Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir. 6100 Sayılı HMK.'nın 114.maddesinde hukuki yarar dava şartı olarak kabul edilmiştir. Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olduğunu ispat edemezse, tespit davası dava şartı yokluğundan usulden reddedilir. Mahkemenin, her tespit davasında hukuki yarar bulunup bulunmadığını kendiliğinden incelemesi gerekir. Somut olayda; elektrik idaresi, borçlu şirkete 29.04.2003 günü yazı göndererek; kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiği gerekçesi ile 11.634,73 TL'nin 15.05.2003 gününe kadar ödenmesini talep etmiştir. Borçlu şirket bu yazı üzerine elektrik idaresi aleyhine 22.05.2003 günü menfi tespit davası açmıştır. Elektrik idaresi de bu bedeli tahsil edebilmek için 23.09.2003 günü borçlu aleyhine icra takibi başlatmış; itiraz üzerine 28.10.2003 günü itirazın iptali davası açmıştır....
HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....
Davalı alacaklı ile doğrudan bir ilişkiye dayalı menfi tespit davası açılmadığından açılan menfi tespit davasının takip borçlusu ile olan ilişkiye dayalı olması karşısında dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Maddesi ile 6102 Sayılı TTK'na eklenen 5/A maddesi gereğince ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine" karar verilmiştir.6102 Sayılı TTK'nın 5/A. maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de; menfi tespit davalarında bir miktar paranın ödenmesi istemi bulunmadığından, alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyeceğinden, somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır.HMK 4/a maddesinde "kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde" görüleceğinin...
İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davada menfi tespit talebinin dayanağı olan 09.11.2018 tarihli Taşeronluk Sözleşmesi'nin 17.maddesine göre sözleşme ile ilgili her tür ihtilafta Ankara Mahkemeleri yetkili kılındığı, söz konusu yetki şartı HMK md.17 hükmü uyarınca yetki sözleşmesi kapsamında olduğu ve 09.11.2018 tarihli sözleşme ile ilgili her tür davanın Ankara Mahkemelerinde görülmesi zorunlu olduğunu, menfi tespit davası her bir davalı için 3 ayrı menfi tespit davasına tefrik edilmesi gerektiğini, alacak davasının tefrik edilerek dava şartı yokluğundan dolayı reddi gerektiğini, davalılar arasında HMK md.57 kapsamında ihtiyari dava arkadaşlığı olmadığı gibi, HMK md.59 kapsamında da maddi hukuka göre menfi tespit talebinin tüm davalılara yöneltilmesini ve tüm davalılar hakkında tek bir hüküm verilmesini gerektiren bir hal / durum da söz konusu olmadığından ve davaya konu edilen 09.11.2018 tarihli Taşeronluk Sözleşmesinin 17.maddesine göre Ankara...
İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davada menfi tespit talebinin dayanağı olan 09.11.2018 tarihli Taşeronluk Sözleşmesi'nin 17.maddesine göre sözleşme ile ilgili her tür ihtilafta Ankara Mahkemeleri yetkili kılındığı, söz konusu yetki şartı HMK md.17 hükmü uyarınca yetki sözleşmesi kapsamında olduğu ve 09.11.2018 tarihli sözleşme ile ilgili her tür davanın Ankara Mahkemelerinde görülmesi zorunlu olduğunu, menfi tespit davası her bir davalı için 3 ayrı menfi tespit davasına tefrik edilmesi gerektiğini, alacak davasının tefrik edilerek dava şartı yokluğundan dolayı reddi gerektiğini, davalılar arasında HMK md.57 kapsamında ihtiyari dava arkadaşlığı olmadığı gibi, HMK md.59 kapsamında da maddi hukuka göre menfi tespit talebinin tüm davalılara yöneltilmesini ve tüm davalılar hakkında tek bir hüküm verilmesini gerektiren bir hal / durum da söz konusu olmadığından ve davaya konu edilen 09.11.2018 tarihli Taşeronluk Sözleşmesinin 17.maddesine göre Ankara...
İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davada menfi tespit talebinin dayanağı olan 09.11.2018 tarihli Taşeronluk Sözleşmesi'nin 17.maddesine göre sözleşme ile ilgili her tür ihtilafta Ankara Mahkemeleri yetkili kılındığı, söz konusu yetki şartı HMK md.17 hükmü uyarınca yetki sözleşmesi kapsamında olduğu ve 09.11.2018 tarihli sözleşme ile ilgili her tür davanın Ankara Mahkemelerinde görülmesi zorunlu olduğunu, menfi tespit davası her bir davalı için 3 ayrı menfi tespit davasına tefrik edilmesi gerektiğini, alacak davasının tefrik edilerek dava şartı yokluğundan dolayı reddi gerektiğini, davalılar arasında HMK md.57 kapsamında ihtiyari dava arkadaşlığı olmadığı gibi, HMK md.59 kapsamında da maddi hukuka göre menfi tespit talebinin tüm davalılara yöneltilmesini ve tüm davalılar hakkında tek bir hüküm verilmesini gerektiren bir hal / durum da söz konusu olmadığından ve davaya konu edilen 09.11.2018 tarihli Taşeronluk Sözleşmesinin 17.maddesine göre Ankara...
İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davada menfi tespit talebinin dayanağı olan 09.11.2018 tarihli Taşeronluk Sözleşmesi'nin 17.maddesine göre sözleşme ile ilgili her tür ihtilafta Ankara Mahkemeleri yetkili kılındığı, söz konusu yetki şartı HMK md.17 hükmü uyarınca yetki sözleşmesi kapsamında olduğu ve 09.11.2018 tarihli sözleşme ile ilgili her tür davanın Ankara Mahkemelerinde görülmesi zorunlu olduğunu, menfi tespit davası her bir davalı için 3 ayrı menfi tespit davasına tefrik edilmesi gerektiğini, alacak davasının tefrik edilerek dava şartı yokluğundan dolayı reddi gerektiğini, davalılar arasında HMK md.57 kapsamında ihtiyari dava arkadaşlığı olmadığı gibi, HMK md.59 kapsamında da maddi hukuka göre menfi tespit talebinin tüm davalılara yöneltilmesini ve tüm davalılar hakkında tek bir hüküm verilmesini gerektiren bir hal / durum da söz konusu olmadığından ve davaya konu edilen 09.11.2018 tarihli Taşeronluk Sözleşmesinin 17.maddesine göre Ankara...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/145 Esas KARAR NO : 2022/178 DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/02/2022 KARAR TARİHİ : 23/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ...'ın Antalya Genel İcra Dairesi ...İcra Dairesi ... E. sayılı takip dosyaları nedeni ile borçlu olmadığının tespitini, alacak miktarının %20 si oranında İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Eldeki dava bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak davasıdır. Hakimler ve Savcılar Kurulu' nun 25.11.2021 tarih 1232 sayılı kararı gereğince Bankacılık Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda Antalya ......
Öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: 13. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukukî ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. 14. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. 15. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir....