Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı, davalının yaptığı 2010 yılı ...Gezileri Projesi hizmet alımı ihalesini kazandığını ve 06.10.2010 tarihinde sözleşme imzaladığını, işe başladığını ve 26.11.2010 tarihinde işin tamamlandığını, 01.12.2010 tarihinde düzenlenen kabul tutanağı ile işin sonlandırıldığı, eksik, kusur ve arızanın bulunmadığı, yapılan işin sözleşmeye uygun olduğunun davalı tarafından kabul edildiğini ve imza altına alındığını, parasının da ödendiğini, ancak sonradan davalı tarafından 24.12.2010 tarihinde 110 adet eksik ve kusurlu işten dolayı 93.170.00.TL ceza kesildiğini ve teminat mektubundan alındığını ayrıca ilişiksiz belgesi sunulmamasından dolayı teminat mektubundan kalan 8.830.00.TL' ya da el konulduğunu ileri sürerek teminat mektubu bedeli olan 102.000.00.TL' nın 30.12.2010 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

    DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 07/06/2021 KARAR TARİHİ : 18/01/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 19/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA Davacı vekili 07/06/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle, davacının davalıya teminat senedi verdiğini ve senedin teminat olduğuna dair kaydın senet üzerinde yer aldığını, ancak davalının senedin teminat kaydının yer aldığı bölümünü keserek senedi kambiyo senedi olarak icraya koyduğunu, davalı yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve soruşturma sonucunda açılan kovuşturmanın sürdüğünü, ...15. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2015/505 Esas sayılı dosyası ile görülen ceza davasının derdest olduğunu, senet kambiyo senedi vasfı taşımadığından ve senedin boyu kısaltılarak teminat kaydının yok edildiği açık olmakla, davacının ...4....

      yüklenici ortaklık adına verildiğinin kabulü gerektiği, yapım işinden kaynaklı borç tutarlarının davalı idarece mahsubu sonucu kalan teminat tutarının ise ilgili mevzuat hükümleri gereğince yüklenici sıfatı bulunan iş ortaklığına iade edilmesi gerektiği anlaşıldığından, davacının teminat mektubundan kalan tutarın kendi adına iade edilmesi yönündeki talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır....

        , teminat mektubunu iade etmek suretiyle davacı borcunun teminat mektubundan tahsil imkanını kaldıran davalının 17.046 USD’na ilaveten icra harç masraf giderleri ve icra vekalet ücreti tutarı olarak 34.074.000.000 TL zarara uğrattığını ileri sürerek, ......

          Şti. lehine tesis edilen kredilerden doğan teminat mektubu ve komisyon borcundan dolayı nakdi alacak, faiz ve BSMV'nin tahsili ile 5.300,00 TL tutarındaki Gümrük teminat mektubunun faiz karşılığı ile birlikte 54.361,95 TL'nin faizsiz bir hesaba depo edilmesi talebinde bulunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise teminat mektubu komisyon alacağı nakdi kredi borcu olarak kabul edilerek buna göre hesaplama yapılmış, gayrinakdi alacağın da kefil tarafından depo edilmesinin istenebileceği bildirilmiştir. Mahkemece bu rapora itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli değildir. Asıl kredi borçlusu lehine verilen teminat mektubundan kaynaklanan komisyon alacağından ve ferilerinden kefil kefalet limiti oranında sorumludur. Bunun dışında gayrinakdi teminat mektubu bedelinin depo edilmesinin kefilden istenmesi için kredi sözleşmesinde özel hüküm bulunması gerekir....

            GEREKÇE: Dava, menfi tespit ve alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında 30/09/2005 tarihli acente sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı taraf bu sözleşme kapsamında teminat senetlerinden dolayı menfi tespit ile senetlerin iadesini ve fatura alacağının tahsilini talep etmiştir. Dava dilekçesinin talep sonuç kısmında “aradaki ticari ilişkiden kaynaklı herhangi bir borcunun bulunmadığına” şeklinde menfi tespit talebi öne sürülmüş ise de; bu şekilde belirsiz ve soyut bir menfi tespit davası açılamayacağı ve davacının menfi tespit talebi yönünden teminat senedi bedeli olan 16.000 USD üzerinden harç yatırdığı gözetilerek, menfi tespit talebi teminat senedi yönünden değerlendirilmiştir. İcra İflas Kanunu md. 72’ye göre borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir....

              Noterliğine teslim edildiğini, durumun davalıya ihtarı ile birlikte teminat mektubunun iadesinin istendiğini, davalı şirketin anahtarları 21/10/2014 tarihinde teslim almış olmasına rağmen, bundan 44 gün sonra gönderilen ihtarname ile taşınmazın alındığı gibi teslim edilmediğini iddia ettiğini ve taşınmazdaki kaldırılan bölümlerin eski haline getirilmesi için gerekli 89,854,00 TL ve bir aylık kira bedeli olan 17.822 Euro+KDV bedelinin teminat mektubundan karşılanacağının taraflarına bildirildiğini belirterek kira sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borçlarının bulunmadığının tespitine ve teminat mektubunun koşulsuz iadesine karar verilmesini talep etmiştir....

                İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....

                  Bilindiği üzere gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'(İİK)nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi:“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir. Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar ve bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur....

                  haciz bildirimi tebliği tarihinde vergi borçlusu ile davalı banka arasındaki genel kredi sözleşmesi ve bu sözleşme uyarınca verilen teminat mektubundan doğan muaccel hale gelmiş bir alacağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi ile belirlenecek sonuca göre davanın esası hakkında karar verilmesi gereğine değinilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu