Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda; davacı-karşı davalının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....

(BK m.238/1) Somut davanın dayanağını, taraflar arasında düzenlenen 03/10/2010 tarihli mehir senedi oluşturmaktadır....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı T5 yönünden davanın reddine karar verildiğini, davalının babasının da davalı ile beraber mehir senedini üstlendiğini, oğlu ile beraber sorumluluk altına girerek mehir senedindeki belirtilen tutarları üstlendiğini mehir senedini imzalayarak onayladığını, mahkemenin davalı T5ın mehir senedindeki sorumluluğuna ilişkin duyduğu şüpheler bakımından herhangi bir usuli işlem gerçekleştirmeden, mehir senedindeki şahitlere başvurmadan, yemin delilini kullanmadan davanın reddine karar verdiğini, mahkeme bir şüpheye düşüyor ise, mehir senedindeki şahitlerin bu hususta dinlenmesini talep edebileceğini, mehir senedindeki şahitlerin, şahit olmalarındaki amaçlardan birisininde bu olduğunu, bu tür ve buna benzer şüphe durumlarında bilgi ve görgülerini paylaşmalarının gerektiğini, ilgili mehir senedi geleneklere göre oturmuş ve içtihat olarak kabul edilmiş olan ve şartlarını sağlayan bir mehir senedi olduğunu, davalı...

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı T5 yönünden davanın reddine karar verildiğini, davalının babasının da davalı ile beraber mehir senedini üstlendiğini, oğlu ile beraber sorumluluk altına girerek mehir senedindeki belirtilen tutarları üstlendiğini mehir senedini imzalayarak onayladığını, mahkemenin davalı T5ın mehir senedindeki sorumluluğuna ilişkin duyduğu şüpheler bakımından herhangi bir usuli işlem gerçekleştirmeden, mehir senedindeki şahitlere başvurmadan, yemin delilini kullanmadan davanın reddine karar verdiğini, mahkeme bir şüpheye düşüyor ise, mehir senedindeki şahitlerin bu hususta dinlenmesini talep edebileceğini, mehir senedindeki şahitlerin, şahit olmalarındaki amaçlardan birisininde bu olduğunu, bu tür ve buna benzer şüphe durumlarında bilgi ve görgülerini paylaşmalarının gerektiğini, ilgili mehir senedi geleneklere göre oturmuş ve içtihat olarak kabul edilmiş olan ve şartlarını sağlayan bir mehir senedi olduğunu, davalı...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiği, mehir senedinde davalı Selim'in imzası olmamakla birlikte davacının beyanı ile mehir senedindeki ziynet ve eşyaların düğün sırasında alındığının anlaşıldığı, davacının işbu davadaki iddiasının ziynet eşyalarının davalı Selim tarafından alındığı, mehir eşyalarının ise davalı Selim'de kaldığı yönünde olduğu, hal böyle olunca işbu davanın mehir senedinden kaynaklı alacak davası değil zilyetliğe dayalı kişisel eşyanın iadesi davası olduğunun anlaşıldığı, hal böyle olunca davalı Selim'in mehir senedinde imzasının olmamasının ve davalı Süleyman'ın senedi ne sıfatla imzaladığı yönünde bir açıklık bulunmamasının sonuca etkili olmayacağı, kaldı ki davalı Süleyman yönünden davanın reddine dair kararın da davacı tarafından istinaf edilmeksizin kesinleştiği, davacının 01/12/2020 tarihli celsedeki beyanı ile, mehir senedinde yer alan 150 gram karşılığında 7 adet bilezik, 1 adet set takıldığının anlaşıldığı...

Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkillerinden ... ile davalının evlenmek için nikahlandığını, bu nedenle mehir senedi düzenlendiğini, mehir senedine mahsuben nişan ve nikah akdinin öncesinden 07.12.2007 tarihinde müvekkilleri tarafından davalıya bir kısım ziynet eşyalarının takıldığını; ancak, davalının düğün türeni yapılmadan, evlenmekten vazgeçerek, boşanma davası açtığını, davanın derdest olduğunu; davalının, ayrıca, ziynet eşyalarının bedeli ve tüm yaptığı masrafların tahsili için de alacak davacı açtığını; bundan ayrı, mehir senedine dayalı olarak alacak davacı açtığını; oysa, müvekkillerinin evlilik birliğinin kurulmamasında sorumlu olmayıp, bağıştan ve mehirden rücuu ettiklerini ileri sürerek; mehir senedinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Mahmut evlenirken düzenlenen mehir senedindeki 50 gram 22 ayar altının hiç alınmadığını, mehir senedindeki diğer eşyalar ile müvekkilinin çeyiz eşyalarının müşterek hanede kaldığını belirterek aynen iadesi, olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiş, 50 gram mehir altını ve mehir eşyaları yönünden her iki davalının, çeyiz eşyaları yönünden davalı Mahmut'un sorumlu tutulmasını talep etmiş, dava değerini şimdilik 15.300,00 TL olarak bildirmiş, 24/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile de, dava değerini 46.400,00 TL olarak ıslah etmiştir....

    Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....

    Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....

    Taraflar arasındaki mehir senedinden kaynaklanan ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      UYAP Entegrasyonu