerçevesinde, davacının borçlu olmadığı miktar saptanarak menfi tespite hükmedilmesi gerekirken davanın niteliği göz ardı edilerek borçlu olunan miktar üzerinden olumlu tespit hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi Tespti-Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit-alacak davasına dair karar Dairemizin 19/04/2016 gün ve 2015/13298-2016/3161 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacılar tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere göre 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve aynı yasanın 442.maddesi gereğince takdiren 261.-TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınmasına, karar düzeltme harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 21/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; işbu dava da kambiyo vasfına haiz bonolardan kaynaklı menfi tespit isteminin talep edildiği ve dava tarihi itibariyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; işbu davanın haksız fiilden kaynaklanan alacak/menfi tespit iddiasına dayandığını, kambiyo senedine dayalı menfi tespit iddialarının dışında 140.000,00 TL alacak taleplerinin bulunduğunu, kambiyo senetleriyle ilgili görevsizlik kararı verilse dahi alacak noktasında yerel mahkemenin görevli olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın bir kısmının tefrik edilmesi ve yalnızca menfi tespit iddiaları yönünden görevsizlik verilmesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu