Hukuk Dairesine gönderildiği, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK 353/1- a-3 maddesi gereğince esası incelenmeksizin kaldırılmasına karar verilerek, boşanma talebi yönünden mahkememizin 2017/572 esas sıra numarasına kaydının yapılarak, bozmaya uyularak dosyanın 05/12/2019 tarihinde kesinleştiği, mehir alacağı yönünden ise mahkememizin 2017/575 esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir. DELİLLER:Dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacı yazılı hale getirtilen 1.5 kg altını mehir alacağını talep etmiştir. Davalı ise Boşanma davasına ilişkin sunduğu cevap dilekçesinde mehir senedine ilişkin beyanda bulunmamıştır. 05/09/2013 tarihli Belgenin incelenmesinde tarafların ve şahitlerin imzalarının yer aldığı, "mihri müeccele: 1.5 kg şart koşulan boşanmadan sonrası için 80 gr altın" yazılı olduğu belirlenmiştir....
Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Bu nedenle 20.000,00 TL mehri müeccel bedeli yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken aile mahkemesi sıfatı ile bakılarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; 1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; Mehir senedinden kaynaklı ziynet alacağı yönüyle; 22 ayar 20 gram altının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün bulunmaması halinde 1.000.TL 'sinin dava tarihi olan 11/02/2019 tarihi itibari ile 3.220.TL'sinin ıslah tarihi olan 13/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam 4.220.TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2- Mehir senedinden kaynaklı eşyalar yönüyle talebin REDDİNE karar verilmiştir....
Taraflar arasındaki mehir senedinden kaynaklı ziynet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedindeki 22 ayar 500 gram altının ifa edilmediğini belirterek aynen iadesi, olmadığı takdirde şimdilik 1.000,00 TL'nin faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, 14.04.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini 239.000,00 TL olarak ıslah etmiştir. II....
Davalı, davacı mehir olarak verilen ziynet eşyalarını davacının evi terk ederken götürdüğünü, mehir senedinde yazan eşyaların yarısının kendisine ait olduğunu, düğünde takılan altınlar davacının rızası ve iradesi doğrultusunda bozdurularak düğün masraflarının karşılandığını; ev eşyası aldıklarını, düğünde iddia edildiği miktarda altın takılmadığını, 57 adet çeyrek altın, 5 adet yarım altın, 1 adet büyük altın takıldığını; her ne kadar, annesi davalı olarak gösterilmiş ise de, mehir senedinden anlaşılacağı üzere annesinin tanık sıfatıyla imzasının bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davacının mehir senedinde yer alan ziynet ve ev eşyaları yönünden davasının kısmen kabulü ile, değerinin 1/2'si olan 12.102,50TL'nin davalılar ........
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davacının mehir senedindeki ev eşyalarını müşterek haneden aldığı, mehir senedindeki ziynetin ise davalılar tarafından elinden zorla alındığını ispatlayamadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müşterek haneden darp edilerek ayrıldığını, mehir senedindeki ziynet ve ev eşyalarını yanında götüremediğini belirterek davanın reddini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, mehir senedinden kaynaklanan alacak davasıdır....
Somut olayda; Taraflar arasında düzenlenen 09.11.2006 tarihli mehir senedinde, toplam 14 kalemde belirtilen altın ve ev eşyalarına ilişkin olarak "yukarıdaki eşyaları .... ya aşağıdaki şahitler huzurunda mihir olarak veriyorum" şeklinde yazıldığı, dava dilekçesinde ise davacının, ziynet eşyalarının elinden kandırılmak suretiyle alındığını iddia ettiği görülmüştür. Bu durumda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, mehir senedinde belirtilen ziynet eşyalarının davacı kadına teslim edildiği ancak davacı kadının rızası dışında elinden alınıp alınmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır. Eldeki dava, mehir senedinden dolayı ziynet eşyalarının teslimi ya da bedellerinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre; konunun ispat hukuku açısından ele alınması gerekir. Dava konusu eşyalar taraflar arasında senede bağlanmış olup davalıyı bağlar....
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu "evlenmeden mütevellit çeyiz ve mehir" başlıklı 24.06.2012 tarihli sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin, dava konusu tarafların resmi evlilik tarihinden sonra düzenlendiği, sözleşmenin davalı olan eski eşin babası tarafından imzalandığı, mehir senedinde yazılı bulunan dava konusu altının " Kalan 680 gram altın takı ise gelinimiz Emine'nin talep ettiği zaman ödenmek üzere borcumuzdur" şeklindeki taahhütle ileriye yönelik olarak davacı kadına bağışlanacağı sözünün verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacının talebi, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Dava konusu bağışlama vaadi yazılı yapılmakla geçerlidir....
mehir senedinde olmadığını belirtilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Bu durumda; davacı-karşı davalının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....