Mahkemece, davalı olan takip alacaklısının 06.03.2012 tarihli dilekçesiyle alacak miktarını 26.002 TL.olarak düzelttiği ve takibin 8.998 TL.sinden ve 1.750 TL.faizinden feragat ettiği ön inceleme duruşmasında tarafların asıl alacak miktarının 26.000 TL.olduğu konusunda anlaştıkları, davacı vekilinin asıl borç tutarını dava açılmadan önce bildiği, HMK’nun 109/2.maddesi uyarınca talep konusunun tartışmasız ve açıkca belirli olduğu hallerde kısmi dava açılamayacağı, bu nedenle davacının kısmi menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçeleriyle dava şartı yokluğundan HMK’nun 114/1-h, 109 ve HMK’nun 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekili temyiz etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/03/2021 NUMARASI : 2019/645 ESAS VE 2021/41 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit KARAR : Kuşadası 2....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, icra takibinden sonra menfi tespit davası açtıklarını, menfi tespit davasında uyuşmazlığın alacak davası olarak değerlendirilemeyeceğinden davacının arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığını belirterek, hukuka aykırı kararın kaldırılıp davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, menfi tespit talebine ilişkindir. Mahkemece, zorunlu arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, tacir olan taraflar arasında açılan menfi tespit davasında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olup olmadığı hususudur. TTK.nun m.5/A maddesi gereğince, her ticari dava değil; ticari davalardan bir paranın ödenmesine dair tazminat ve alacak talepleri hakkında olanlar için dava açmadan önce arabuluculuğa başvuru şartı kabul edilmiştir....
Davalı ...Ş.; icra aşamasındaki tüm tebligatların usulüne uygun olarak davacıya yapıldığını, menfi tespit davası açılamayacağını, satış tarihinden itibaren 1 yıl içinde istirdat davası açılması gerektiğini, taşınmazı ...'a sattıklarından tapu iptali ve tescil davasında taraf sıfatlarının bulunmadığını, icra dosyasındaki alacak miktarı üzerinden tazminat istenebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı hakkında başlatılan ve yürütülen icra takip dayanağı bankacılık hizmetleri sözleşmesi ve müşteri imza kartonundaki imzanın davacıya ait olmadığının ...Kurumu ... Dairesinin 8.10.2012 tarihli raporuyla belirlendiği gerekçesiyle menfi tespit ve alacak davasının kabulüne, tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili ile davalılardan ... Bankası A.Ş. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı....
Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarihli, 2020/2891 Esas, 2021/4366 Karar sayılı ilamı ve yerleşik uygulamalarında da HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davasının, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeği ve menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi tutulmadığı yönündeki kararları" dairemiz tarafından da benimsenmiştir Somut olayda, davacı icra takibine konu edilen senetlerin dava dışı lehtara kira ilişkisi sebebiyle verildiğini ve ödendiğini, davalı hamil, ciranta ve lehtarın birlikte hareket ederek bedelsiz kalan senetlerin tahsil etmeye çalışıldığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olmakla, menfi tespit davasının “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmadığı, bu nedenle dava zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi bulunmadığından, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş...
HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....
Marka aracın satışının da davacı tarafça dava dışı ...’a 41.000 TL’sına satışının yapıldığının görüldüğü, sözleşmeye taraf olan dava dışı ...’e veya davalı Şirkete satışının yapılmadığı, huzurdaki dava dayanağı icra takip dayanağının ise hangi araç satışına istinaden yapıldığının takip dosyası kapsamından anlaşılamadığı, davalı tarafça takip konusu alacağın dayanağının ne olduğuna dair dosyaya ve incelemeye herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, takip konusu alacak dayanağı olarak “Vasıta Satışından Doğan Alacak” gösterildiğinden ve davacıya herhangi bir vasıta devri olduğuna yönelik olarak dosya münderecatı çerçevesinde bir tespit yapılamadığından menfi tespit talebine konu takip talebinde yer alan borç tutarı yönünden davacının borçlu olduğu yönünde herhangi bir tespitin yapılamadığı anlaşılmıştır. Dava, menfi tespit davasıdır....
şeklinde düzenlendiği, dosyada verilen tedbire ilişkin teminat yatırılmadığı görülmekle tedbir kararının uygulanmadığı, yasanın amir hükmü gereğince menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiği,Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; trafik kazası nedeniyle davalının aracının onarım bedelinin icra takibindeki alacak miktarı ile uyumlu olduğu, davacı tarafça icra takibine konu alacak, alacağın feri ve masraflarını ödemesini yaparak borcu sona erdirdiği, davacının icra takibindeki alacak miktarı bakımından borçlu olduğu anlaşılmakla, mahkememize açılan menfi tespit davası, istirdat davası ve kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği,Davalı yanın icra inkar tazminatı talebinin değerlendirilmesinde; menfi tespit davasında, yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine dair verilen karar ile birlikte borçlu (davacı) aleyhine takdir edilecek tazminat, İİK'nın 72/4. maddesinda hükme bağlanmıştır....
şeklinde düzenlendiği, dosyada verilen tedbire ilişkin teminat yatırılmadığı görülmekle tedbir kararının uygulanmadığı, yasanın amir hükmü gereğince menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiği,Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; trafik kazası nedeniyle davalının aracının onarım bedelinin icra takibindeki alacak miktarı ile uyumlu olduğu, davacı tarafça icra takibine konu alacak, alacağın feri ve masraflarını ödemesini yaparak borcu sona erdirdiği, davacının icra takibindeki alacak miktarı bakımından borçlu olduğu anlaşılmakla, mahkememize açılan menfi tespit davası, istirdat davası ve kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği,Davalı yanın icra inkar tazminatı talebinin değerlendirilmesinde; menfi tespit davasında, yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine dair verilen karar ile birlikte borçlu (davacı) aleyhine takdir edilecek tazminat, İİK'nın 72/4. maddesinda hükme bağlanmıştır....
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde “malen” kaydını içeren imzası inkar edilmeyen kambiyo senedi alacaklının ticari defterlerine işlenmemiş olsa dahi malın teslim edilmediğini, haliyle takibe konulan senedin bedelsiz kaldığını, davacının ispatlaması gerektiği, davacının menfi tespit ve alacak iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin menfi tespit talebi yanında ayrıca alım satım ilişkisine dayalı alacak talebi de bulunmaktadır. Davacının dava dilekçesinde talep ettiğini bildirdiği, bu alacağın davalı defterinde borç olarak kayıtlı olduğu bilirkişi raporunda belirtilmiştir....