Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu "evlenmeden mütevellit çeyiz ve mehir" başlıklı 24.06.2012 tarihli sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin, dava konusu tarafların resmi evlilik tarihinden sonra düzenlendiği, sözleşmenin davalı olan eski eşin babası tarafından imzalandığı, mehir senedinde yazılı bulunan dava konusu altının " Kalan 680 gram altın takı ise gelinimiz Emine'nin talep ettiği zaman ödenmek üzere borcumuzdur" şeklindeki taahhütle ileriye yönelik olarak davacı kadına bağışlanacağı sözünün verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacının talebi, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Dava konusu bağışlama vaadi yazılı yapılmakla geçerlidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...Dava; mehir senedine dayalı (bağışlama vaadi sözleşmesi ) alacak istemine ilişkindir. Dosyanın Konya 2. Aile Mahkemesinin görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2022 NUMARASI : 2022/22 ESAS - 2022/365 KARAR DAVA KONUSU : Bağışlama Vaadinden (Mehir) Alacak KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
HD'nin E. 2005/291 K. 2005/13922 T. 22.12.2005 tarih ve sayılı kararında evlenme dini tören ile yapılmış ve ortada resmi bir nikah yok ise de, resmi törenle yapılmayan nikah sonucunda verilen mehir senedinin geçerli olduğunun kabul edildiğini, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, bağışlama vaadinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı ile davalı arasında düzenlenen mehir senedi incelendiğinde, davalının evlendiklerinden bahisle davacıya senette yazılı miktardaki altını bağışlama sözü verdiği anlaşılmıştır....
HD'nin E. 2005/291 K. 2005/13922 T. 22.12.2005 tarih ve sayılı kararında evlenme dini tören ile yapılmış ve ortada resmi bir nikah yok ise de, resmi törenle yapılmayan nikah sonucunda verilen mehir senedinin geçerli olduğunun kabul edildiğini, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, bağışlama vaadinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı ile davalı arasında düzenlenen mehir senedi incelendiğinde, davalının evlendiklerinden bahisle davacıya senette yazılı miktardaki altını bağışlama sözü verdiği anlaşılmıştır....
İlk derece mahkemesi kararının özeti: ''Dava, bağışlama vaadinden kaynaklanan alacak davasıdır. Dava konusu alacak, esasen dini nikah merasiminde vaad edilen mehr-i müecceldir. Eski hukuktan gelen mehir kurumu 2/12/1959 tarih ve 14/30 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına konu olmuş ve bu ilamda “Medeni Kanun, evlenme sözleşmesi sırasında karı kocadan birinin diğerine bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaad edip bir süre ertelemesini yasaklamamıştır. Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehir, Medeni Kanun tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez.” şeklindeki açıklamalarla mehrin günümüz medeni hukukuyla ilişkisi tespit edilmiştir. Mehr sözleşmesi ile ilgili talepler eski hukuka ait bir kurum olduğundan bahisle tartışılmaksızın reddedilemez. Mehr sözleşmesi bugün de geçerlidir. (Yargıtay 2....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; '' dava mehir senedine dayalı alacak talebine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; '' dava mehir senedine dayalı alacak talebine ilişkindir....
(BK m.238/1) Taraflar arasındaki davanın dayanağı olan sözleşme (mehir senedi) yazılı olarak düzenlenmiş olup, mehirde belirlenen bedelin ne zaman ödeneceğine ilişkin bir kaydın bulunmadığı, davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, bila tarihli şahitler huzurunda düzenlenen ve dosyada sureti bulunan mehir senedinde de "mihri müeccel" ibaresinin yazılı olduğu, dava dilekçesi ekinde olan sözleşmedeki ziynetlerin ise mehir alacağı olmayıp, ziynet eşyalarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır....
(BK m.238/1) Taraflar arasındaki davanın dayanağı olan sözleşme (mehir senedi) 1991 tanzim tarihli olup, tarafların 03/09/2013 tarihinde boşandıkları görülmüştür. Davacı tarafların 2013 yılında boşandıklarını, ancak davalının mehir senedinden kaynaklanan yükümlülüğünü bugüne kadar yerine getirmediğini iddia etmektedir. Davacının talebi mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlık; Yargıtay 13. HD'nin 05/11/2015 tarih 2015/28774E.-32078 K.sayılı ilamda belirtildiği şekilde, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd) bir alacak talebi niteliğindedir....