E sayılı takibi ile 650.000,00 TL ve 620.000,00 TL bedelli bonolara istinaden kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı, eldeki davaya konu alacak ile icra takibine konu alacağın aynı alacak olduğu, birbirinden bağımsız alacaklar olmadığı, davalı ...'in Konya ... İcra Müdürlüğü'nün ... E sayılı takibine ilişkin açtığı menfi tespit davasının Konya ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... E sırasına kayıtlı olduğu, takibe konu bonolardaki imzaların inkar edilmemesi karşısında davacının alacaklı olduğunu ve alacak miktarını anılan menfi tespit davasında ispat etme imkanı varken eldeki alacak davasını açmasında herhangi bir hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca her ne kadar ...'a da husumet yöneltilmiş ise de Konya ... İcra Müdürlüğü'nün ... E sayılı takip dosyasının derdest olması ve takibin ... yönünden durdurulmasına ya da iptaline karar verildiği yönünde herhangi bir iddianın bulunmaması karşısında davacının ...'...
İcra Müdürlüğü'nün 2019/7427 E sayılı takibi ile 650.000,00 TL ve 620.000,00 TL bedelli bonolara istinaden kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı, eldeki davaya konu alacak ile icra takibine konu alacağın aynı alacak olduğu, birbirinden bağımsız alacaklar olmadığı, davalı T3'in Konya 10. İcra Müdürlüğü'nün 2019/7427 E sayılı takibine ilişkin açtığı menfi tespit davasının Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/395 E sırasına kayıtlı olduğu, takibe konu bonolardaki imzaların inkar edilmemesi karşısında davacının alacaklı olduğunu ve alacak miktarını anılan menfi tespit davasında ispat etme imkanı varken eldeki alacak davasını açmasında herhangi bir hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca her ne kadar T6 da husumet yöneltilmiş ise de Konya 10....
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen asıl dosyada menfi tespit ve alacak davasının kısmen kabulüne, birleşen Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/49 esas sayılı dosyasında menfi tespit davasının kabulüne, birleşen Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/71 esas sayılı dosyasında menfi tespit davasının kabulüne, birleşen Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/1192 esas sayılı dosyasında menfi tespit davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurularının reddine yönelik olarak verilen karar, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 28/06/2022 tarihinde davalı vekili Av. .......... geldi. Başka gelen olmadı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı; davalı vekilinin alacağın kalmadığına dair ibrası olduğu halde davalının müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını belirterek takip dosyasındaki alacak yönünden menfi tespite ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; menfi tespit davasını kabul ettiğini bildirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı; davalı vekilinin alacağın kalmadığına dair ibrası olduğu halde davalının müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını belirterek takip dosyasındaki alacak yönünden menfi tespite ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; menfi tespit davasını kabul ettiğini belirtmiştir....
Somut olayda, takip dayanağı .....04.03.2016 tarih ve 2014/472 E. - 2016/196 K. sayılı ilamının incelenmesinde; davacı ......tarafından davalı ... hakkında açılan menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne, 20.06.2008 düzenlenme tarihli 3324615 çek numaralı 50.000 TL bedelli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 3324609 - 3324610 - 3324612 - 3324613 numaralı çeklerden dolayı toplam 200.000 TL’nin çeklerin ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, alacaklının da istirdat davası nedeni ile lehine hükmedilen 200.000 TL’yi ve davanın kabulü nedeni ile de hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretini takibe koyduğu görülmektedir....
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; TTK’nın 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki davalar yanında, menfi tespit davalarının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu, dosya içerisinde mevcut dava dilekçesinden ve eklerinden davacının arabuluculuğa başvurduğuna dair hiçbir belge ve beyanın bulunmadığı, somut olayda davacının öncelikli talebinin menfi tespit talebi olduğu, çeklerin istirdatı istemi olması karşısında menfi tespit konusu çözülmeden istirdat değerlendirilemeyeceğinden niteliği itibariyle talebin tamamıyla arabuluculuğa tabi olduğu gerekçesiyle davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5'inci maddesinden sonra gelmek üzere 7155 sayılı Yasa'nın 20. maddesi ile eklenen 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunu'nun 7155 sayılı Yasa ile eklenen 18/A-2 ve 6100 sayılı HMK'nın 114/2, 115/1-2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulen reddine karar verilmiştir....
Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde; öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....
HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK'nın 32. maddesi uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 08/03/2023 KARAR TARİHİ : 06/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; .... Esas sayılı dosyası kapsamındaki kesinleşmiş icra dosyasına konu alacak bakımından müvekkili şirketin borçlu olmadığının (Menfi Tespit) tespiti ve takibin teminat karşılığında durdurulması talebidir. Mahkememizin .... Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacının ... .. Ltd.Şti, davalısının .......