Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk ile Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, bonodan kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir. Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın kambiyo senedinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi ise tarafların tacir olmayıp uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK'nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilen davalardır. Buna göre, her iki tarafın da "ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan" hukuk davaları, ticari dava sayılmıştır....

    Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın ziynet ve çeyiz eşyası ile mehir senedine dayalı alacak istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki Yargıtay 3. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden dosyanın görevli Dairenin belirlenmesi için Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine 10/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İNCELEME VE GEREKÇE :Dava, kambiyo senedinden (bono) kaynaklı borç sebebiyle başlatılan başlatılan icra takibine yapılan itirazın hükümden düşürülmesi için itirazın iptali talebine ilişkindir. ---------- sayılı dosya mahkememize görevsizlik kararı ile gönderilmiş olup; mahkememizin -------- Esasına kaydı yapılmıştır. Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, celp edilen------- sayılı dosyasının incelenmesinde; --------- düzenlenme tarihli, -------bedeli ve ------- tarihli toplam alacak-------- tutarından toplam alacağın fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık ------ yasal faiz ve değişen oranlardaki faizi ile, icra giderleri, avukatlık ücreti ile Borçlar Kanunun 100....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Mehmet ile müvekkilinin 08.07.2020 tarihinde evlendiklerini, evlilik sırasında mehir senedi düzenlendiğini, senede göre davalıların 30.000,34 XX 753 gram altın ve çeyiz eşyasını mehir olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, davalı Hacı Hasan'ın kefil sıfatıyla senette imzasının bulunduğunu, taraflar arasında boşanma davasının bulunduğunu, mehir senedinin muacceliyet kesbettiğini belirterek senede konu ziynet eşyası ve tazminatın davalılardan tahsiline, davalılar adına kayıtlı taşınır ve taşınmazlara ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı Hacı Hasan vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, kefaletin şekil şartlarının oluşmadığını, kaldı ki müvekkilinin mehir senedine dayalı olarak davacıya bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 1- Mehir senedinde yazılı olan 22 ayar 100 gram altın, yüzük, küpe ve saat şeklinde ziynet eşyalarının bedelinin davalılardan tahsiline yönelik davalılar aleyhine açılan davanın reddine, 2- Mehir senedinde yazılı eşyalar ile çeyiz eşyalarının (04/07/2022 tarihli bilirkişi raporunun 3 ila 5. sayfalarında 88 kalem halinde yazılı eşyalar) bedeli olan 14.125,00 TL'nin 1.000,00 TL'sine dava tarihi olan 02/09/2019, geriye kalan 13.125,00 TL'sine ise ıslah tarihi olan 25/07/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; ziynetler yönünden ret kararının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir....

        Noterliğince düzenlenen 30/07/2010 tarih ve 11990 yevmiye numaralı mehir senedi ile davalıya bağışlamayı taahhüt ettiği ziynet ve eşyalar yönünden bağıştan rücu ettiğinin tespitine, ayrıca mehir senedinde tahahhüt edilip davalıya teslim edilmiş ziynetlerin değeri olan 16.980 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; sadakat yükümlülüğünü yerine getirdiğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; boşanma davasında taraflar her ne kadar eşit kusurlu sayılmış iseler de kadının telefonla başkaları ile güven sarsıcı şekilde görüşmeler yaptığı, bu durumun koca yönünden katlanılmasının düşünelemeyeceği, davacı yönünden bağıştan rücu şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ... 1....

          Bu durumda, mehir senedinde yeralan ev eşyalarının davacı tarafından evden götürüldüğü konusundaki ispat yükü davalıya aittir . Ancak, mehir senedinde yeralan ve beyaz eşya, mobilya gibi eşyalardan oluşan , bilirkişi tarafından 9.385.00.- TL değer biçilen eşyaların evden ayrılış şekli itibari ile davacı tarafından götürüldüğü davalı tarafından ispatlanamamıştır . Mahkemece bu eşyaların değeri yönünden de talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu eşyalar yönünden talebin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

            MEHİR SENEDİ İLE TAAHHÜT EDİLEN ZİYNET EŞYASININ TAHSİLİ 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, mehir senedi ile taahhüt edilen 800 gram altının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili ile davalının boşandıklarını, 13.8.2005 tarihli sözleşme ile 800 gram altın taahhüt edilmesine rağmen söz konusu taahhüdün yerine getirilmediğini, bu nedenle 800 gram altının mümkünse aynen, değilse bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise taahhüt edilen altınların düğünde takıldığını, belirterek davanın reddini savunmuştur....

              Davacı vekili dava dilekçesinde, mehir senedinde yazılı eşyalar ile babaevinden çeyiz olarak getirilen eşyaların ve arsanın aynen iadesini ya da bedeli olan 12.530 TL'nin tahsilini talep etmiştir. Davalı, altınların davacının üzerinde olduğunu, ,oturma grubu ve fırının evde konacak yer olmadığından davacı tarafından davacının babası evine götürüldüğünü, mehir senedinde yazılı arsa ile ilgili taaahhüdün davalının babası tarafından imzalanmadığını davalının böyle bir arsasının da bulunmadığını ,diğer eşyaları teslime hazır olduğunu savunmuştur. Davacı kadın dava konusu edilen mehir senedinde yazılı 100 gr altının, oturma grubunun, fırının davalıda kaldığını, verilmesi kararlaştırılan arsanın halen verilmediğini ve dava sırasında teslim edilmeyen tencere takımı ,ütü masası, büyük tüp ve sininin de davalıda kaldığını ileri sürmüş; dinlettiği tanıkların beyanı ile iddiasını ispat edememiştir....

                ye mehir olarak verildiğini mal kaçırma amaçlarının olmadığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ..., cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, tasarrufun muvazaa ile düşük değerli işlemler ile yapıldığı ve tasarrufta bulunan davalıların borçlunun gelini ve eşi oldukları, dikkate alınarak her ne kadar ...'ye yapılan satışın yöresel örf gereği mehir olduğu iddia edilse de, borçluların yaptıkları tasarrufların iptaline ilişkin mahkemenin bu tasarruf dışında 2013/188,191 ve 190 esas numaralı dosyaların da bulunduğu, davacı tarafından borçluların mal kaçırmak amacını güttüklerinin malların çeşitli sebeplerle 3. kişilere devredildiğinin iddia edildiği görülerek davalıların taşınmazların mehir olarak devredildiği iddiasına hakkaniyet gereği itibar edilmediği, alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiklerinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu