GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Mahmut evlenirken düzenlenen mehir senedindeki 50 gram 22 ayar altının hiç alınmadığını, mehir senedindeki diğer eşyalar ile müvekkilinin çeyiz eşyalarının müşterek hanede kaldığını belirterek aynen iadesi, olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiş, 50 gram mehir altını ve mehir eşyaları yönünden her iki davalının, çeyiz eşyaları yönünden davalı Mahmut'un sorumlu tutulmasını talep etmiş, dava değerini şimdilik 15.300,00 TL olarak bildirmiş, 24/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile de, dava değerini 46.400,00 TL olarak ıslah etmiştir....
Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkillerinden ... ile davalının evlenmek için nikahlandığını, bu nedenle mehir senedi düzenlendiğini, mehir senedine mahsuben nişan ve nikah akdinin öncesinden 07.12.2007 tarihinde müvekkilleri tarafından davalıya bir kısım ziynet eşyalarının takıldığını; ancak, davalının düğün türeni yapılmadan, evlenmekten vazgeçerek, boşanma davası açtığını, davanın derdest olduğunu; davalının, ayrıca, ziynet eşyalarının bedeli ve tüm yaptığı masrafların tahsili için de alacak davacı açtığını; bundan ayrı, mehir senedine dayalı olarak alacak davacı açtığını; oysa, müvekkillerinin evlilik birliğinin kurulmamasında sorumlu olmayıp, bağıştan ve mehirden rücuu ettiklerini ileri sürerek; mehir senedinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....
Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....
Taraflar arasındaki mehir senedinden kaynaklanan ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olayda geçerli bir mehir senedinden bahsetmenin mümkün olmayacağını, mehir senedi olarak 2 evrak bulunduğunu, 400 gr altının kimin lehine verileceğinin hüküm altına alınmadığını, söz konusu sayfadaki yazıların davalıya ait olmadığını imzanın davalıya ait olduğunu, davalının hiçbir şekilde mehir senedi imza altına almadığını, davalının resmi olarak evli olduğunu, mehir senedinin hukukta "İslam hukukunda erkeğin evlenirken kadına verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para, mal veya menfaat hediyesidir" şeklinde tanımlandığını, davalının hukuken evlenemeyecek olması karşısında mehir senedinin geçerli olduğunun düşünülemeyeceğini beyan ederek davanın reddi ile alacaklının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davalının mehir senedinden kaynaklı taşınmaz vaadi ile sigarayı bırakma vaadini yerine getirmemiş olmasının boşanma sebebi oluşturmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın reddini istinaf etmiştir....
Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi vardır. Uyuşmazlık, Aile Hukukundan dayalı alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd., eBK m. 234 vd.) bir alacak talebi niteliğindedir. Hal böyle olunca, davayı görmeye genel mahkemeler görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir (HMK m. 1, 3, 114/1,c, 115/1). O halde mahkemece, bu taleple ilgili dava hakkında HMK 167. maddesi gereğince ayırma ve görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; hatalı değerlendirme ile işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
Dava konusu " Mihir Senedi" başlıklı tarihsiz sözleşme incelendiğinde; sözleşmede "10.000 TL Herhangi bir anlaşmazlıkta" şeklinde belirtilen alacak kalemi mehri müeccel kalan kısmının ise mehri muaccel niteliğinde olduğu, tarafların resmi olarak evlilik gerçekleştirmedikleri, mehir senedine konu eşya ve takıya hasren 5.000 TL'nin ve yine mehri müeccel olarak belirlenen 10.000 TL'nin davacı yana ödendiğine dair davalı cevabı bulunmadığı gibi bu yönde bir delil de sunulmadığı, mehri muaccel kısım için yerleşik uygulamalara istinaden mehir senedinde ayrıca teslime dair ibare bulunmaz ise mehir senedinin teslim belgesi olarak kabul edilemeyeceği, zira Yargıtay 3....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taraflar arasında düzenlenen mehir senedinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Karaman 2. Aile Mahkemesince; HMK'nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesidir....