Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, İİK’nun 89.maddesinde düzenlenen üçüncü şahsa tanınan 15 günlük menfi tespit davası açma süresinin kesin süre olduğunu ve re’sen incelenmesi gerektiğini, kanun koyucunun haciz ihbarnamesine karşı İİK’nun 72.maddesindeki davayı açma yetkisini vermediğini, davacı süresinde İİK’nun 89.maddesine dayalı menfi tespit davası açmadığından kendisinden talep edilen parayı icra veznesine yatırmaya, mecbur olduğunu, davacının icra takip borçluları aleyhine sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası açabileceği gerekçleri ile davalı ... aleyhine açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, icra takip borçluları aleyhine bu şekilde menfi tespit davası açılamayacağı, dava tarihinden önce icra veznesine para yatırılmadığı için bu davanın istirdat davası olarak da nitelendirilmeyeceği için bu davalılar bakımından da davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....

    İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı kendisi, oğlu ve gelininin alışveriş yapmadığını, kanunun tüketiciyi korumak için konulduğunu, menfi tespit davasının açılabilmesi için arabulucuğun dava şartı olduğuna ilişkin açık bir hüküm olmamasına rağmen kanunun konuluş amacına aykırı olarak yorum yoluyla müvekkili aleyhine karar verilerek davanın usulden reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin hiçbir borcu olmadığını ispat ettirmeye çalışırken üstüne vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin de borçlandırılmasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir....

    Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde; öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....

      un davalı firmaya karşı borcuna istinaden müvekkiline 3. kişi sıfatıyla 1. ve 2. haciz ihbarnameleri gönderildiğini, müvekkili tarafında haciz ihbarnamelerine yasal süresinde itiraz edilmesine rağmen zamanında itiraz edilmediği gerekçesi ile 03/01/2022 tarihinde 3. haciz ihbarnamesi gönderilerek menfi tespit davası açmaları için taraflarına 15 günlük yasal süre verildiğini, haksız yasal dayanaktan yoksun bu iddia ve talep karşısında takip borçlusuna karşı ödemesi gereken kesin ve istenebilir nitelikteki bir borcun bulunmadığının tespiti yönünden bu davayı açtıklarını, müvekkilinin icra takip borçlusuna ödemesi gereken kesin ve istenebilir nitelikte bir hak ve alacak bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin icra takip borçlusu ...'a borçlu olmadığının tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Yahyalı Asliye Hukuk Mahkemesince, "Dava İİK 89/3 Maddesine göre Haciz İhbarnamesine karşı menfi tespit istemine ilişkindir....

        hak ve alacak bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin icra takip borçlusu Mustafa Bulut'a borçlu olmadığının tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

        Dava İİK 72. maddesine göre açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Zira yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, takibe itiraz sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....

          İcra ve İflas Kanunu'nun 72 / 1 maddesinin açık hükmüne göre ortada bir icra takibi olmasa dahi yapılabilecek olası bir takibi düşünerek menfi tespit davası açması mümkün olan borçlunun icra takibiyle kendisinden hak talebinde bulunan alacaklıya karşı bu davayı açmasında hukuki yararı olduğunda kuşku yoktur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 18.1.2012 gün ve 2011 / 19-622 esas 2012 / 9 karar sayılı kararı da bu doğrultudadır. Menfi tespit davası bakımından takibin İcra ve İflas Kanunu'nun 68. maddesinde sayılan belgelere dayalı olması veya olmaması arasında da bir fark bulunmamaktadır. Her iki halde de borç tehdidi söz konusu olup davacının menfi tespit istemesinde hukuki yararı bulunmaktadır....

            Dava, rücuen alacak hakkında menfi tespit davası olduğu için rücuen alacak hakkındaki hükümlere tabidir. Zarar gören ile zarar veren arasında akti ilişki bulunmadığından sigorta poliçesinden kaynaklanmayan, haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Açıklanan nedenlerle, yargı yeri olarak Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin belirlenmesine karar vermek gerekmiştir. KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21.ve 22. maddeleri gereğince Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, Dosyanın merci tayini talep eden mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/1-c maddesi uyarınca temyiz kanun yolu kapalı olmak üzere 12.5.2022 günü oybirliği ile karar verildi....

              Dava, rücuen alacak hakkında menfi tespit davası olduğu için rücuen alacak hakkındaki hükümlere tabidir. Zarar gören ile zarar veren arasında akti ilişki bulunmadığından sigorta poliçesinden kaynaklanmayan, haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Açıklanan nedenlerle, yargı yeri olarak Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin belirlenmesine karar vermek gerekmiştir. KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21.ve 22. maddeleri gereğince Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, Dosyanın merci tayini talep eden mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/1-c maddesi uyarınca temyiz kanun yolu kapalı olmak üzere 12.5.2022 günü oybirliği ile karar verildi....

                Davalı vekili cevabında, davacının takibe itiraz ederek durdurduğunu, bu nedenle menfi tespit davası açılamayacağını, davacının kaçak elektrik kullandığının 01.04.2004 tarihinde tespit edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davacının kaçak elektrik kullanmadığının bilirkişi incelemesi sonucu saptandığı, kaçak elektrik tutanağında kaçak hattın nereden ve nasıl çekildiği konusunda açıklık bulunmadığı gerekçesiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı tarafından 11.05.2004 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibine borçlu 07.06.2004 tarihinde itiraz ederek takibi durdurmuştur. Takibe itiraz eden ...Ltd.Şti.08.06.2004 tarihinde takip konusu alacaktan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ederek menfi tespit davası açmıştır. Menfi tespit davası açılabilmesinin borçlunun bu davayı açmada hukuki yaranının bulunması gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu