Somut olayda; mal rejimin tasfiyesi talebi ile dava açılmış olup, 34 XX 311 plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir konulması talebi ilk derece mahkemesince reddedilmiştir. UYAP sisteminden temin edilen sorgulama sonucuna göre davalı adına kayıtlı araç bulunmadığı, söz konusu aracın dava dışı kişi adına kayıtlı olduğu, dava dışı kişi adına kayıtlı araç üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla; dosyadaki belgelere ve istinaf incelemesine konu ara kararın gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi ara kararında kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 27/03/2023 NUMARASI : 2022/817 ESAS, 2023/227 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejimin KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilini aldattığını, boşanma davasının derdest olduğunu, davalının mallarını muvazaalı olarak başkalarına devrettiğini belirterek şimdilik faiziyle birlikte 5,00 TL değer artış payı, 20.000,00 TL katılma alacağına üç araç, on altı taşınmaz, davalı adına kayıtlı şirket hisse ve gelirlerine, şirket adına kayıtlı tüm menkul ve gayrimenkullere, Dr....
Davacı kadın vekili 02.05.2015 tarihli açıklama dilekçesinde; tasfiye konusu 978 ada 8 parselde (yeni 8920 ada 4 parsel) bulunan 4 katlı evin olduğunu, taşınmazın tahminin değerinin 300.000,00 TL olduğunu, dava değerinin de 150.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin öncelikli talebinin 3 ve 4 üncü kattaki taşınmazların müvekkiline verilmesi olduğunu, mümkün olmaması halinde paraya çevrilerek paylaşımın yapılmasını talep ettiklerini belirterek; yasal mal rejimin göre taşınmazın aynen, mümkün olmaması halinde tasfiye usulüne göre paylaştırılmasını talep etmiştir. 3....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/10/2019 NUMARASI : 2015/457 ESAS 2019/628 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejimi KARAR : Çorlu 2....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK md. 222). Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında belirtildiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere; tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir(TMK 222. m).TMK. 225. maddesine göre, mal rejimi; eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulü durumunda ölüm ve sözleşme tarihlerinde sona erdiği gibi, mahkemece, evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM mad.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM mad.189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir....
HUKUKÎ SÜREÇ Sanık hakkında verilen kararın temyiz edilerek bozulması üzerine yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında hayasızca hareketler suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nu 225 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca neticeten 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mükerrirlere özgü infaz rejimin uygulanmasına karar verilmiştir. II. TEMYİZ SEBEPLERİ Sanık müdafiinin temyiz isteği, atılı suçun unsurlarının oluşmadığına, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, suçun işlendiğine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına ve beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir. III. OLAY VE OLGULAR Sanığın, temyiz dışı sanık Turan T. ile birlikte boş arazi üzerinde araç içerisinde cinsel ilişkiye girmek suretiyle hayasızca hareketler suçunu işlediği Yerel Mahkemece kabul edilmiştir. IV....
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bozma kararı üzerine, 19/12/2022 tarihli ara kararıyla, dahilde işleme izin belgesi kapsamında ithal edilen kumaşların boya ve baskı işlemi görüp görmediği, ihracının gerçekleşip gerçekleşmediği, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen listelerde kayıtlı ihracat beyannamelerinin uyuşmazlık konusu ithalat beyannameleriyle ilişkili olmadığı yönünde yapılmış herhangi bir tespit bulunup bulunmadığı, cevaplı rapor ya da kanıt oluşturabilecek bir belgenin mevcut olup olmadığının sorulması üzerine alınan cevabi yazı ile, merkezi bilge sisteminden yapılan sorgulama neticesinde uyuşmazlık konusu dahilde işleme izin belgesi kapsamı olduğu anlaşılan ihracat beyannameleri nin bu belge kapsamında olmadığı yahut rejimin ihlal edildiği yönünde herhangi bir tespitin bulunmadığı, cevaplı rapora da rastlanılmadığının bildirildiğinin anlaşılması karşısında, olayda, rejim hükümlerinin ihlal edildiği yönünde somut bir tespit bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle...
Bu düzenlemeler, 42.maddede öngörülen rejimin uygulanmasında inşaat ve onarım işinin başkası hesabına, bir taahhüt uyarınca yapılması gereğini ortaya koymaktadır. Zira istihkak bedeli ödemesi, ödemesi bir taahhüde bağlı olarak yapılan inşaat ve onarım işlerinde söz konusu olabilir. Bir kimsenin satmak üzere kendi nam ve hesabına yaptığı özel inşaattan dolayı alıcıdan tahsil ettiği bedel, istihkak bedeli değil, ancak sa tış bedeli olarak isimlendirilir ve 42.madde kapsamında düşünülemez. Satışın arsa payı üzerinden yapılıp inşaatın alıcı ile aktedilen inşaat sözleşmesine göre tasarlanması da bu sonucu değiştirmez. Özel inşaatlar hangi şartlarla yürütülürse yürütülsün, fiilen yapılan iş inşa edilen dairelerin satışından ibarettir. Bu tür inşaatların herhangi bir kıymet imali ve satışından farklı bulunmadığından, kazanç tesbitinin yıllık olarak ve maliyetle satış bedeli karşılaştırılmak suretiyle yapılması gerekir....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, ara kararına cevaben gönderilen belgelerin incelenmesinden, Ekonomi Bakanlığının 13/04/2016 tarihili yazısı ile davacının taahhüt hesabının kapatıldığı ve geçici ithalat sırasında alınan teminatların iadesinin uygun görüldüğü anlaşıldığından, eksik yatırılan teminatın tamamlatılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; dahilde işleme rejimi kapsamında eşyaların ithali sırasında tahakkuk ettirilen ve ancak, anılan rejimin şartlarının ihlali halinde tahsil edilmesi olanaklı olan vergilere ilişkin teminatın noksan verilmesinin, anılan rejim hükümleri ihlal edilmedikçe vergi kaybına neden olmayacağı, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 234. maddesinde belirtilen farklılıklara yönelik herhangi bir tespitte bulunmadan, sadece olası vergi kayıplarını önlemeye yönelik alınan ve şartlar oluştuğunda iade edilmesi gereken teminatın eksik verilmesi sebebiyle ceza uygulanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı...